Erce Esmer ve Can Uluğtekin olarak Pınar Karşıyaka’nın başarılı koçu Ufuk Sarıca ile röportaj yapmak için Karşıyaka Arena’nın yolunu tuttuk, antremana bir buçuk saatten fazla süre olmasına rağmen salona Jon Diebler bisikletiyle gelmişti bile. Onu diğer oyuncular izlerken biz de Ufuk Sarıca’nın odasına çıktık. Keyifli bir röportaj oldu, umarız sizler de okurken keyif alırsınız
Sizinle geçtiğimiz yılın başında Ankarada’ bir röportaj gerçekleştirmiştik. Geçtiğimiz sezon için hedefleriniz Türkiye Ligi’nde yarı final, Türkiye Kupası’nda final ve Eurocup’ta gruptan çıkmaktı. Baktığımızda hedefler aşıldı diyebiliriz. Bu sezon için Pınar Karşıyaka’nın hedefleri neler?
Bu sene öncelikle Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı hedef olarak koyduk. Sonuç itibariyle tarihe bir kupa katmak için kazanmanız gereken bir maç var. Ligin şampiyonu ile oynuyorsunuz ve oynadığınız takım da Euroleague’de Final Four adayı olan Fenerbahçe Ülker. Kadrosunun derinliği, yapısı ve klubün organizasyonu çok üst düzeyde. Biz bu hedefi gerçekleştirdik ve Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazandık.
Bz Eurocup organizasyonunda yeniyiz ve buralarda olmak bizim için önemli.
Eurochallenge geçmişimiz var; klüp 3 sene Eurochallenge oynadı ve benim geldiğim ilk sene bu kupada final oynadık. Böylece bir üst kupaya atladık.
Bu sezonki hedeflerimizden birisi de Eurocup’ta gruptan ilk 4’e girip yukarıya yükselmekti.Bunu başardık; şimdi başarılı olduk demek istiyorsak geçen senenin üstüne çıkarak bu gruptan da çıkmalıyız ve bunu hedefliyoruz.
Lig tarafına bakacak olursak bu sezon hedefimiz ligi üst sıralarda bitirmek ve ilk turda saha avantajı elde etmekti. Bunu hala başarabiliriz; ama lig bu sezon çok karışık, herkesin çok güçlü kadroları var. Yabancı kuralının değişmesiyle birlikte tüm takımlar kadrolarını sürekli takviye eder hale geldiler.
Biz kazandığımız başarılarla burada hedefleri ve beklentileri yükselttik; ama aynı oranda bütçemizi yükseltemedik. Bu sebeple hedefleri belirlerken biraz daha günün ekonomik şartları ile paralel davranmalı ve dengeli olmalıyız. Tabii ki hedef küçültmüyoruz; ama bazı gerçekleri de ortaya koymak gerekiyor.
Baktığımız zaman Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes muazzam kadrolar kurmuş durumdalar. Aradaki farkı bütçe anlamında çok açtılar. Galatasaray Liv Hospital ekonomik anlamda zorlanıyor gibi görünse de daha çok oynamayan oyuncuları değişti. Daha iyilerini kadroya kattılar. Banvit iyi bir kadro, Beşiktaş Integral Forex çok opsiyonlu bir kadro. Iyi bir Türk rotasyonuna sahipler.
Biz ise düzeni koruyup istikrarı sağlayarak onlarla mücadele etmeye çalışıyoruz.
Yeni yabancı kuralı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Daha iyi oyuncularla antreman yapan Türk oyuncuları da kendilerini geliştirmek adına fırsat bulabilirler. Bir parça da bu kurala zaman vererek bekleyip görmek gerekiyor.
Antremanlarda Türk oyuncular daha fazla çalışıyor mu?
Çalışma herkes için olabilecek bir şey değil. Çalışma arzusu insanın içerisinde olacak, bir oyuncuda tembellik varsa hangi kuralı koyarsan koy onu kanalize etmek zor. Oyuncunun kişisel hedefleri olmalı, geçmek istediği idolleri olmalı. Bu kişinin kendini ne kadar geliştirmek istediği ile ilgili bir durum. Yine de baktığımızda süreler düşüyor. Dakikalarını korumak ve artırmak için daha fazla çalışan oyuncular var; ama bazı oyunculara da ne yaparsan yap daha fazla çalışmıyor.
