Zaza Pachulia, Dallas Mavericks’in DeAndre Jordan transferindeki başarısızlığından ve Tyson Chandler’ın takımdan ayrılmasının ardından kadroya dahil edildi. Takıma katıldığında isim olarak bu iki oyuncunun gölgesinde kalan Pachulia, Mavs’de herkesin beklediğinden daha iyi bir performans sergiliyor. Jorge Sierra’da geçtiğimiz günlerde veteran oyuncu ile bir röportaj gerçekleştirdi ve bu röportajı sizler için çevirdim. Keyifli okumalar.
Dallas’daki her şey neden senin için çok iyi gidiyor?
Öncelikle böyle bir organizasyonun içinde yer almaktan ve üst seviyelerde uzun yıllar tecrübe kazanıp, bu oyunu nasıl oynaması gerektiğini bilen isimlerle beraber olmaktan gurur duyuyorum. Teknik ekibimiz bence ligin en iyisi. Takımı için her zaman çok ateşli olan takım sahibi Mark Cuban’ı da çok seviyorum. Böyle bir kadronun parçasıysanız maçlar daha da kolaylaşıyor. Takım arkadaşlarımla birlikte oynamaktan çok mutluyum çünkü oyun içinde herkes birbirine fazlasıyla yardımcı oluyor. Böylelikle her şey çok daha kolay bir hal alıyor.
Dallas’a takas olduğunu ilk öğrendiğinde mutlu oldun mu?
Aslında biraz karışık duygular hissettim. Açık söylemek gerekirse Milwaukee’de iyi bir sezon geçirdim ve kaydettiğimiz gelişmeyle playoff’lara kalmayı başardık. Sonraki yıl Bucks ile daha iyi bir sezon geçireceğimi düşünüyordum, bu yüzden de bütün yaşananları geride bırakıp yeni bir takıma gitme fikri kötü hissettirdi. Sonrasında ise nereye gittiğimi daha iyi bir şekilde kavramaya başlayınca daha iyi hissetmeye de başladım. Başta duygularım karışıktı ama şimdi bakınca çok doğru bir yerde olduğumu görüyorum.
Burada durum benim için biraz farklı. Milwaukee’deyken en yaşlı oyunculardan biri bendim. Dallas’da ise genç oyunculardan biri olduğumu hissediyorum. Etrafımda çok sayıda veteran oyuncu bulunuyor.
İnsanlar seni genellikle fiziksel oyun sitilinle tanıyor. Oyununda, beklenen değeri görmediğini düşündüğün bir tarafın var mı?
Elbette. Takımlar her gün beni izledikçe maç içerisinde farklı şekillerde katkı verebileceğimin de farkına varıyorlar. Biliyorum ki, takımıma katkı verdiğim ama istatistiklerde görünmeyen birçok iş var.
Maç içerisinde rakip oyuncuların sinirlerini yıpratmakla da tanınıyorsun.
Tecrübe kazandıkça oyuncuların eğilimlerini de öğreniyorsun. Artık maçta bunları yapmak benim için daha kolay çünkü karşımdakilerin nasıl davranacağını biliyorum. Bazen fiziğinizi, bazen atletizminizi, bazen de aklınızı kullanırsınız. Herkes farklı kişiliklere sahip ve bunları bilmeniz, savunmanızı daha etkili bir hale getirmenize yardım ediyor.
Gittiğin her takımda taraftarın en sevdiği isimlerden biri haline gelmenin sebebinin ne olduğunu düşünüyorsun?
Sıkı çalışma en önemli sebeplerden biri… Profesyonel gibi davranmak da.
Kariyerinde sana en çok yardımcı olan koç kimdi?
Gerçekten mi? Hepsi. Her koçtan fazlasıyla şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Mike Woodson, Larry Drew, Jason Kidd, Doc Rivers… Sadece bir tanesini seçmek ve diğerlerine minnettar olmamak istemiyorum.
Moda ile yakından ilgilisin. Bu ilgi ilk olarak ne zaman başladı?
(Gülüşmeler) Bilmiyorum. Belki de Avrupa’dan geliyor olmama dayanıyordur. Bu günlerde modayı takip etmeye çalışıyorum ama eğitim ve iş asıl önceliklerim. Yine de evet, modayı takip etmeye çalışıyorum.
NBA’de moda konusunda en kötü olan isim kim?
(Gülüşmeler) Kimseyi otobüsün altına atan kişi olmak itemiyorum. Herkes farklı bir kişiliğe sahip. Bazıları ne giydiklerine özen göstermeyi seviyor, bazıları çok da önemsemiyor, bazıları ise 90’lı yıllara sabitlenmiş bir şekilde giyiniyor. Kimseyi kötü bir durumda bırakmak istemem ama giysilere büyük paralar harcayan birçok oyuncu tanıyorum. Ama biliyorsunuz ki bu kadar uzun boylu oyuncuların modaya uyan ve kendilerine yakışan giysiler ve ayakkabılar bulması oldukça zor.
Avrupalı bir oyuncu için soyunma odası lideri haline gelmek daha mı zor, ya da bu mümkün mü?
Kesinlikle. Lider haline gelmek itibar ve tecrübe ile alakalı. Önemli olan ve bir liderin ihtiyacı olan özellikler bunlar.
Büyük paraların NBA’e giriş yapacağı önümüzdeki yaz serbest kalacaksın. Bu durum aklını karıştırıyor mu, neler düşünüyorsun?
NBA’in geliştiğini ve dünya çapında yayıldığını gördüğüm için memnunum. Daha çok insan maçlara geliyor ve NBA’e olan ilgi artıyor. 13 yıldır böyle bir organizasyonun parçası olmak mükemmel, NBA ailesinin içinde yer aldığım için gururluyum. Şimdilik sadece oynadığımız maçları kazanmayı düşünüyorum ve gerçekten free agency dönemini düşünmüyorum.
Şuanda benim için asıl önemli olan takımıma başarılı olma yolunda yardımcı olabilmek. Daha oynanması gereken onlarca maç duruyorken 8 ay sonrasını düşünmeye başlayamam. Kontratınızı düşünmek yerine başarılı olmaya odaklanmalısınız. Yıllar önce, daha genç iken kontratım hakkında kafa yoruyordum ancak bu yaşımda önceliğim, kazanabildiğimiz her maçı kazanmak ve playoff yapabilmek. Bunu başarabilmek free agency’den çok daha önemli. Elbette kontrat konusu da önemli ama o konuda her şey zamana bağlı.
- Pachulia röportajı Hoopshype web adresinden alınıp İngilizce aslına uygun olarak Türkçe’ye çevrilmiştir.