NBA’e tam olarak uyum sağlayamayıp denizaşırı bir ülkenin yolunu tutan ve o ülkede/kıtada fark yaratıp dikkat çeken basketbolculardan biri de Anthony Randolph. Ailesinin işi sebebiyle Almanya’nın Würzburg kentinde dünyaya gözlerini açan 1989 doğumlu Anthony Randolph, kısa bir süre sonra ailesiyle birlikte Kaliforniya’nın yolunu tutan bir isim. Kolej kariyerine 2007 yılında start veren Randolph, kolej tercihini o sezon LSU’dan ayrılarak NBA’e adım atan Glen Davis’in yerine Louisiana State University’ten yana kullandı. Başarılı bir tek sezonluk NCAA kariyeri geçiren Randolph, etkileyici rakamlar elde ederek sezonu 15,6 sayı, 8,5 ribaund ve 2,3 blok ortalamalarıyla tamamladı. Tek yıllık NCAA macerasının ardından drafta katılan Anthony Randolph, 2008 NBA Draftı’nın 14. sırasından seçilerek NBA’e Golden State Warriors Warriors formasıyla adım attı. Kendisini Kuban’a getiren imzayı atmadan önce Amerikalı forvet NBA’de zaman zaman etkileyici formalar sergilese de, Randolph’un daha çok NBA’de hayal kırıklığı yaratan oyunculardan biri olarak görüldüğünü ifade edebiliriz.
Özellikle sürdürülebilirlik konusunda zorluk çeken Anthhony Randolph, potansiyeli ve ondan beklenenler doğrultusunda bir dönem ABD Milli Takımı’nın düzenlediği üç günlük mini-kamp’a dahi davet edilen bir oyuncu ki o kampta Randolph ile birlikte yer alan oyunculardan bazılarının Kevin Durant, Russell Westbrook, Andre Igoudala, Blake Griffin, Derrick Rose ve Paul Millsap gibi isimler olduğunu vurgulamak gerek. Hatta öyle ki Anthony Randolph, New York Knicks’e takas olmadan önce 2009 yılında NBA’deki ilk sezonu geçirecek Stephen Curry ile birlikte Las Vegas’ta düzenlenen Yaz Ligi’nde GSW formasıyla birlikte o dönem dikkatleri oldukça çeken bir isim. Curry, Griffin ve DeRozan gibi şu anda NBA’de bulundukları konumun herkes tarafından bilindiği oyuncuların önünde Yaz Ligi’ni maç başına 26,8 sayı ortalamasıyla tamamlayan Randolph, ayrıca bunu %60,9 gibi muazzam bir isabet oranıyla gerçekleştirdi ve Yaz Ligi’ne adeta damgasını vurdu. Yaz Ligi’nin ne kadar ölçü kabul edilebileceği tartışmaya açık olsa da, anlatmak istediğim Anthony Randolph’un bir dönem sahip olduğu potansiyelin sonu olmadığı. NBA kariyerinin genelinde yakaladığı rakamlar kötü gözükmese de, Randolph bir dönem vaat ettikleriyle çok daha fazlasını yapabileceğini gösterdiği için şu anda geçmişe bakıldığında NBA kariyeri bir hayal kırıklığı olarak adlandırılıyor.
Anthony Randolph şahsen benim çok özel olduğuna inandığım bir basketbolcu. Beşlerin giderek kısaldığı ve oyunun her geçen gün daha da hızlandığı modern basketbolda, pozisyonunun son dönemdeki gerekliliklerini de yerine getirebilen ve bunu Avrupa basketbolunun zirvesi Euroleague’de yapabilen bir oyuncu. Ayrıca kıta dışına gelen ve mücadele seviyesi/sertliği arttığında pasif görünen Amerikalı oyunculardan da biri olmadığı kanaatindeyim. Barcelona Lassa ile oynadıkları play-off serisinde, tamam ya da devam niteliği taşıyan dördüncü mücadelede sergilediği performans oldukça özel ve bu seviyede bir oyuncunun takımını böylesine taşıması çok fazla şahitlik ettiğimiz şeylerden biri değil. Aynı zamanda Xavi Pascual ve Barcelona takımı son bir iki sezondur oldukça tartışmaya açık performanslar ortaya koysa da, Pascual’ın ekibinin her zaman kalburüstü bir savunma takımı olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekli.
Anthony Randolph’u gözlemlediğinizde kısalan beşlerin ve hızlanan oyununun, yani modern basketbolun gerekliliklerine ayak uydurabilecek bir uzun forvet olduğunu görebiliyorsunuz. Ribaund katkısı var mı? Var. Şut tehditi var mı? Var. Pozisyonu düşünüldüğünde atletik özellikleri yeterli mi? Evet, yeterli. Pozisyonundaki diğer isimlerden kendisini ayırabilecek özellikleri var mı? Evet, pozisyonuna göre potaya oldukça iyi penetre ettiğini ifade edebiliriz, yüzü dönük oyununun rakipleri için ciddi bir tehdit olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik yüzü potaya dönük topu aldığında durdurulması güç bir oyuncu olduğunu dikkate alırsak iyi faul alan ve iyi serbest atış kullanan bir oyuncu olduğunu da belirtmek gerek. Sakatlığı sebebiyle Euroleague’de bu seneki normal sezonun büyük bir bölümünü kaçırmasına rağmen ligin en çok faul alan ve en çok faul isabeti kaydeden oyuncularından biri konumunda. Yani Anthony Randolph’un hücum tehditlerinin birden fazla olduğu ve savunulması kolay olmayan özel bir oyuncu olduğu sır değil.
İşin savunma yönüne gelirsek Anthony Randolp’un pozisyonu için gayet yeterli hatta yeterlinin de üzerinde bir uzunluğa sahip olduğunu ifade etmek gerek. (2.11 cm) Bu boydaki bir basketbolcunun böylesine atletik meziyetlere, yüzü dönük oynama ve penetre edebilme özelliklerine sahip olması onu daha önce de ifade ettiğimiz üzere özel kılıyor. Ancak tabi ki bahsettiğimiz özellikleri Randolph’un oyununda kolay göstermesinin nedenlerinden biri pozisyonuna göre Randolph’un oldukça ince bir yapıya sahip olması. Bu incelik Randolph’a işin savunma yönünde hız ve çabukluk gibi avantajlar sağlasa da, Randolph daha yapılı, güçlü ve oyunu fizik güce dayalı bir oyuncuyla eşleştiğinde de ona tam tersi dezavantaj olarak dönebiliyor. Ancak Randolph’un takıma verebileceklerinin fazlalığı düşünülürse, sahip olduğu bazı savunma eksikliklerinin göz ardı edilmesi ve takım içerisinde çözülmesi gerektiği kanaatindeyim.
Anthony Randolph’un Lokomotiv Kuban ile olan kontratı sezon sonunda sona erecek ve Randolph’un birden fazla talibinin olacağını tahmin etmek zor değil. Randolph’un bir kez daha NBA’de şansını denemek istediğine dair söylentiler de bu aralar konuşulmakta ve NBA’de hayal kırıklığı olarak görülen beklentilerin altında kalan bir ismin tekrar NBA’i hedeflemesi ve kendini kanıtlamak istemesi şaşırılacak bir durum değil. Randolph sezon tamamlandığında ne karar verecek bilemiyorum ancak Amerikalının tercihini Avrupa’dan yana kullanması halinde burada fark yaratmaya devam edeceğini ve kendini burada daha özel hissedeceğini biliyorum.