Basketbol altyapısında mücadele eden atletlerin NCAA geçişi konusunda oyuncuları haklı gördüğüm noktalar olduğu gibi, yapılan yatırımın karşılığının alınabilmesi bağlamında kulüplere hak verdiğim noktalar da fazlasıyla mevcut. Siz, herhangi bir ötekileştirmeye gitmeden ben ifade edeyim, bu yazımızın konusu Barbaros Akkaş’ın Ömer Faruk Yurtseven’in U18 Milli Takım kadrosundan çıkartılmasıyla ilgili yaptığı açıklamalar…
Altyapı basketbolunu takip edenler az çok Albert Schweitzer Turnuvası’nın ülkeler adına prestij açısından değerini bilir. NCAA’e geçiş konusunda Fenerbahçe ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Ömer Faruk Yurtseven’in herhangi bir teknik ve idari neden olmaksızın milli takımda oynayabilme hakkı, bu hak daha önce yine aynı kurum ve kişiler tarafından kendisine verildiği halde, elinden alındı. Sayın Akkaş, dün bir basketbol sitesine verdiği röportajda ”Kulübüyle ters düşen bir oyuncuyu milli takım kadrosunda tutmamız bize çok doğru gelmiyor” ifadesini kullandı ve bizlere de esasında sorulması gereken birtakım soruların anahtarını teslim etmiş oldu.
*Kulübüyle ters düşen bir oyuncunun milli takım kadrosunda yer almasının size doğru gelmeyen tarafı nedir? Milli takım organizasyonu her açıdan bağımsız ve kulüpler üstü değil midir?
*Ortada profesyonel bir kontrat yokken kariyerini en tabii hakkı olarak NCAA’de şekillendirmek istediğini söyleyen genç bir basketbolcu adayını bu şekilde ötekileştirmenin 18 yaşındaki bir birey üzerinde yaratacağı psikolojik etkilerin farkında mıyız?
*Kulübünün altyapısından yetişip NCAA’e gitmek isteyen her oyuncuya bu açıklamayla birlikte aba altından sopa gösterildiğini düşünsek çok mu art niyetli yaklaşmış oluruz?
*Resmi siteden dahi açıklama yapılamayan bir kararla genç bir basketbolcu adayını milli takım çatısından uzaklaştırmak mı federasyonun görevidir yoksa kulübüyle yaşanan tüm problemlere rağmen birleştirici olup, kendi ülkesini Birleşik Devletler’de temsil edecek bir basketbolcu adayına sahip çıkmak mı?
*Yukarıda da belirttiğim gibi herhangi bir teknik ve idari karar olmaksızın kendi jenerasyonunun ülkedeki en iyi oyuncusunu kadro dışı bırakmak, en başta o takımın antrenör ekibini sportif açıdan zor durumda bırakmak değil midir?
*Tüm yaşamınız ve ona dair alacağınız kararların kişi ve kurumların ağzından çıkacak bir sözle değişebildiği bir sistemde başarılı olmak için sudan çıkmış balık misali çırpınan bu genç basketbolcu adaylarının geleceklerine bu şekilde müdahil olmaktaki amaç nedir?
*Oyuncuları yetiştiren kulüplerin NCAA’e geçiş esnasında bir yetiştirme bedeli elde edememesi oyuncuların suçu mudur yoksa bununla ilgili herhangi bir düzenleme getirmeyen basketbol organizasyonlarının problemi midir?
*Oyuncuya yapılan yatırımın karşılığını alabilmek sportif açıdan yeterlilik ile ölçülecekse basketbolcu adayının bu bağlamda daha başarılı olabileceği bir yere gitme isteğine federasyon olarak set çekme gayretinin mantığı nedir?
Konu hakkındaki düşüncelerimin daha berrak bir şekilde anlaşılabilmesi için ifade etmek istediğim birkaç husus daha var. Fenerbahçe’nin kulüp bazında yaptığı yatırımın karşılığını bu dakikadan sonra alamayacağı bir oyuncuyu genç takıma gönderme isteğini anlayabiliyor ve makul buluyorum lakin Fenerbahçe bünyesinden ayrıldığı anda sanki bir daha basketbol oynayamayacakmış gibi Ömer Faruk Yurtseven’in milli takım kadrosundan çıkartılmasını anlayamıyor, makul bulamıyorum.