Kadroya son olarak Cemal Nalga eklendi, bunun sonucu olarak kadrodaki uzun rotasyonunda gidecek bir oyuncu var mı?
Mutlu Demir sezon başında ameliyatı ve antremanlara geç başlaması sebebiyle biraz kiloluydu. O kilolardan kurtuldu; ancak henüz bize geçen sezon verdiği kadar iyi bir katkı veremiyor. Egemen Güven ise 1,5 aydır belindeki sakatlık nedeniyle antreman dahi yapamıyordu. Henüz 4 gündür bizimle birlikte çalışabiliyor. Egemen sezon başında bize 12 dakika civarında katkı sağlıyordu; ancak onun sakatlığı sonrası sezonu 2 uzunla götürmek zorunda kaldık ve bu bizi çok zorladı. Egemen’in güç sorunu var; ama bize faydalı olan bir oyuncuydu. Egemen sakatlanınca antremanlarda da 2 uzun ile kaldığımız için zorlandık. Cemal Nalga şansı çıkınca değerlendirmek istedik. Bu bizim için iyi bir fırsattı ve Cemal takıma ısındıkça çok daha faydalı olacaktır. Önemli özellikleri olan bir uzun, hem savunma sertliğimizi hem de potaya yakın noktalardaki etkinliğimizi artıracak.
Şu anda net bir kararımız yok; ancak her an kadroda değişiklik olabilir. Bütçemize bakınca fazla faydalanamayacağımızı bir oyuncuyu kenarda oturtmak lüksümüz yok.
Hiçbir oyuncuyu oturtma lüksümüz deyince Ceyhun Altay bir süredir dakika alamıyor, onun hakkındaki görüşleriniz neler?
Ceyhun’dan sezon başında çok umutluyduk. Bizim böyle kendini Karşıyaka’da toparlayan çok oyuncumuz oldu. Barış Hersek, Evren Büker, Can Altıntığ hatta Esteban Batista kendilerini burada tekrar buldular. Bunları görünce Ceyhun Altay’ın da kendini bir üst seviyeye taşıyacağından çok emindim. Hala da ona güveniyorum; yetenek olarak ve fizik olarak çok iyi bir oyuncu. Bu seviyeye çıktığınızda konsantrasyonunuzu, çalışma azminizi de bir üst seviyeye çıkarmak zorundasınız.
Bu işi profesyonel olarak yapan oyuncuların basketbol ile yaşaması gerekir; odağınız basketbol olmazsa bu seviyelerde tutunmanız çok zor olur. Sahada, antremanda ve hatta maç dışında tek odağınız basketbol olmalı. Oturup kendi maçlarını seyredip nerelerde doğru, nerelerde yanlış yaptığını belirlemek gerekir. Ben oyuncuyken her akşam kendi maçlarımı izleyerek hatalarımı azaltmaya çalışırdım.
Basketbol sizin için hayat tarzı olmazsa geride kalırsınız. Ceyhun bu takımda çok şans buldu. Şu anda biraz geride kalmış durumda. Yine de her şey kendi elinde, orada alabileceği bir dakika var ve bunu almak için kendisini yeniden ispatlamalı. Ben oyuncu kaybeden bir koç değilim, buraya geldiğimden beri sadece 1 oyuncu – Leo Lyons – değiştirdik. Bu da oyuncular açısından önemli bir kriter olmalı. Örneğin Evren Büker’in kendisini bulması için ligin ilk yarısının geçmesini beklemek zorunda kaldık. Ceyhun’u da bekliyoruz; ama artık işler Ceyhun’un elinde. Savaşacak, çalışacak ve orada boşta duran dakikaları alacak. Şu anda yeterince iyi olmadığı için o dakikaları başka çözümlerle doldurmaya uğraşıyoruz. Ben o dakikaları vermeye hazırım; ancak onun kendisinin bu dakikaları almaya hazır olması gerekiyor.
Diğer taraftan bakınca İnanç Koç’a bakınca kendini sürekli hazır tutuyor. 35 yaşında ve yapabileceği ne varsa sahada ve antremanda sürekli ortaya koyuyor. Bir maç hiç oynamasa bile bir sonraki maçta 15 dakika oynamaya hazır olduğunu biliyorum.
Egemen Güven için ne düşünüyorsunuz? Ne zaman hazır olacak?
