2014-2015 NBA Sezonu İncelemeleri: Los Angeles Lakers

Los Angeles Lakers Media Day

Tarihinin en kötü sezonlarından birini geride bırakan Los Angeles Lakers bu off season’ın en yoğun takımlarından biriydi. Beklenilenin aksine Kobe Bryant’ın yanına bir süper yıldız daha eklemeyi başaramayan Lakers şampiyonluk resminin çok dışında gözüküyor.

Başarısız bir sezon geçiren Mike D’Antoni ile yollarını ayıran Lakers için yazın ilk önemli noktası Nba Draftıydı. Uzun yıllar sonra ilk kez draftta lotterye kalan Lakers 7.sıradan seçme hakkını elinde bulunduruyordu. Son yılların en iyi draftı olarak gösterilen 2014 draftında 7.sıradan Kentucky’nin forveti Julius Randle’ı seçen Lakers ayrıca 2.turdan seçilen combo guard Jordan Clarkson’ın haklarını da Washington’dan aldı. Off-season’ın 2.ve daha önemli kısmı ise serbest oyuncular piyasasıydı. Yaz döneminin başında kadrosunda kontratlı olarak sadece Kobe Bryant, Steve Nash ve Robert Sacre’yi bulunduran Lakers’ın adı hemen hemen her serbest kalan oyuncuyla anıldı. Bunların başında da Carmelo Anthony’nin ismi geliyordu. Dönem dönem Lebron James – Lakers birlikteliğiyle ilgili de haberler çıksa da bunlar gerçekten çok uzak haberlerdi. Carmelo Anthony ile ciddi görüşmelerde bulunan Lakers birçok kaynağa göre Melo’yu ikna etmeyi başarsa da daha sonra planlarını değiştirdi. Süper yıldız son kararını vermeden Lakers teklifini masadan kaldırdı. Bunun hemen ardından Rockets’tan Jeremy Lin’i alan Lakers serbest kalan oyuncuları Jordan Hill, Nick Young, Ryan Kelly ve Xavier Henry ile sözleşme yeniledi. Uzun süredir Lakers forması giyen ve kazanılan son 2 şampiyonlukta büyük payı bulununan Pau Gasol ise Lakers’tan gelen teklifi reddedip Chicago Bulls’un yolunu tuttu. Pau’nun gelişiyle Bulls tarafından amnesty edilen Carlos Boozer’ın çıktığı açık arttırmayı ise sürpriz bir şekilde Lakers kazandı ve 2 kez All Star seçilen oyuncuyu kadrosuna kattı. Lakers’ın son hamlesiyse geçtiğimiz sezonu Memphis Grizzlies’da geçiren Ed Davis’i kadroya katmak oldu. Yazın son önemli noktasıysa koç arayışıydı. Tıpkı serbest oyuncularda olduğu gibi Lakers’ın adı birçok koçla anıldı. Koç arayışı oldukça uzun süren Lakers bu arayışı “Showtime Lakers” kadrosunun da önemli bir üyesi olan Byron Scott’la anlaşarak sonlandırdı.

