Yazı dizimizin açılışını yapıyoruz! | ‘2016/17 NBA Sezon Değerlendirmeleri’ – TB ÖZEL
Golden State Warriors’ın 73 galibiyet ile normal sezon rekorunu kırdığı ancak şampiyonluğu Cleveland Cavaliers’a kaptırdığı “2015-2016 Kobe Bryant’ın veda turu NBA sezonu”nun ardından gözler -her sezon sonrasında olduğu gibi- 2016 offseason’ına yani yaz dönemi hamlelerine çevrilmişti. Ve bu yaz ötekilerden biraz farklı olacaktı, çünkü salary cap alışıldık olmadık bir biçimde bir anda 70 milyon Amerikan dolarından, 94 milyon $’a fırlıyordu.
Yeni televizyon anlaşmasının devreye girmesiyle lig gelirlerinde bu sezondan itibaren büyük bir artış yaşanacağı zaten biliniyordu. Toplam gelirlerdeki artış oransal olarak salary cap’i de etkilediği için, normal şartlarda % 3-5 civarında artması beklenen cap bu yaz yaklaşık %35’lik bir artış göstermiş oldu. Bu da takımların transfer dönemi öncesi cap’lerinde ekstradan 20-25 M$’lık bir hareket alanı bulmalarına sebep oldu. Geçen sezonlarda cap’ini fazlasıyla doldurmuş çok az sayıda takım dışında geriye kalan tüm takımların neredeyse bir maksimum kontrat verecek boşlukları vardı. Üstelik takımların salary cap’in en az %90’ını harcamak zorunda oldukları düşünülünce birilerine kontrat vermeleri gerekecekti zaten!
Her ne kadar transfer dönemi görüşmeleri resmi olarak 1 Temmuz’da başlıyor olsa da (ancak bağlayıcılığı yok, resmi imzalar moratorium dönemi sonunda yaklaşık 7 Temmuz gibi atılabilir) NBA seyircileri asıl hareketin draft günleri ile beraber başladığını bilirler. Bu yılın draft seçimleri aslında pek sürprizli sayılmaz. Bir ve iki numara (Simmons ve Ingram) zaten haftalar öncesinden belliydi ve açıkçası draftın geriye kalanını ise -amiyane tabirle- pek sallayan yoktu. Yine de drafttan birkaç gün önce Derrick Rose’un, draft günü Serge Ibaka’nın (ve ayrıca Thaddeus Young, Belinelli vs.) takasları hareketli bir yaz dönemi geçireceğimizi düşündürüp heyecan yaratmıştı.
Bu yazın gözde serbest oyuncuları arasında ise öncelikle Kevin Durant vardı. LeBron da oyuncu opsiyonunu kullanıp serbest kalmıştı ama onun Cavs’de kalacağı hemen hemen kesindi. Bu isimlerin dışında Al Horford, Mike Conley, Hassan Whiteside, Nicolas Batum, Dwight Howard gibi önemli isimlerin de Durant gibi takım değiştirme olasılıkları hiç de az değildi. Buna karşın takım değiştirmesi beklenmeyen Dwyane Wade süreç sonunda sürpriz bir şekilde Miami’den ayrılıp, Chicago’nun yolunu tutacaktı. Sınırlı serbest oyuncular Drummond, Beal vs. de vardı ama onlara gelen her teklifin takımları tarafından karşılanacağı bilindiği için ekstra bir heyecan yaratmıyorlardı. Asıl bilinmeyen şey ise Allen Crabbe ve Tyler Johnson gibi sınırlı serbest (RFA) oyunculara teklif edilen çılgın kontratların da takımları tarafından karşılanacağıydı.
Çılgın kontrat demişken yaz dönemi anlaşmaları da Timofey Mozgov’a Lakers tarafından verilen 4 yıl 64 milyon dolarlık saçma kontratla başladı ve devamında çok yaklaşan olduysa da Los Angeles ekibinden daha kötüsünü yapabilen olmadı!