Egemen çok yetenekli bir oyuncu ve önü de çok açık. Özellikle güç konusunda çok eksiği var ve bu açıdan kendisini geliştirmesi gerekiyor. Bugün basketbolda yumuşak oyuncunun yeri yok, bugün fizik yeteneğin önüne geçmeye başladı. Şut stiliniz ne kadar iyi olursa olsun onu atabilecek pozisyonu bulmak için kuvvetli olmanız gerekiyor. Egemen’in de genç oyuncu psikolojisinden çıkıp “oyuncu” psikolojisine girmesi gerekiyor. Daha güçlü ve ısıran bir Egemen’e ihtiyaç var.
Diğer genç oyuncular için ne diyorsunuz? Mert Celep İTÜ’de iyi süreler buluyor, Mertcan Solkol bölgesel ligde inanılmaz performanslar sergiliyor. Onlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Özellikle antremanlarda Mert Celep’in bize çok faydası oluyordu, onun mücadeleciliği bizi dakika almasa da yukarı çekiyordu. Sezon başında değerlendirdik ve dakika alabileceği bir yere gitmesinin gelişimi açısından daha faydalı olduğuna kanaat getirdik. Barış ve Gabriel’in olduğu yerde dakika bulması zordu ve İTÜ de onun için iyi bir fırsat oldu. Seneye gelişimine göre kendisini kullanabiliriz.
Mertcan’a gelirsek atletik olarak çok iyi bir oyuncu. Onun da kafa olarak basketbola daha fazla odaklanması gerekiyor. Özellikle savunma ve fizik anlamında kuvvetlenmesi gerekiyor.
Jon Diebler’ın geçtiğimiz yılki şut yüzdesi ile bu yılkı şut yüzdesi arasında gözlemlenen düşüşü neye bağlıyorsunuz? Batista’nın perdelerini bu sene arıyor olabilir mi?
Bunun biraz; belki yüzde 3-4 etkisi olabilir. Sonuçta Batista kadar iyi olmasa da Palacios kötü bir perdeci değil. Cemal bu konuda büyük bir destek sağlayacak. Onun perdeleri hem Dixon’a hem Diebler’a fayda sağlayacaktır. Biraz da bu sezon Diebler’ın formsuzluğu ve özellikle son bir ayda bir güçsüzlüğü vardı. Kendisi çok iyi bir profesyonel, benim hiçbir şey söylememe bile gerek yok o kendisini toparlamak için çalışıyor. Dün 1 Ocak olmasına rağmen Dixon, Diebler, Cemal dün takım olarak halter çalışması yapmayız diye düşünerek erken gelip çalıştılar. Gerçi biz antreman sonrası yapacaktık; ama bu onların güzel bakış açısını bize gösteriyor.
Diebler buraya ilk geldiğinde topu yere vurma özelliği hiç yoktu. Kendini geliştirdi ve gelişmeye devam edebileceği bölgeler de hala var. Geçtiğimiz yıl ilk defa ikili oyun oynamaya başladı, kendisini toparladığında buna tekrar geri döneceğiz.
Diebler NBA’de şansını denemek istiyor, belki bunu da başarabilir. Bana soracak olursanız onun iyi bir Euroleague takımında çok faydalı olabileceğini düşünüyor. Geçtiğimiz yıl Valencia transfer etmek istedi; ancak vermedik. Ben olsam onun yerinde hedefim Euroleague olurdu. Inşallah birlikte Euroleague yaparız elbette.
Dixon’a bu sezon maç içerisinde daha fazla kızıyorsunuz, onun da sosyal medya hesaplarında biraz moralinin bozuk olduğuna dair şeyler paylaştığını görüyoruz. Oradaki durum nedir?
Bobby bizimle 3 sezondur beraber ve ondan çok iyi katkı aldık. Zaman geçtikçe istekler fazlalaşıyor. Artık ondan yeni şeyler eklemesini bekliyoruz. Bu da çok doğal bir süreç. Zaman zaman onun da form düşüklükleri oluyor. Artık burada üçüncü sezonu ve rakipler de onu tanıyor. Yeni silahlar bulmalı ve takımı yukarı çekmeli. Bu beklentilerle ilgili bir durum.
Pınar Karşıyaka’nın asist sayıları bu sezon çok düşük. Bu oyun sistemi ile ilgili bir durum mu yoksa bunu yükseltmek için bir plan var mı?