Sayın Akkaş, açıklamasının bir bölümünde de mevcut Türkiye Basketbol Federasyonu CEO’su Sayın Türkoğlu’nun zamanında Sacramento Kings’e gitmek için o dönemki adıyla Efes Pilsen’e ücret ödediğini belirtmiş ve bu iki durumun benzer olduğunun altını çizmiş. Ortada profesyonel bir kontrat varken NBA çıkış hakkı için yetiştirici kulübe belli bir miktar para ödenmesi ve kontratın yasal sorumluluklarının yerine getirilmesini doğal buluyorum fakat profesyonel bir sözleşmeye sahip olmayan Ömer Faruk Yurtseven’in NCAA’e geçişiyle Hidayet Türkoğlu’nun draft edilip, Türkiye’de profesyonel olduktan sonra NBA’e adım atması arasındaki benzerliği ben anlayamadım, ya siz?
Son olarak, Türkiye Basketbol Federasyonu Sportif Direktörü’nden potansiyelleri doğrultusunda gelişim aşamasının çok gerisinde kalan altın jenerasyonun basketbol oynayabilmesi adına yeni bir yapılanma ve sistem müjdesini dört gözle beklediğimi belirtmek isterim. Konu milli takımın geleceğini düşünmekse şayet bunun sadece yetiştiricinin safında yer alarak yapılamayacağı ve psikolojik/toplumsal etkileri düşünülmeden yapılan bu tarz bir açıklamanın basketbolcu adayının üzerinde olumsuz izler bırakacağını ifade ederek satırlarımı sonlandırıyorum, esen kalın!
Çok güzel bir yazı olmuş.
Tüm bunları yaptıktan sonra, bir kaç sezon sonunda Ömer NBA’ de üst düzey bir oyuncu olacak. Üstelik utanmadan A milli takım kadrosuna çağıracağız ve Ömer’ de gelip bana yapılan bunca tavra rağmen bu ülkenin takımında oynuyorum diyecek.. Demedi demeyin.. 29 Mart 2016..
Hidayet’in Nba’e gidiş süreciyle olan ifadeyi düzeltmek isterim..Hidayet önce draft edildi ve daha sonra kontrat çıkışı için Efes ile anlaştı.Şöyle ki Hidayet’in kontratında 1,5 milyon dolarlık çıkış bedeli vardı. Nba takımları kurallar gereği en fazla 350.000 dolar bonservis parası ödeyebiliyorlardı. Hidayet beklemek yerine aradaki farkı 10 taksite bölerek kendi cebinden ödeyeceğini söyleyerek Efes ile anlaşmıştı.Hatta o zamanlar bütün basketbol otoriteleri “vayy, helal olsun Nba’e gitmek için hem risk aldı hem de kendi cebinden para ödedi” demişlerdi.. Hatta bu para ödeme hamlesi ilerleyen yıllarda, ne zaman Hidayet konusu açılsa dost sohbetlerinde Hidayet’in olumlu anlamda üstüne yapışmıştı..
Şimdi gelelim Ömer Faruk konusuna; insanlar bunu “bak yine siyasete bulaşıyorlar” diyerek basitleştirebilirler. Fakat söylemeden geçemeyeceğim, ne yazık ki ülkedeki siyasi ve devlet kurumlarının yönetim tarzının spora birebir yansımasıdır Barbaros Akkaş’ın ifadeleri. Alt kurumlar, üst kurumlar nasıl davranıyorsa onu kendilerine örnek alıyorlar ve nihayetinde böyle ultra saçma durumlarla karşılaşabiliyoruz.Kriz yönetiminden anladığımız tehdit ve şantajla insanları sindirmeye çalışmak bir diğer tabirle haddini bildirmek..Çok açık ve net ki Barbaros Akkaş’ın ifadeleri skandaldır ve eğer federasyonun görüşlerini yansıtıyorsa federasyon istifa etmelidir. Yok eğer Barbaros Akkaş bunları kendi kişisel görüşlerini paylaşmak amacıyla söylemişse -ki konumu kişisel görüş açıklama makamı değil- ya kendisi istifa etmeli ya da federasyon tarafından görevinden alınmalıdır.