Lakers’ın geçtiğimiz seneye oranla en büyük farkı şüphesiz Kobe Bryant’ın geçirdiği ağır sakatlıkları atlatıp eski sağlığına kavuşmasıydı. Süper yıldız geçtiğimiz sezon sadece 6 maçta forma giyebilirken eski sağlığına kavuşmak için oldukça yoğun bir çaba gösterdi. Bireysel antrenmanlarının dozunu oldukça yükselten Bryant kariyerini kendisine yakışır bir şekilde sonlandırmak istiyor. Antrenmanlarda ve hazırlık maçlarında da eski günlerini anımsatır bir performans sergileyen Kobe, Lakers taraftarlarına fazlasıyla ihtiyaç duydukları umudu verdi. Kobe yine takımın en önemli skoreri olacaktır şüphesiz. Ancak süper yıldızın katkıları bununla da sınırlı değil. Genç oyunculardan oluşan Lakers kadrosunun akıl hocalığını da yapıyor. Kobe’nin gerek antrenmanlarda gerekse bireysel çalışmalarda genç oyuncularla yakından ilgileniyor ve onların oyunlarını bir üst noktaya çıkartmaya çalışıyor. Takım arkadaşlarının yaptığı açıklamalar da Kobe’nin inanılmaz çalışma azmi ve etiğinin kendilerine oldukça faydalı olduğu yönünde. Basketbolseverler olarak Nba tarihinin en iyi oyuncularından biri olan Kobe Bryant’ın geri dönüşünü ve performansını sabırsızlıkla bekliyoruz. Geçtiğimiz sezonu sakatlıklarla boğuşarak geçiren bir diğer tecrübeli oyuncu Steve Nash içinse işler hiç de iyi gitmedi. Belindeki sakatlıklar sebebiyle basketboldan uzun süreler uzak kalan Nash en son çantalarını taşırken bir kez daha belini sakatladı. Nash’in sağlık durumuyla ilgili açıklama beklenirken tecrübeli guardın sezonu kapattığı açıklandı. Nash bu açıklamadan kısa bir süre sonra da emekli olduğunu söyledi. Şüphesiz Nash Nba tarihinin en iyi guardlarından biriydi ancak Lakers kariyeri boyunca kendisinden beklenenlerin yanına bile yaklaşamadı. Sakatlıklardan bir türlü kurtulamayan Nash için 4.8 milyon dolarlık salary cap iznine başvuran Lakers’ın bu izinle yeni bir oyuncu alıp almayacağı şu an için soru işareti. Jeremy Lin’in kadroya gelişi de böylece daha değerli bir hal aldı. “Linsanity” günlerinin etkisiyle Houston’a giden ancak burada beklentileri karşılayamayan Lin, bir anda Lakers’ın en kilit oyuncularından biri haline dönüştü. Deliciliği ve top dağıtımındaki yetenekleri özellikle savunmaların ilgisini üzerinden toplayan Kobe Bryant’ın işine fazlasıyla yarayacaktır. Tayvanlı oyuncu yaz döneminde de oldukça başarılı maçları geride bıraktı. Özellikle uzunlarla oynadığı ikili oyunlardaki pas verme zamanlaması oldukça doğruydu. Lin’in savunmadaki dezavantajları ise Lakers’ın dış alan savunması için bir sorun oluşturmakta. Kobe’nin de savunmadaki durumu malum olduğundan bu noktada Lin’e daha çok sorumluluk düşecek ancak onun bu sorumluluğu kaldırıp kaldıramayacağı soru işareti.

Geçtiğimiz sezon oldukça fazla sakatlık problemi yaşayan Lakers için bu kabus henüz sonlanmış değil. Xavier Henry geçtiğimiz sezondan kalan diz sakatlığından kurtulamadı ve yaz döneminin tamamını kaçırdı. Henry’nin normal sezonun da bir kısmını kaçıracağı söyleniyor. Kabus gibi geçen sezonun tek parlak noktası olan Nick Young yani “Swaggy P” de sakatlık kabusundan nasibini aldı. Antrenman da Kobe’yi savunmaya çalışırken parmağından sakatlanan Young’ın da normal sezonun ilk 1 ayını kaçıracağı söyleniyor. Kobe’nin bu sakatlığa yorumu da ilginçti. Yıldız oyuncunun “Ona vücudumun çelikten yapıldığını söyledim ama beni dinlemedi.” açıklaması kendisinifiziksel olarak ne kadar iyi hissettiğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Young ve Henry’nin Lakers için önemi büyük. Pek de başarılı kariyerler geçirmeyen 2 oyuncu da Lakers’ta kendilerini buldular ve yeni kontratları kaptılar. Özellikle Nick Young çok iyi bir sezon geçirdi ve takımın en önemli oyuncusu oldu. Kobe Bryant’ın dönüşüyle ikinci beşe kayacak olan Swaggy P bu sezon da Lakers’ın en önemli oyuncularından olacakıtır. Xavier Henry de güçlü fiziğiyle yine ikinci beşle birlikte sahaya enerji ve dinamizm getirecektir. Ayrıca Nash’in emekliliğinden sonra Henry’i zaman zaman oyun kurucu pozisyonunda da görebiliriz. Oyun kurucu pozisyonunda bir başka alternatifse çaylak Jordan Clarkson. Zengin bir draftta 2.tura kadar düşen Clarkson güçlü fiziği, atletik yetenekleri ve hızıyla çok etkili bir hazırlık dönemini geride bıraktı. Clarkson bu draftın “steal” larından birisi olabilir. Nash’in sakatlığından sonra süreleri otomatikman artacak olan Clarkson’ın Lakers’ın atletik ve hızlı 2.beşindeki katkısı oldukça fazla olacaktır.

