Zafer sadece inananlarındır… #FIBAU17

U17 Dünya Şampiyonası’nda sıra geldi en son güne, yani finale. U17 Milliler zorlu karşılaşmaların ardından yarı finalde de İspanya’yı devirerek adını finale yazdırmayı başardı. Finaldeki rakibimiz de basketbolun kralı olan Amerika Birleşik Devletleri.
Öncelikle bir itirafta bulunmak istiyorum. Turnuva öncesinde buralara kadar geleceğimizi hiç ama hiç düşünmüyordum. Evet, geçen sene U16 Avrupa Şampiyonası’nı üçüncü sırada tamamlamıştık ancak hazırlık döneminde yaşanan sıkıntılar ve alınan kötü sonuçlar beni biraz karamsarlığa itmişti. Nitekim de ilk Mısır karşılaşması bu düşüncelerimi doğrular nitelikteydi. O maçta ilk yarıda adeta buram buram terledim. Mısır, hızlı hücumlarda sayılar buluyor, bizi resmen yumrukluyorduk. Neyse ki o karşılaşmadan kalitemizin de ağır basmasıyla galip ayrıldık. Daha sonrasında oynadığımız Tayvan ve Mali maçları… O karşılaşmalarda da bariz sıkıntılar yaşadık ve maçlardan galip ayrılsak da güzel bir oyun ortaya koyamadık. Çeyrek finale tek mağlubiyetle geldik. O da gruptaki ABD karşılaşması. Aslında bakarsanız o maç ile birlikte rakiplerimizin saygısını kazandık, kazandığımız Tayvan&Mısır&Mali karşılaşmalarıyla değil… Çok iyi mücadele eden Milliler, karşılaşmadan mağlubiyet ile ayrılsa da maç sonrasında ABD antrenörünün teknik ekibimize söylediği cümleler dikkat çekiciydi: ‘‘Tebrik ederim, çok sert oynadınız ve sahada harikaydınız. Finalde görüşmek üzere…”

59Q6MVP1zkuJ8LGTO6lqAQ (1)
fiba.com

Böyle bir ilk turun ardından ilk yol ayrımına geldik ve rakibimiz Kanada‘ydı. Kanada için otoriteler, Amerika’dan sonra en iyi basketbolu oynayan takım diyorlardı. Bizle oynanan çeyrek final maçına da favori çıktılar aslında. Biz ise ilk tur gruplarında bir türlü ritmimizi bulamamıştık ve bir çok sıkıntı ile çeyrek finale gelmiştik. Ancak Milliler, bu karşılaşmayla birlikte farklı bir kimliğe büründü. Muazzam savaştık ve oyunun temposunu biz ayarladık. Bu zaferin ardından da oyuncularımız birbirlerine daha çok kenetlendi. Kanada zaferinin ardından hiç soluklanmadan kendimizi İspanya yarı finalinde bulduk. İspanya bu turnuvanın ev sahibiydi ve şampiyonluğa sonuna kadar inanmışlardı. Nitekim de Miguel Gonzalez&Sergi Martinez ikilisinin önderliğinde farkı 15 sayılara kadar çıkardılar maç içinde. Ancak biz yine karakterimizle geri dönmeyi başardık. 15 sayı geride olsak bile oyuncularımızın birbirlerine söyledikleri ”haydi yapabiliriz, devam edelim!” gibi sözler beni maç içinde oldukça umutlandırdı. Nitekim de özellikle üçüncü çeyreğin sonuyla birlikte muazzam bir geri dönüş yaptık ve son topta maçı uzatmaya götürdük. Ben uzun zamandır bu kadar heyecanlı bir maç izlememiştim. Ayaklarım tir tir titriyordu resmen. Uzatma periyodunda da sahaya karakter koyan Milliler, sahadan 83-79 galip ayrıldı ve tüm basketbol severleri sevince boğdu. Ben de inanılmaz duygular içerisindeydim. Maç sonrasında bile ayaklarımda istemsizce bir titreme vardı. Bu duyguyu yaşatan takımımıza ve koçumuz Fatih Elbaş’a tekrar teşekkür edelim…
Ama Fatih Elbaş’ın da dediği gibi daha işimiz bitmedi. Hep finaller ile avunan bir ülke olduk açıkçası. Şampiyonluk kaçtığında ”Olsun, finale çıktık en azından.” diyebiliyorduk. Umarım bu talihimiz yarın değişir. Fatih Elbaş’ın da dediği gibi şampiyonluk neden olmasın? Ancak önümüzde çok ama çok zorlu bir 40 dakika var. ABD dediğimiz takım bu turnuvada çıktığı altı karşılaşmada rakiplerine ortalama olarak 45.3 sayı fark attı. Turnuva genelinde de rakip potaya maç başına 107.8 sayı bıraktılar. Takımın yedi oyuncusunun da çift haneli ortalamalarda olduğunu unutmayalım. Peki yarın biz neler yapmalıyız? İlk oynanan ABD karşılaşması ile başlayalım o halde…

GGKCl4drzEWa0HvK_tICfg
fiba.com

İlk maçımızda rakibimizi zorladık. Bunu inkar eden yoktur herhalde. Maçın başında yaptığımız alan savunması, meyvesini bir süre verdi ve Amerika hücumda organize olamadı. Dış atışlarda da istedikleri yüzdeyi yakalayamamaları, farkı açamamalarına neden oldu. Ancak dakikalar ilerledikçe oyunun temposunu arttırmayı başardılar. Bu turnuvada takımın en çok göze batan oyuncusu olan Collin Sexton ile de arayı açmaya başladılar ve ilk yarıyı çift haneli farklar ile önde tamamladılar. İkinci yarıda da tempo sorununu yaşadık. Ayrıca geçiş hücumlarında rakibimizi durduramamamız, başımızı çok ağrıttı.Ancak mücadele bakımından o maç ile birlikte bir level yukarı çıktık ve her maç bu mücadelemizin üstüne biraz daha koyduk. Şimdi ise finaldeyiz ve kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.