Ömer Faruk özelinde genç oyuncuların durumunu daha önce defalarca konuştuk,tartıştık..Kalıcı çözümler üretmek yerine sorumluluğu hep başkasına atarak suçlu aradığımız sürece Ömer Faruk ve benzeri durumlarla karşılaşmaya devam edeceğiz..
Hidayet Türkoğlu’nun sözleşmesi konusundaki detaylar için teşekkür ederiz.
bu federasyon ve bir önceki her daim Aziz Yıldırım’ın tarafını tutmuştur. bu tarz prestijli bir turnuvada milli takım başarısı yerine oyuncunun başarısızlığını tercih etmeleri o yüzden şaşırtmamıştır.
Kaan Kural’ın Mudiay ile alakalı potacastte anlattığı bir olay var. Ncaa takımı ile anlaştıktan sonra para kazanmak için vazgeçip Çine gitmiş ve zaman dolduğu için yerine oyuncu alınamamış. Buna rağmen koç kendisine destek olmuş falan filan. Fenerbahçenin yatırım ayağı yapması falan bana çok saçma geliyor açıkçası. Fenerbahçe takım olarak düşünürken Ömer Faruk birey olarak kendini düşünmek zorunda. Önünde Metecan gibi bir örnek varken fırsat geldiğinde oynayabileceği yere gitmesi çok mantıklı. Bu sene ona güvenip oyuncu alınmadı denilmesine rağmen ne kadar süre aldığını gördük. Ömer gitse bile iyi bir oyuncu olacak diye bir şey yok. Belki Deniz Kılıçlı, Doğuş Balbay vs. gibi geri gelecek. Belki yeni Milicic olacak. Belki de Valanciunas, Enes, Pekovic gibi kendine çok sağlam bir yer edinip müthiş kontratlar imzalayacak. Ama burada kalırsa alacağı 5-10 dakikalarda her sene daha fazla geriye gidecek bu kesin. Çünkü Fenerbahçenin her sezon F4 hedeflediği noktada genç oyuncuyu alıp takımın merkezi yapması maalesef ütopik.
Milli takım kararıda maalesef tam bir facia. Umarım psikolojik olarak kötü etkilenmez olaylardan.
Kaan Kuralın potacast yayınını bende dinledim, adamın sözlerine kattığın 1 kelime ile tüm söylemlerinin anlamını değiştirmişsin. Kaan Kural, bu olayda Fenerbahçe’yi haklı buluyor, Fenerbahçenin yatırım (ayağı) yapması falan çok saçma geliyor, her yıl bir kaç milyon dolar harcıyorlar,NBA ye gitseler kulüpler bir para kazanabiliyor ancak ncaa ye gidenden para kazanılamıyor vs vs söylüyor, Ömer faruk’a da hak veriyor, o yaştaki oyuncunun bunu düşünebileceğine ihtimal vermiyor ama senin 1 kelime koyarak lafları çarpıttığın gerçeğini değiştirmiyor 🙂
Bu kafa ve vizyonla birkaç yıla kadar basketbolumuz yakaladığı ivmeyi kaybedip yerlerde sürünür hale gelecek…. Tıpkı futbolumuzun olduğu gibi…. Kamuoyu A Milli Takım seviyesinde başarı bekliyor…. Alt yapı milli takımlarında yetişen oyuncuları hem sahalarda hem de bu şekilde harcarsak sonumuz hüsrandan öte facia olacak… Başarılı olmuş Avrupa ülkelerinin liglerinde takımları sürükleyen lider oyuncular hep yerli oyuncular olmuştur…. Bizde ise yerli oyuncular hep 5-10 dakikalık rol oyuncularıdır… Peki federasyon A Milli Takım seviyesinde hangi mantıkla derece bekleyebilir?…. Potansiyeli olan gençler ise federasyonun bol yabancılı uygulaması sayesinde 18-21 yaş dönemini bir üst seviyeye hazırlanamadan geçiriyorlar…. İşte bu yüzden Ömer Faruk’a ve varsa diğerlerine yolunuz açık olsun, çok çalışın başarılı olun derim….. Hatta fırsatınız varsa hemen kaçın demek daha doğru olur… TrendBasket’e de konu ile ilgili gerçekçi değerlendirme yaptığı için teşekkür ederim….. NCAA’de basketbol yaşamını sürdüren gençlerimize sayfalarınızda sık sık yer verirseniz sanırım kamuoyu daha iyi bilgilenecek ve daha doğru kanaatlere varacaktır…. Belki kamuoyu vasıtasıyla Federasyonumuz bu gibi hataları tekrarlamaz ve basketbolumuz için ihtiyaç duyulan doğru adımları atar…..