Lakers’ın kısalarından bahsettikten sonra gelelim uzunlarına. Forvetlerden başlayacak olursak şüphesiz burada ilk göze çarpan isim Carlos Boozer. Ligin belkide hücum alanında en yetenekli uzunlarından birisi olan Boozer’ın Bulls tarafından amnesty edilmesinin en önemli nedeniyse savunmadaki katkısının 0 bile olmaması. Lakers eldeki imkanlar doğrultusunda Pau Gasol’ün gidişiyle açığa çıkan pota altı skoreri için Boozer’ı tercih etti.Boozer hücum anlamında gerek orta mesafe şutları gerekse pota yakınından bitiriciliğiyle Lakers’a oldukça fazla şey katacaktır şüphesiz. Ancak geçtiğimiz sezonun en kötü savunma takımlarından biri olan Lakers’ın savunma problemlerini daha da arttırması olası. Bu noktada Boozer’ın yanında oynayacak uzuna oldukça fazla iş düşecektir. 4 numarada Boozer’ın alternatifi olarak takımın geleceği olarak gördüğü çaylak Julius Randle yer alıyor. 7. Sıradan draft edilen Randle bu draftın en hazır oyuncularından biri olarak dikkat çekiyordu. Drafta kısa bir süre kala çıkan sakatlık haberleri Randle’ın bu sıralara düşmesine sebep olurken bu da Lakers’ın şansı oldu. Randle gerek solak olması gerek üstün ribaunt sezgisi gerekse oldukça iyi seviyedeki bitiriciliğiyle hali hazırda Memphis Grizzlies forması giyen Zach Randolph’u andırıyor. Ayrıca Randle müthiş bir ayak çabukluğuna sahip. 4 numara oynayan bir çok oyuncuya karşı bu avantajını rahatlıkla kullanabilir. Dezavantaj olaraksa tecrübesizliğini ve savunmadaki eksikliğini gösterebiliriz. Top kontrolü de kendisinin düşündüğü kadar iyi seviyede olmasa da topla oynamayı çok seviyor. Bu da normal sezonda basit top kayıpları olarak Lakers’ın başına dert olabilir. Yine de genç oyuncu ilerleyen yıllarda adından fazlasıyla söz ettirecektir. Wes Johnson da takımın tek gerçek 3 numarası diyebiliriz. Bu sezon ilk beşte başlaması beklenen Johnson ilk beşin en atlet ismi. Kendisine rol oyuncusu görevi biçilmiş durumda. Bu da ona özellikle savunmada çok iş düşeceği anlamına geliyor. Ayrıca hücumda da boş şutlar bulacaktır. Bunları sayıyla sonuçlandırması da Lakers hücumunu çok daha iyi hale getirecektir. Böylece Kobe Bryant ve Boozer savunmalarının daha az ilgisine maruz kalırken Jeremy Lin de daha rahat penetreler yapabilir. Ancak Nba kariyeri boyunca istikrarsız bir performans sergileyen Wes Johnson’ın bu görevin altından nasıl kalkacağı merak konusu. Hazırlık maçlarındaki performansı ise bu konuda olumlu sinyaller verdi diyebiliriz.