Bu sezon asist sayımız çok düşmüş durumda. Palacios Batista’ya göre daha mobil bir oyuncu olduğu için oyun sisteminde değişiklik oldu ve bu asist sayımızı düşürdü. Geçtiğimiz yıl iç dış dengemiz daha iyi durumdaydı, top daha çok içeri girip dışarı çıkıyordu, bu sene onu değiştirdik. Bu düşüş biraz onunla ilgili, biraz da Bobby Dixon’ın asist sayılarındaki düşüş takımın geneline de yansıdı. Yine de istatistikler çok aldatıcı. Asist sayılarımız 13-14 civarında geziyorken bir maçta 22 asist yaptık; ama 70 sayıyı bulamadık. 13 asist yapıp 81 atabiliyoruz.
Kenny Gabriel hakkında ne düşünüyorsunuz? Müthiş smaçları var; ama daha fazla katkı verebilir görüşü de hakim. Siz ondan memnun musunuz?
Esasında ondan memnunum; ama kendisinden beklentim bundan çok daha fazlası. Unutmamak gerekir ki ilk kez bu seviyede oynuyor ve tam bir çaylak. Diebler’ın üç sezon önceki durumundan çok daha çaylak bir ruh hali var. Şut seçiminde sorunları var, topu nereye vuracağını tam bilemiyor. Baktığımız zaman çok önemli özellikleri var, dört numaralar içerisinde gördüğüm en iyi şutör, çok fazla sıçrıyor. Diğer taraftan temas ile oynamayı hiç bilmiyor ve sevmiyor. Biraz daha zamana ihtiyacı var. Memnunum; ama bize çok daha fazla şeyler katacak.
DJ Strawberry ile ilgili görüşeriniz nelerdir? Biraz istikrarsız bir sezon geçiriyor sanki…
Ondan ne bekleyeceğimi bilememek benim için önemli bir sorun. Bir maç çıkıp 20 sayı atıyor, diğer maçta iki sayıda kalıyor. Dixon, Diebler, Gabriel gibi oyunculardan her maçta ne alacağınızı bilirsiniz ama Strawberry her maçta farklı katkı veriyor. Yapacak da bir şey yok bu noktada bu şartları en iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Geçmişten gelen en büyük sorunu da bu istikrarsızlığı.
Gelecek senenin bütçesi ne civarda olacak belli mi? Buralarda mı kalacak, yoksa bir sıçrama bekliyor musunuz?
Yönetim kurulu ve başkan çok iyi niyetle çalışıyorlar ve bize de çok katkı veriyorlar. Bütçe hesabını da iyi yapıyorlar ve ödemeler de düzenli yapılıyor. Bunu bir parça aşmamız lazım. Türkiye’nin her yerinde Pınar Karşıyaka sempatizanları oluşturmaya başladık. Her havaalanında birileri gelip bizim maçlarımızdan bahsediyorlar. Bunun Yaşar Holding’e yansıması çok farklı oldu. Basketbol buraya yeni gelmedi; ama son üç senedir basketbol şehirde çok önde. Hep öyleydi ve hep öyle olacak. Bir kademe atlamak için son bir gayrete ihtiyacımız var.
Artık Pınar Karşıyaka olarak seviye atladık; Istanbul’da Anadolu Efes’e yenilince bunu kabullenemeyen bir camiamız oluştu. Bu bizim için çok iyi bir şey; ancak o seviyelerde yarışmak için biraz daha bütçeye ve biraz daha yol kat etmeye ihtiyacımız var. Bu yolu kat etmek için holding olarak, semt olarak, klüp olarak kararlı olmalıyız. Euroleague oynama hedefi tüm bu bileşenlerin ortak hedefi olmalı. Bu 3 ayaktan birisinde bile aynı kararlılık olmazsa bunu başarmamız güç olur. Biz bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Pınar çok önemli bir sponsor. Elimizdeki en büyük güç sponsorumuz ve semtimiz. Herkes basketbol konuşuyor. Tekrar ediyorum, Pınar bizim için çok kıymetli ve şubeyi önemli bir yere taşımamızda bize inanılmaz katkıları oldu. Bunu bir parça daha yükseltmek gerekiyor, bunu yapabilirsek daha büyük başarılara gidebiliriz.