Ben herkesten farkli olarak federasyonu ve barbaros akkasi kesinlikle hakli buluyorum. Bir cok kisi yok oyuncunun oynama suresi azmis orda daha cok oynarmis falan gibi hicbir gercekligi olmayan tamamen menejerlerin oyuncularini hizli bir yoldan NBA`e goturup ustllerinden para kazanma hirslarini justify etmek icin hem oyunculara hemde surekli olarak medyaya servis ettikleri bir yalanin parcasi olmadigi ve buna bir sekliyle karsi durdugu icin federasyonu tebrik ediyorum. Basketbolcu oynayarak gelisir dunyanin en aptalca yalanidir. oynamak onemlidir ama hangi seviyelerde oynadiginiz da en az o kadar onemli. Omer mutlaka ki oldukca yetenekli bir kardesimiz ancak fiziksel yapisiyla NCAA lerde iyi organizasyona sahip takimlarda sure almasi yada daha dogru deyimle 20-25 dakika civarinda sure almasi ve hepsinden onemlisi ustune sorumluluk verilmesi mumkun degil. Burda 2-3 numaralar var onu fizigiyle itip kakacak hemde siradan NCAA takimlarinda. Ben LSU da yuksek ogrenimimi yapiyorum ki LSU son yillarda cok da basarili olamiyor malesef ama bizim takimda bile omer 10 dakika ya oynar ya oynayamaz ki simmons olmasa bile takimda. Eger oynamak bu kadar onemliyse ve oynadigin ligin kalitesi cok da onemli degilse tbl 1de omere 25-30 dakika sure verecek takim cok olur. FB de vesely udoh ve antic gibi 3 tane NBA yapmis uzunla birlikte calisiyor ve belkide dunyanin en iyi 4-5 kocundan biriyle calisiyor. NBA den sonra en iyi ikinci basketbol oganizasyonu Euroleague de oynuyor ve ve avrupanin en zorlu 2. liginde oynuyorken NCAA gibi basketbol kalitesinin cok altlarda oldugu bir organizasyona gitmesinin tek sebebi kendini NBA e erken yasta pazarlayip para kazanmak derdinde olan menejerlerdir. Bakin Dogus balbay UT Austin de 4 sene oynadi kendo yas grubunda avrupanin en iyi guardi idi. 4 senede UT de kendini ne kadar az gelistirebildigi asikar. Avrupa capinda yildiz olmasini bekledigimiz oyuncu simdilerde 5 dakika ortalamayla oynayamiyor. NCAA lerde takimlarin yaptigi sezon ici maclarinin cogu coptur hele ki belli konferanslarda cogu takim bizim 2 lig seviyesinin de altindadir. Bazi takimlardan pro oyuncu cikmaz yani oyle NBA falan degil filipinler yada avrupanin belcika falan ligine dahi oyuncu veremezler simdi bu takimlara karsi oynasaniz ne ogrenirsiniz ki sahada. Eger bu kadar oynamak derdindeyse insin genc takimda oynasin.
Ya Doug bir dur allasen zaten ortalık karışık
Bu konu neden milli takimi ilgilendirsin ki diyenler olacaktir ancak durum oyle degil, milli takimi dogrudan ilgilendirir soyle ki milli takima oyunculari yetistiren kulupler oyuncularindan faydalanamazlar ise ve federasyonda buna bir care bulamaz ise bu kulpler neden altyapiya yatirimi surdursun ki? FB son 10 senede 2 tane NBA e uzun yetistirdi Omer ve Enes. Enes ten sonra Omer de kacarsa kendisine yapilan yatirimin karsiligini takima vermeden bu takim neden oyuncu yetistirmeyi surdursun ki? hersene milyonlarca lira harciyor buyuk takimlar altyapilarina ama eger burdan yetistirdikleri oyuncular oynamadan gideceklerse neden oyuncu yetistirmeye para harcasinlar ki. Burdaki mesele vay yetistirme parasi verdi vermedi mevzusu da degil omerden alacagi 350 bin $ pesinde degildir koca FB heralde . Takimlarini yarismaci tutabilmek icin Eurolegue seviyesinde bu seviyede oyanayacak yerli oyuncu ihtiyacindandir bu kadar laf. Kaliteli oyuncu havuzumuz dar ve bu dar havuzun icinden her cikan yetenekli oyuncu da 18inde NBA kacarsa hicbir takimimiza diyemeyiz oyuncu yetistirin diye. Federasyonda bunun bilincinde olarak kulupleriyle sorun yasayan oyuncular nasilsa milli takim var orada kendimizi gosteririz NCAA lere NBA e ordan da atlariz kulubun ne dediginin bir onemi yok seklindeki tavirlarina karsi durarak en dogru isi yapmislardir. Her bir bireyin kendi hayatini cizme ozgurlugu tabi ki vardir ancak kendilerine yapilan yaitirimi hice sayarak boyle bir hak kullanilamaz. Nasil ki belli alanlarda devlette egitim gorenler zorunlu hizmetlerini tamamlamadan ozgur tercihlerini kullanamiyorlarsa bunun benzeri bir durumunda sporda olmasi cok garip olmayabilir.
Tartışmaya konu alan yazıda da açıkça görüleceği üzere temel olarak rahatsız olunan konunun ana maddesi,Ömer Faruk’un haklı ya da haksız olması değil; Ömer Faruk sorunsalının ardından federasyonun kriz yönetiminin altından kalkamamasıdır. Yani Ömer Faruk NCAA’e gitmek istiyor, Kulüp mağdur,menajerler fırsatçı vs. bunların hepsi çok daha temel sorunlara uzanıyor. Benim ve çoğu gerçek basketbol takipçilerini rahatsız eden konu Federasyon tarafından Ömer Faruk’a aba altından sopa gösterilmesidir. Ne Federasyon ne de Milli takımlar kulüplerin arka bahçesi değildir. Barbaros Akkaş diyor ki; kulübü ile sorun yaşayan oyuncuyu milli takıma almak doğru gelmiyor. Eğer oyuncu milli takıma seçilecek yeterlilikte performans gösteriyorsa milli değerlere saygısızlık etmek hariç hiçbir neden milli takım dışında kalmasına mazeret oluşturamaz hangi yaş grubu olursa olsun.Oyuncu kulüpsüz de olabilir.2015 de Bourousis ve Semih Erden örneği gibi. Ya da şu an Bargnani örneğinde olduğu gibi.İtalyanlar çıkıp ta Bargnani’ye “kusura bakma, Nba’deki takımın senin sözleşmeni waive etti,seni takımda istemiyorlar,o yüzden seni milli takıma alamayız..Milli takımın ya da federasyonun burda yapacağı şey oyuncuyu yönlendirecek rehberlikte bulunmaktır. Ki zaten İtalyanlar da bunu yapıyor Bargnani’ye çalışmalarına devam etmesini söyleyerek.. Ömer Faruk NCA’e gitsin, gitmesin tartışması şu an biraz yersiz.Bunu zaman belirleyecek fakat hem Ömer Faruk hem Fenerbahçe hem de federasyonun soruna yaklaşımı bizim kalitemizi gösterecektir ve şu anki sınav bütün taraflardan açısından tam bir rezalet..
Burda konuyu Pro kariyerinin çoğunu geri bırakmış oyuncular üzerinden tartışmak tamamen yanlış olur. Bu konu daha çok Enes örneği üzerinden belki tartışılabilir. Burda ki ayrım genç oyuncuların özellikle Avrupalıların kendini ncaa ve abd pazarına tanıtımları altyapı milli takımları ile mümkün ancak bu oyuncuları yetiştiren kulüplerinin bu oyuncuların Pro kariyerlerine geçiş süreciyle ilgili bir yaptırım hakkı yok dolayısıyla oyuncular kendilerini milli takım forması altında promote edip istediklerini elde ediyor yani burda oyuncular takımlarıyla ters de düşseler yada sadece kendi çıkarlarına hizmet eden bir yaklaşımla Enes kanter örneğinde olduğu gibi milli takımda altyapılarinda forma giyip kendi reklamını yapıp sonrada yıllarca kendisinin gelişimine hem maddi hem manevi katkı vermiş takımını hiçe sayıp gittiğinde kim mağdur oluyor? Oyuncu kendi seçiminden dolayı mağdur değil, milli takımlarda mağdur değil, burda tek mağdur olan oyuncuyu yetiştiren kulübü. Bu sacın 3 ayağının 2si durumdan memnun ama unutulan birşey var ki mevcut sistemde mağdur edilen aslında sacin temel ayağı çünkü eğer takımlar yatırımı keserse ne abd ye ihraç edecek oyuncu yetişir nede federasyonun milli takıma oyuncu seçmek gibi bir derdi kalır. Burda milli takımın yaptığı sacin her ayağının mağdur olmasını sağlayıp en azından bir eşitlik sağlanması çabası içine girmiş olmasıdır. Daha doğrusu herkesin mağduriyetinin giderilmesi yolunun seçilmesi olabilirdi ancak bu kısa dönemde pek mümkün görünmüyor kaldı ki bu yerel federasyon bünyesinde çözülebilir de gözükmüyor.bazen yarası olana ilaç olamayabilirsiniz ama elinizi kesip kan kardeşi olabilirsiniz. Hiçbir işe yaramaz belki ama en azından onun canı yandığında sizinde acısını paylaştığınızi gosterir.
Bu konuda ömer faruk un hatası nca ye gidecegini kulübe sene başında soylememesi oldu…Kulüp yatırım yapmadı demiş ama bir arkadaş ben yatırım yapıldığına inanıyorum. .Ömer faruk un süre alabilmesi için semih erden ve Oğuz savaş gönderildi takımdan oysa onradovic hiç risk almadan semihten 5.10 dakika faydalanabilirdi…vesely sakatlandı şuan tek uzun kaldı o da udoh bu dönemde ömer Faruk önemli süreler alablirdi takımda. .daha 17 yaşında nba takımlarına karşı oynatti..geçen okuduğum bir haberde dzanan musa gelecekteki takimimi yenmek çok zevkliydi demiş bir ropartajda…bu durum gösteriyor ki ortda bir proje var ve Ömer faruk ta bu projeye de yer alan önemli bir taş dı. ..berk ugurlu. Ömer Faruk. ..dzanan musa…bunlar bizim bildiklerimiz..daha kimler var bilmiyorum…ama ömer faruk tavrını sene başında koymaliydi ve takımını mağdur etmemeliydi…yoksa tabi ki herkes istediği organizasyon da yer almakta sonuna kadar haklı. ..
Bu sene ona güvenip oyuncu alınmadı denilmesine rağmen ne kadar süre aldığını gördük.Takımların bazen fedakarlık yapması gerek. Bu fedakarlıktan öte ömere verilen sözdü, Verilen sözler tutul(a)mayınca ömer kararını açıkladı, yani sözlü anlaşmada takım gerekenleri yapmayınca, ömer gerekeni yaptı. (okul arkadaşı) saygılar…
Gerçekten güzel bir yazı olmuş sayın Onur Coşkun.Yorumların da çoğuna katılıyorum. Trendbasket’e de ayrıca çok teşekkürler. Evet, kriz yönetiminde federasyonun sınıfta kaldığı da doğru. Olayın Fenerbahçe ve Ömer Faruk’un aldığı ve kalsaydı alacağı dakikalar boyutuna gelecek olursak, ben Ömer Faruk’u anlayabiliyorum. Benim öz kuzenimin oğlu da, burada bazı arkadaşların belirttiği gibi, yıllarca genç milli takımlarda oynadiktan sonra, 18-21 yaşları arası A takımda 100-200 bin dolarlık Amerikalıların arkasında yeterince şans bulamadığı için harcandı gitti. Bu bizim zaten milletçe çok başarılı olduğumuz bir konu değil mi? Değerlerimizin kıymetini bilememek… Harcamak…
Yatırım yapıldığından söz ediliyor,peki örneğin vesely ile anlaştın 2 sene aylık 700 000 tl her maç 35 dak, ömer ile anlaştın 2 sene aylık 10 000 tl her maç 7 dak, sorum şöyle; bu resimde kime yatırım yapılmış para ve süre olarak, saygılar.