Pivot rotasyonunda ise ilk beşte Jordan Hill başlayacak. Ligin en iyi ribauntçularından biri olan Hill geçtiğimiz sezon parlak performanslar sergilese de uzunlarla arası pek iyi olmayan D’Antoni yüzünden istikrarını koruyamamıştı. Kendisi de D’Antoni’nin devam etmesi halinde Lakers’la sözleşme imzalamayacağını açıkça belirtti. Nitekim D’Antoni istifa ettikten sonra da sözleşmesini uzattı. Yukarıda da bahsettiğim gibi Boozer’la oynayacağından özellikle savunmada oldukça çaba sarfetmesi gerekiyor. Hill’in mücadeleci yapısı bu noktada onun avantajına olacaktır. Hücum kısmında ise bu sene iyi seviyeye getirdiği orta mesafesi önemli bir silah. Ama yine de sayılarını daha çok çembere yakın yerlerden bulacaktır. Hücum ribauntlarıyla ya da ikili oyunlar sonucunda buluştuğu toplarla sayı üretecektir. Yedek pivot Ed Davis ise bana göre bu free agent döneminin en mantıklı hamlelerinden biriydi. Oldukça iyi bir potansiyele sahip Davis bir türlü kendini gösterme fırsatı bulamadı. İyi bir ribauntçu ve blokçu olan Davis yıllık 2 milyon dolar gibi oldukça cüzzi bir miktar karşılığında Lakers forması giyecek. Davis yaz döneminde oldukça fazla bireysel antrenman yaptı. Lakers asistan koçu eski Nba oyuncusu Mark Madsen da Davis’in yaz döneminde en çok gelişme kaydeden oyuncu olduğunu söyledi. Yıllık 2 milyon dolardan oldukça makul bir risk. Son olarak Robert Sacre de pivot rotasyonunda süre bulmaya çalışacak. Sacre de geçtiğimiz sezon dönem dönem iyi performanslar sergilemişti. Lakers’ın en uzun oyuncusu olan Sacre benchten gelip sertlik katacaktır. Buna ek olarak yaptığı çalışmalar sonucunda oldukça iyi bir orta mesafe menziline sahip oldu. Hazırlık maçlarında da repertuarına eklediği bu yeni silahı bol bol gösterdi.

Lakers’ın zorlu Batı Konferansı’nda kendine nerede yer bulacağı meçhul. Geçtiğimiz sezon bu resmin oldukça dışındalardı ancak bu sefer durum çok farklı. En başta takımın lideri Kobe Bryant geri döndü. Genç, başarıya aç ve kendini kanıtlama arzusu yüksek bir kadroya sahipler. Yine de bunun play-off’lar için yeterli olup olmadığı meçhul. Her ne kadar koç Byron Scott savunmaya olduça önem verdiğini ve yaz döneminde en çok savunma alanında çalışma yaptıklarını söylese de işin bu boyutundaki problemleri hala net olarak aştıklarını söylemek güç. Kadroda elit bir savunmacı olarak sayabileceğimiz bir isim yok. Bu noktada her oyuncunun savunmada biraz daha fazla efor sergilemesi gerekiyor. Koç Scott ayrıca hücumda da geçtiğimiz sezon bolca üçlük kullanan Lakers’ın bu sene pota altını daha çok zorlayacağını söyledi. Kobe’nin dönüşü, Lin, Boozer, Randle ve Clarkson’un gelişleri düşünüldüğünde bu hedefe ulaşmaları daha olası gözüküyor. Hazırlık maçlarında da Lakers’ın kullandığı üçlük sayısında gözle görülür bir düşüş söz konusu. Lakers için hazırlık dönemiyle ilgili ufak bir parante açmak da gerekiyor. Kobe Bryant dahil tüm oyuncular bu hazırlık kampının hayatlarındaki en zorlu kamp olduğunu söylediler. Koç Scott oyuncularına kondisyon kazandırmak için tabiri caizse hepsinin pestillerini çıkarttı. Hazırlık dönemindeki herhangi bir antrenmandan sonra yorgunluktan bitap düşmüş oyuncuların resimleri Lakers’ı takip eden muhabirleri tarafından sosyal medyada paylaşıldı. Bunun Lakers’ın geçtiğimiz sezon fazlasıyla uğraştığı sakatlık problemini çözmek için seçilmiş bir yol olduğunu düşünüyorum. Faydalı olacak mı göreceğiz…

Sonuç olarak Lakers, takım tarihinin en kötü sezonlarından birinin izlerini silmeye çalışırken uzun süredir takımın lideri olan Kobe Bryant’a da hak ettiği güzellikte vedayı vermeye çalışacak. Bu yolda oldukça zorlu rakipleri var ancak Lakers’ın da Kobe Bryant’ı var…

Buğra Uzar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler