Fenerbahçe, EuroLeague’in yirmi birinci haftasında Ülker Sports Arena’da CSKA Moskova’yı ağırladı. Bu iki takımın son EuroLeague finalistleri olmasının dışında, her iki taraf için de sıralama açısından çok kritik bir mücadeleydi. Özellikle Fenerbahçe’nin, sezonun ilk yarısında aldığı ekstra mağlubiyetlerin ardından, iç sahada kayıp yaşamaya tahammülü yoktu. Maçın biletleri satışa çıktığı gibi tükenmiş, Fenerbahçeli taraftarlar bir kez daha “sarı tribün” çağrısı yapmıştı. Sıradan bir normal sezon maçı olmayacağı çok önceden belliydi.
Nitekim dün akşam Ülker Sports Arena’da tam bir playoff atmosferi vardı. Tribündeki taraftarlardan tutun sahadaki oyunculara, hakemlere kadar salondaki herkes çok konsantreydi. İki takım da en önemli hücum silahlarını ilk beşte başlatmayarak, maçın başında sertlikle rakibine mesaj vermeye, karşı tarafı yıpratmaya çalıştı. Oyunculardaki ekstra motivasyon gerginliğe dönüşünce boş şutlarda dahi iki ekip de isabet bulmakta zorlandı. Hakemler ise sert geçeceği aşikar olan maçta kontrolü erkenden ele almak için ilk çeyrekte temaslara fazla müsamaha göstermedi ve oyun sıkça faullerle kesildi. Zaten hücum etmekte zorlanan takımlar üst üste fauller yüzünden ritim de bulamayınca, kısır geçen bir ilk çeyrek izledik. Fenerbahçe’nin 15-14 önde geçtiği ilk on dakika sonunda, sahanın en skorer ismi 5 sayı kaydeden Kostas Sloukas’tı ve Yunan oyuncu sayılarının tamamını serbest atışlardan bulmuştu.
Topsuz alandaki temaslar ve sertlik devam etse de ikinci çeyrekte baraj kapıları hafiften aralandı. Konuk ekipte de Colo, Jackson ve Higgins’in aynı anda sahada olduğu beş, CSKA hücumuna nefes aldırırken Fenerbahçe teması zorlayıp, serbest atış çizgisini sık sık ziyaret ederek skor üretimini gerçekleştirdi. İlk yarının bitimine iki dakika kala James Nunnally’nin köşeden bulduğu üçlükle skoru 36-32’ye getiren Fenerbahçe, belki de maçta ilk kez ritim yakalamıştı. Dimitris Itoudis o üçlükten sonra mola aldı ve Rus temsilcisi kalan iki dakikada çok iyi reaksiyon vererek 8-0’lık seriyle soyunma odasına 40-36 üstün gitmeyi başardı.
İlk yarıyı Fenerbahçe açısından en kısa şekilde özetlemeye çalışalım: İyi gayret, mücadele, işlemeyen hücum, girmeyen şutlar, tam ivme yakalamışken CSKA’nın cevabı ve devre sonunda Kalinic’in büyük hatasını değerlendiren Higgins’in sinir bozucu son saniye basketi. Mutlaka kazanılması gereken, hayli gergin bir maçta tercih edeceğiniz türden bir senaryo değil. Bu şekilde devam eden her saniye, Fenerbahçe’nin üzerindeki baskıyı daha da arttıracaktı. Bu sebeple karşılaşma, sarı-lacivertlilerin zihinsel gücünü sınayan bir savaşa dönüştü.