Portland geçtiğimiz 10 yılın en şanssız takımı desek yanlış olmaz sanırım (Sanki Majestelerini draft edebilecekken tarihi bir hatayla elinden kaçıran bir takımın daha fazla acıya ihtiyacı varmış gibi). İki tane çok büyük potansiyelli -hatta biri potansiyel olmaktan çıkıp NBA’in en önemli oyuncularından biri haline dönüşmüş- oyuncuyu sakatlıklara kurban veren fazla takım yok sonuçta ortada. Şöyle düşünün bu takımın ilk beşinde Brandon Roy-LaMarcus Aldridge-Greg Oden beraber oynuyor olabilirdi. Roy‘a söylenebilecek pek birşey yok, müthiş bir oyuncu olmasının yanı sıra ender bulunan ‘winner’ oyunculardan biriydi. Şuan bu etiketi alan oyuncularının küçümsenemeyecek kadar büyük bir kısmı zaten kazandıkları için bu ünvanı alıyorlar bunu kabul etmek gerekir. Ama Roy onlardan değildi. Aldridge‘in ne olduğu zaten ortada. Greg Oden için ‘ya hadi yaa,onun ne olduğunu gördük’ diyen arkadaşlara bir çift sözüm olacak. Son 10 yılda dominant uzun olarak lige giren oyunculardan hiçbiri kolejde Oden kadar dominant olamadılar. Daha gelir gelmez sahalardan uzak kaldı,tam döndü derken bir kez daha sakatlandı. Fiziksel çöküşün yanı sıra mental çöküş de onu çok etkiledi. Sonuçta o yaştaki bir oyuncunun ‘Yeni Duncan’ , ‘Yeni Shaq’ diye anılırken o kadar uzun süre sahalardan uzak kalmasını kaldırması bir hayli zor hele ki arkasından seçilen Durant, ligde inanılmaz işler yapmaya başlamışken. Oden da kendini alkole vererek basketboldan uzaklaşıp çocuğuna fülüt alamayan İbrahim Tatlıses’e bağladı. Bu ağır travmalardan sonra yine de iyi parçaları bir araya getirerek ve ’12 draftında adeta şapkadan tavşan çıkartarak yeni bir oluşuma gittiler. İlk beşleri üst düzey olsa da Lilliard geldiğinden beri en büyük eksikleri benchten katkı alamamak. Ancak iki yazdır bu konuda yeterince eforu göstermemeleri düşündürücü. Bu yaz da beklediğimden çok daha pasif kaldıklarını söyleyebilirim açıkcası.
Gidenler:
Mo Williams : Geçen sene benchi geliştirmek adına yapılan en önemli hamlelerden biriydi Williams’ın kadroya katılması. Ancak bu sene sonunda takımda tutulamadı ve bence önemli bir kayıp oldu. Zaten bu konuda sıkıntı çeken bir takım için önemli bir parçaydı Williams.
Earl Watson: Guard rotasyonunda kaybedilen bir parça da Watson oldu. Watson,emekliliğini açıkladı dolayısıyla kadroda tutmaları söz konusu değildi.
Gelenler:
Portland Trail Blazers yaza draft hakkı olmadan giren 5 takımdan biriydi ve dolayısıyla drafttan bir oyuncu ekleyemediler.
Chris Kaman: Geçen sene Robin Lopez’i yedekleme konusunda sorun yaşamıştı Blazers. Kaman ligin en güvenilir uzunlarından. Çok ekstra işler yapacak durumda değil ancak zaten Blazers’ın ondan zaten böyle bir beklentisi yok. Yalnız bu ekleme artık Meyers Leonard‘ın iyice gözden düştüğü anlamına geliyor ki Portland’ın iyi geçen çaylak senesine rağmen neden inatla ondan vazgeçtiğini gerçekten anlayamıyorum. Çok fazla özelliği olan oyunun iki tarafına da etki edebilecek bir potansiyel Leonard.Umarım onu daha başarılı şekilde kullanacak bir koçun eline düşer bir an önce ve yazık olan potansiyellerden biri olmaz.
Steve Blake: Blake Mamba, eski takımına döndü. Aslında gösterişsiz oyun tarzı nedeniyle hep biraz hak ettiğinden daha az takdir edilmiş bir oyuncu Blake. Lilliard’ı yedekleme konusunda güvenilir bir oyuncu olacaktır ve tarzı nedeniyle zaman zaman Blazers’ın farklı stratejileri denemesine de imkan verecektir. Watson ve Williams’ın gitmesi sonucu iyiden iyiye zayıflayan guard rotasyonuna önemli bir ekleme oldu.
James Southerland: Southerland’ın hikayesi garip biraz. Aslında ben onun ’13 draftında seçilmesini bekliyordum. Ha çok ekstra bir oyuncu değil kabul ediyorum ama o kadar zayıf bir sınıfta -Abrines falan bile draft edildi,ordan hesap edin- son senesini de o kadar iyi geçirmişken seçilmemesi bana sürpriz olmuştu. James’in en güçlü yanı dış şutları. Gayet yüzdeli şekilde 3 sayı atabilen bir oyuncu. Son senesinde ribaundlara da ekstra katkı vermişti. Aslında nispeten güçlü olan bir bölgeye gelmesi onun şansızlığı ancak bu takımda şans bulabilir. Neler katabileceğini sene içerisinde göreceğiz.
Diante Garrett&Darius Morris: Zayıflayan guard rotasyonunu güçlendirmek için kadroya katılan iki isim. İkisi de şuana kadar çok da birşey ortaya koymadılar açıkcası, eğer çok ince bir filtreden süzülüp kadroya katılmadılarsa, ikisi de ‘ya tutarsa’ diye kadroya eklenen oyuncular. Neler yapacağının projeksiyonunu yapmak zor.
Sezon Öngörüleri:
Portland’ı yine soru işaretleriyle dolu bir sene bekliyor. Gerçekten birbirini tamamlayan iyi bir ilk beşe sahipler. Aldridge gibi çok özel bir yeteneğe ve Lilliard gibi bir karaktere sahipler. Ancak benchten gelecek oyuncular bu sene de bir soru işareti olarak kaldı. Bir önemli nokta da Kansas’da NCAA’in en özel oyuncularından biri olan Thomas Robinson‘ın ne yapacağı. Yanlış takım tarafından seçildikten sonra çok kısa süre 3. takımına geldi. Artık onun bir istikrar kazanması gerekiyor. Terry Stots‘ın da onu kazanmak uğruna daha fazla adım atmalı ayrıca. Potansiyeli olduğunu bildiğimiz bir oyuncuyu kaybetmek onun da çok işine gelmeyecektir diye düşünüyorum. Hele ki bench opsiyonları bu kadar kısıtlıyken. Ayrıca geçen sene sakatlıklar nedeniyle sezona istediği gibi bir giriş yapamayan ve sonrasında da pek iyi bir performans gösteremeyen C.J McCollum‘un neler yapabileceği de önemli olacak. Sonuçta o da bir lotarya tercihi. Tabii ki,kimse onun Lilliard olmasını beklemiyor ama ileriye doğru gelişim adımları atmalı. Eğer Robinson ve McCollum bu sene belirli seviyelere ulaşamazsa Leonard’ı da hesaba katarak, artık bu konuda asıl suçun oyunculardan çok Stotts‘da olduğuna ikna olmaya başlayacağım. Hemen Lilliard’la savunmaya geçen olursa,şunu kabul etmek gerekir ki Lilliard çok özel bir karakter ve nereye giderse gitsin kendini ispatlayabilecek bir oyuncuymuş.Yani Lilliard’ın performansından paye almak fazla kolaycılık Stotts için. Bu sezon Portland’ın tavanını benchten gelecek katkı belirleyecek. Çünkü bu ilk beşe rağmen Batı rekabetinde geride kalmak çok kolay. Bir diğer önemli nokta da sezon sonunda Portland kadrosunda sadece $19 M garanti kontrat kalacak. Aldridge’in kontratını da illaki yenilemek isteyeceklerini düşünüyorum ama senen sonunda silbaştan deyip Lilliard etrafında bambaşka bir takım kurabilecek özgürlüğe de sahip olacaklar. Ha bunu tercih edip etmeyeceklerini bilmek güç tabi. Son olarak Lilliard’ın daha ileriye atabilecek adımı var mı bilmiyorum ama atabilmesini bütün kalbimle istiyorum.
Doğuş Özkan – @dgsozkan