Yaz döneminin asıl nükleer bomba haberi ise birkaç takımla görüşse de aslında Thunder’dan ayrılmasına yüksek ihtimal verilmeyen Kevin Durant’ın Golden State Warriors’a, evet 73 galibiyet ile lig rekoru kıran takıma, katılmasıydı. Bu haber lig çevrelerinde önce büyük bir şok ardından karışık duygular uyandırdı; sevinç, üzüntü, heyecan, tiksinti, kızgınlık ve nefret…
Doğrusunu söylemek gerekirse Warriors yeni sezona yine de şampiyonluğun en büyük adayı olarak girecekti ama Durant de onlara katılınca, kapitalizmin göbeğinde kartel oluşturmuş kadar oldular -ki bunun Amerikan kanunlarına göre yasak olması lazım, FBI’a buradan bir suç duyurusunda bulunmak istiyorum.
Şampi… Belli gibi olsa da yine de izleyecek miyiz?
Evet izleyeceğiz tabii…
Ama artık izleyemeyeceklerimiz de var: Kobe Bryant’tan sonra iki efsane daha, önce sessiz sedasız Tim Duncan sonra da Kevin Garnett, aktif basketbolu bırakma kararı aldılar. Beklenmedik haberler değil, ama yaşlandığımızı hissettirdiğinden midir nedir, bir garip oluyor insan yine de… Jason Terry hayranları ise hemen üzülmesin, o hala devam ediyor..
—
Stephen Curry, LeBron James, Kevin Durant, Chris Paul, Russell Westbrook, Anthony Davis, James Harden, Giannis A., Bismack Biyombo ve inanmayacaksınız belki ama Joel Embiid’i izlemeye 11 gün kaldı. En merakla beklenen isimlerden JaVale McGee’yi ise izleyip izleyemeyeceğimiz belirsizliğini koruyor!!
Ligin başlamasına geri sayarken takımların yaz dönemi hamlelerini raporlar halinde sunacağımız bir yazı dizisine başlıyoruz. Takımları değerlendirirken sadece bu sezon özelinde değil, yönetim gözünden nereden gelip, nereye gittiklerine de bakmaya çalışacağım.
Bu değerlendirmeleri yaparken ve okurken değişen basketbol dinamiklerini ve yeni salary cap değerlerini göz önünde bulundurmayı unutmayın. Salary cap’in gelecek sezon için 102 M$ olarak tahmin edildiğini de ekleyelim.
İlk değerlendirme raporları, Atlanta Hawks ve Boston Celtics, 14 Ekim Cuma günü yani yarın yayında olacak. Beklemede kalın…
NOT:
Gelecek sezonun salary cap’inin şu anki kurallar ve hesaplamalar doğrultusunda 102 M$ civarında olacağı tahmin edildi ancak benim görüşüm, oyuncular sendikasının bu sezon CBA’den çıkış opsiyonunu kullanarak yeni bir CBA için pazarlık yapacakları yönünde. Yeni CBA’de ise temel konularda pek bir değişiklik olacağını düşünmüyorum ancak oyuncular birliği önceki CBA’de gelirlerden paylarına düşen yüzde değerinde yaptıkları fedakarlığı geri almak isteyeceklerdir. Takımların bir önceki 2005 CBA’de olan %57 değerine çıkacaklarını düşünmüyorum, tahminim oyunculara verilecek %52-54 civarında bir payda anlaşacakları ve salary cap’in önümüzdeki sezon artan payla beraber yaklaşık 110 milyon doları bulacağı yönünde. Sonraki sezonlarda ise bu tür zıplamaları beklemeyin, küçük artışlarla devam edecektir.
Yenilenmesi olası bir CBA’de, son iki seferde olduğu gibi takımlara bir kez daha amnesty hakkı verileceği ve Mozgov’un kontratının sonu gelmeden Lakers tarafından bırakılacağı tahminimi de yazmadan edemedim.