Asıl soru yukarıda belirtilmiş sn. Akkaş’a ;
“Oyuncuları yetiştiren kulüplerin NCAA’e geçiş esnasında bir yetiştirme bedeli elde edememesi oyuncuların suçu mudur yoksa bununla ilgili herhangi bir düzenleme getirmeyen basketbol organizasyonlarının problemi midir?” Federasyonun hem yetiştirici kulübü , hemde kariyeri için bir karar alan-almak zorunda kalan genç milli bir oyuncuyu mağdur etmeyecek bir düzenlemesi olsaydı bu saçmalıklar gündeme gelmezdi. İlaveten bu kadroda kulübü Tofaş’la ters düşüp Amerika yolunu tutan Mümin Tunç var , yani bu kendilerince yaptıkları yaptırımın kaynağı belli , kulübü.
İşin gerçeği ben de 18 yaşındaki bir gencin, bir bakıma eğitim hayatı ile ilgili yaptığı tercih sebebiyle milli takımdan uzaklaştırılmasını içime sindiremiyorum. Hele ki bu oyuncu, alt yapı milli takımlarında kendi yaş kategorisinde dominant oyunculardan ve gelecek vaad eden değerli bir yetenekse. Milli Takımın, bu tür tartışmaların odağında yer almasını da kabullenemiyorum. Örneğin futbolda böyle bir durum meydana gelse ve bir oyuncu kulübü ile sorun yaşasa dahi milli takımda pekala oynar. Bununla birlikte, Federasyonun hem bu olaydaki tavrı hem de milli takım koçu ile ilgili daha evvelden göstermiş olduğu tavır, Aziz Yıldırım’ın federasyon üzerinde muazzam bir nüfuza sahip olduğunu gösteriyor. Örneğin oyuncusu ile problem yaşayan kulüp Fenerbahçe haricinde başka bir kulüp olsa, eminim ki tavır da başka olacaktı. Fenerbahçe düşmanlığı yapmak için söylemiyorum ama Federasyonun, Fenerbahçe ile herhangi bir konuda zıt düşmemek hususunda azami çaba içerisinde olduğunu görüyorum ve bu adalet duygumu zedeliyor. Bununla birlikte olaya baktığımda oyuncularla birlikte kulüplerin de kendi açılarından haklı olduklarını düşünüyorum. Kulüp açısından bakarsak, emek verdiğin ve yatırım yaptığın oyuncun, menajerlerin de yönlendirmeleri neticesinde en kısa şekilde NBA’e gitmeye çalışıyor. Bu nedenle sen de yıllardır yaptığın yatırımın karşılığını alamıyorsun. Bu durum hiç şüphesiz şevk kırıcı ve belli bir zamandan sonra bu döngü, kulüplerin alt yapıya olan ilgilerini zayıflatacaktır. Fenerbahçe özelinde ise, Ömer Faruk’un da takım ruhuna uymayan davranışlar sergilediği, takımı olması gereken şekilde sahiplenmediği görülüyor. Bütün bunlar kendisine olan kızgınlığı körüklemiş ve nihayetinde iş, Milli Takıma alınmaması için kulüp yöneticilerinin Federasyonla görüşme yapması noktasına getirmiştir. Yani elbette, bu olayın özelinde bakarsak Ömer Faruk’un da hatalı olduğu yönler var. Oyuncu açısından bakıldığında ise, o da elbette daha fazla oynayabileceği ve kendisine NBA’in kapılarını daha kısa sürede açabilecek bir mecra arayışı içerisinde. Türkiye’de genç oyuncuların kısmen kendilerinden ancak daha da fazla kulüplerinden ve federasyondan kaynaklanan hatalar sebebiyle yeterince süre alamadıkları ortada. Bu durumun düzeltilmesi gerek. Burada öncelikle genç oyuncuların aynı Sırp gençlerin yaptığı gibi devamlı surette oynayabilecek şekilde kulüp seçmeleri ve kendilerini hazır tutmaları gerek. Örneğin Obradoviç’in kendi takımındaki sık sık akıllarını başlarına almaları hususunda uyarmak durumunda kalıyor. Adamın buna herhangi bir mecburiyeti var mı? Elbette yok. Belli ki Fenerbahçe’de oynayan gençler yeterli sorumluluk bilincine sahip değil. Bu bağlamda ilk sorumluluk genç oyunculara düşüyor. Bununla birlikte kulüplerin de onlara daha fazla kredi açmaları, oyuncuların ilk hatalarında oyundan alınmayacaklarını bilecekleri bir takımda oynama imkanı vermeleri ve yatırımlarının karşılığını verebilecekleri bir ortam hazırlamaları gerek. Bunu kulüpler bir şekilde yapmıyorsa, Federasyonun ya Spor Toto Basketbol Liginde ya da Adriyatik Ligi tarzı bir ligde mücadele edecek bir genç takım oluşturması ve elini taşın altına sokması gerek. Tabii bir de menajerlere karşı oyuncuların korunması için bazı önlemler alınması gerek ki, bu simsarlar bilhassa Avrupa basketboluna en büyük zararı veren gruptur. Tekrar olaya dönersek; her ne kadar Ömer Faruk da bazı noktalarda hatalı olsa da, işin bu noktaya getirilerek oyuncunun Milli Takımdan koparılması büyük bir hatadır. Bu davranış, çok büyük bir ihtimalle Ömer Faruk’un, Türk Milli Takımı ile bağını -etkileri tüm kariyeri süresince görüleceği üzere- zayıflatmış ve Türkiye’nin yıllardır yatırım yaptığı bir yeteneğini daha kaybetmesine neden olmuştur. Burada kulüpleri de koruyacak ve yatırımlarının karşılığını almalarını sağlayacak bir düzenleme yapılması gerektiği aşikar olmakla birlikte bunun muhatabı genç oyuncular değil, ülke federasyonları ile Fiba yahut Euroleague yönetimleridir.
Barbaros Akkaş : kulübü ile sorun yaşayan oyuncuyu milli takıma almak doğru gelmiyor demiş,
Asıl yıllar önce milli takımda Doğan Hakyemez’in çantasını taşıyan bir kişinin şimdi basketbolu yönetiyor olması bana doğru gelmiyor.
Goudlock için aynı şeyler söylendi milyon dolar verildi klüpten gönderildi. A takımdan çıkartılıp genç takıma konuldu ömer, şu anda klubün sporcusu. Suçluysa klüpten gönder, değilse nedir bu yaygara, Baska birşey var söyle(ye)miyorlar, klüptende gönderemiyorlar er geç gerçekler bilinecektir.
Yetiştirme bedeli sorununu çözemeyip, suçu genç oyunculara atmak doğru değil.
Fener, nasıl ki NCAA yapısına kızıyorsa, kendisi de küçük klüplerden yetiştirme bedeli olmadan bir çok genç oyuncuyu transfer edebiliyor.
Üniversite eğitimi ile basketbolu bir arada götürebilen bir yapı NCAA. Şuan ülkemizde bu pek mümkün değil. Bu sebeple, genç oyuncu için eğer bir NCAA fırsatı doğmuşsa, TBF bunu engellememeli, hatta destek olmalıdır. Bunlar bizim oyuncularımız ve böyle fırsatı ellerinden almamak gerek.
Fenerbahçe Ömer’e yatırım yaptığını söylüyor da Vesely Udoh bu yaz NBA’e gitse Ömer’in önüne iki yabancı pivot almayacak sanki. Kalsa yüzüne bakmayacaklar gidince susmuyorlar
Bu çocuklar onlardan daha tecrübeli ağabeylerinin kenarda havlu salladığını izliyor; Sonra gençler NCAA , NBA deyince bas bas bağırıyoruz.
Ne yapacaklardı 17 yaşındaki pivotu ilk 5 mi başlatacaklardı! Gerektiğinde Kenan a Berk e verilen süreyi herkes biliyor. Ayrıca altyapıdaki adama zaten yatırım yapıyorsun. Rotasyonda olması Euroleague havasını soluması üst düzey oyuncularla ve en iyi koç ile idman yapması bile bu yaştaki bir oyuncu için en buyuk katkıdır. Obradovic, Tanjevic gibi koçları değerlendiremeyen genc oyuncular hiç ağlamayacak.
Danyal, burada tartışılan konuyla ilgili yaklaşımın baya bir azınlıkta kalmış. Ayrıntıya girmeyeceğim, çünkü konu zaten oldukça ayrıntılı olarak tartışıldı. Sadece düşüncelerine katılmadıgımı söylemek isterim.