Yiğit Arslan altın jenerasyona Konya’daki Gençler Avrupa Şampiyonası ile birlikte dahil oldu. Orada kısıtlı rolleri olan bir isimdi Yiğit. Sadece ceza şutunu ve savunmadaki eforunu görebilmiştik. U19 Dünya Şampiyonası ile birlikte sorumlulukları biraz daha arttı. Son U20 Avrupa Şampiyonası’nda da performansı tavan yaptı diyebiliriz. Milli takımlarda geçirdiği bu üç dolu yılı da Yiğit şu şekilde anlatıyor.
Bu takıma ilk geldiğimde ‘Şampiyon bir takıma geldim ve böyle bir takımın parçası olmak hiç kolay değil. Rolümü iyi benimseyip takımıma olabildiğince katkı sağlamam gerekiyor’ diye düşünüyordum. Amacımız Konya’da düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon olmaktı. Katkıyı gerektiği zaman kenardan da verdim ve hedefimize ulaştık. Hemen ertesi sene içerisinde Spor Toto Basketbol Ligi’nde önemli süreler aldım. Çok tecrübeli Türk oyuncular ve yetenekli yabancı oyuncular ile idman yaptım. Sene içerisindeki antrenmanlarla birlikte de oyunuma bir şeyler katmaya devam ettim. Küme düşmemize rağmen inanılmaz bir tecrübeydi. Hemen arkasından da U19 Dünya Şampiyonası için Girit’e gittik. Orada biraz daha vites arttırdığımı söyleyebilirim. Oyunun çeşitli alanlarında da takıma yardımcı olmaya çalıştım, düzen dışına çıkmadan bunu yaptım. Geçen sene ile birlikte ise TOFAŞ, genç oyuncular için çok önemli yatırımlar yaptı. Serkan Erdoğan ile birlikte bireysel olarak çok çalıştık. Aynı zamanda teknik kadroda yer alan Sedat Özyer, Yalçın Küçüközkan ve Murat Yılmaz ile birlikte oyunumu nasıl bir üst seviyeye çıkarabiliriz diye çok düşündük. Tabii koçumuz Orhun Ene de sene boyunca bana güvendi ve önemli süreler verdi. Bu tecrübeler sonrasında da son turnuvamız için Finlandiya’ya gittik. Helsinki’de cut, pick and roll, pull up ve eğer varsa çembere giderek takımıma yardımcı olmaya çalıştım. İlerleyen yıllarda da en büyük silahım olan şutumu da çok daha iyi seviyelere getirmek istiyorum.