Gelelim artık yarınki mücadeleye. ”Yarın neler yapmalıyız? Nasıl oynarsak rakibimizi sıkıştırabiliriz? Şampiyonluk gelir mi?” gibi sorular artık kafalarımızı kurcalar duruma geldi. Staffımız da yoğun mesai içinde ve Amerika’yı didik didik ediyorlar. Ben de bugün yaklaşık üç saat boyunca Amerika Birleşik Devletleri’ni izledim. Öncelikle yapmamız gereken şey tabii ki oyunun temposunu ayarlamak. Kanada ve İspanya karşılaşmalarında bir adım öne geçtiğimiz anlar, tempoyu elimize aldığımız anlardı. Finalde ise buna çok daha fazla ihtiyacımız olacak. Çünkü Amerika takımı tempo ile nefes alan, tempo ile hayatta kalan bir ekip. Sete set hücumda ise genellikle forvetten oynadıkları pick and roll oyunlarıyla sonuç arıyorlar. Pick and roll oyunu sonrası ya kısa oyuncu potaya atak ediyor, ya da uzun oyuncuya bir post oyunu hazırlanıyor. Bu konudaki en aktif uzunları 14 numaralı Wandell Carter. Ancak Carter’ın oyun bilgisi oldukça düşük ve kendi pozisyonunu yaratma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkıntılarını da Ahmet Can Duran&Berke Atar ikilisi ile iyi işlememiz gerekecek. Ayrıca ABD takımında inanılmaz delici kısalar var. 5 numaralı Marcus Howard, 7 numaralı Gary Trent Jr ve 8 numaralı Collin Sexton en dikkat çeken oyuncular. Bu üç oyuncu önderliğinde sahayı inanılmaz bir şekilde geçiyorlar ve oynadıkları birebirlerde oldukça iyi işler çıkartıyorlar. Bizim de kısa savunmasındaki agresifliğimiz karşılaşmanın bir diğer belirleyici noktalarından olacaktır.

v1Alu6bU_kOT2Zd_1ncbWg
fiba.com

Peki biz hücumda neler yapalım? Yemeyeceğiz, içmeyeceğiz pick and roll oynayacağız. ABD takımı pick and roll savunmalarında sıkıntılar yaşayan bir ekip. Kısa oyuncuları pick and roll savunmalarında çok efor ortaya koymuyorlar ve oyunun hücum kısmına odaklanıyorlar. Takımımızın en önemli pick and roll silahlarından olan Berke Atar da iyi durumda ve yarınki karşılaşmada oynayabilecek. Ayrıca yarı finalde harika bir iş çıkaran Ahmet Can Duran da bu bölgedeki bir diğer kozumuz olacaktır. ABD takımı, rakiplerinin oynadığı pick and roll oyunlarının ardından yardımı genellikle uzak köşeden getiriyor ve dipleri riske ediyor. Biz de Erkin Şenel&Mert Konuk&Muhaymin Mustafa üçlüsü ile dipleri işleyebilirsek; ABD savunmasını zorlayabiliriz. Ayrıca 7 numaralı Gary Trent ve 14 numaralı Wandell Carter ikilisinin üzerine olabildiğince gidelim ki ekstra skorlar bulalım. Bir diğer önemli nokta ise ribaundlar. İlk maçta bizi ribaundlarda sürklase ettiler . Mutlaka ama mutlaka savunma ribaundlarına konsantre olalım. Ribaundlardaki üstünlüğümüz bize maç içerisinde pozitif anlamda yansıyacaktır. Son olarak ise Onuralp Bitim&Ahmet Can Duran ikilisinden bahsedeceğim. Onuralp turnuva başından bu yana çok eleştirilmişti, ancak herkese cevabı dün itibariyle verdi. Maçı uzatan basketin altına imzasını attı ve muazzam bir oyun ortaya koydu. Aynı zamanda Ahmet Can Duran da dün içeriden takımımızı çok iyi taşıdı. Özellikle de Berke Atar‘ın sakatlanıp oyuna devam edememesinin ardından. Bu ikiliye de çok önemli görevler düşecektir şüphesiz ki.

Artık son 40 dakika. Madalya hedefiyle Zaragoza’ya gelmiştik. Madalyayı garantiledik ve finale kadar çıktık. Buraya kadar gelmişken de neden altın madalya için sonuna kadar mücadele etmeyelim? Rakibimiz bize saygı duyuyor ve onlar da çok ciddi bir şekilde hazırlanacaklardır karşılaşmaya. Zaten maçın da mutlak favorisi konumundalar. Ama biz takım olmayı başardık ve sonuna kadar savaşabilen bir ekip haline geldik.Oyuncularımızın hepsi birbirlerine çok güveniyor, birbirlerine çok inanıyor. Son oynadığımız iki karşılaşmadan çok zevk aldık, bu maçta da zevk almaya devam edelim ve galibiyete inanalım. Zafer sadece inananlarındır…

2 YORUMLAR

  1. Kazanacağız dedim hep kazandık. Eski bir koç olarak yine söylüyorum. Bunu da kazanacağız. Göreceksiniz arkadaşlar. Yüzde yüz eminim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler