Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de düzenlenen U20 Avrupa Şampiyonası’nda A Grubu’nu üçte üç yaparak lider olarak tamamlayan Ümit Milli Takımı’nın ikinci turdaki rakibi, B Grubu’ndaki üç maçından da galibiyet alamayan Fransa oldu. 21. Turgut Atakol Turnuvası’nda İstanbul’da Fransa ile hazırlık maçında karşılaşan milliler, rakibimiz karşısında maça tutuk başlasa da Fransa’yı çözmeyi ve oyunda rakibine üstünlük kurmayı başararak karşılaşmadan farklı sonuçla galip ayrılmıştı. Hem bu maçın hem de rakibimizin turnuvadaki performansı ışığında ikinci tur eşleşmesinde rakibimizin iyi yaptıklarını, zayıf yönlerini ve bizim yapmamız gerekenleri sizlerle paylaşacağız.
Öncelikle Fransa hepimizin tahmin edebileceği gibi tüm unsurlarıyla oldukça atlet ve mobil bir ekip. Yarı sahayı hızlıca geçerek geçiş oyunları ve hareketli yarı saha hücumlarıyla organize olurken; kısalarının bir numaradan dört numara tüm oyuncularının toplu ve topsuz çemberi sürekli zorladığı bir ekip. Millilerimizin yarı saha savunma prensiplerinden olan jump to ball müdafaası, topun karşısında kalma becerisi yüksek kısalarımıza ek olarak caydırıcı çember altı oyuncularımızın etkisiyle penetre tehdidini minimum seviyeye indirebiliriz.
Yarı sahada kısalarının oynadığı ikili oyunların büyük çoğunluğunda topu yan çizgiye doğru sürerek, alan açmayı ve topun hızlı dolaşımını sağladıktan sonra pozisyon oynama becerisi yüksek, ilk adımı hızlı çembere giden kısalarıyla arka alanda açılan alanı değerlendirmeye çalışıyorlar. İkili oyunlarda ayakları hızlı uzunlarımızın caydırıcı yüksek show-up müdafaası ile rakip kısanın savunmayı açmasını engelleyebilir, savunma bilgisi yüksek kısalarımızınsa pas kanalına yapacağı baskı ile topun hızlı yarı saha dolaşımını yavaşlatabiliriz.
Fransa yüksek şut tehdidi olan bir ekip olmasa da kendi şutunu yaratmada etkili bir kısa olan Ellie-Franck Okobo’nun ve bire bir oyunları üzerinden bulduğu yüzdeli şutlar canımızı yakabilir. Ona uygun bire bir oynama alanı vermeden oyuncuyu zorlama atışlara itebiliriz.
Fransa’yı hücumda yavaşlatıp rİtim bozmasını engellemede millilerin en önemli silahları 3/4 sahada yaptığımız baskı ve hemen arkasında bol tuzak ve sıkıştırması olan yarı saha müdafaaları… Bunun yanında Koç Ömer Uğurata’nın kullanmaktan çekinmeyeceği ve takım yapımızın dönem dönem oldukça uyum sağlayabildiği değişmeli adam adama müdafaamızda Fransa’nın tehditlerini önemli ölçüde kısıtlayacaktır.
Fransız uzunların bire bir de sırtı dönük olarak kendilerine yaratma potansiyeli kısıtlı olsa da bireysel olarak mobilizasyonu kuvvetli, hareketli uzunlar oldukları için savunma rotasyonunda açılan boşlukları kullanabilme potansiyelleri mevcut. İstanbul’da Metehan Akyel’in oyunda olduğu bölümde bu problemleri minimum seviyeye indirip, çabuk ayaklara sahip uzunlarımızla Amine Noua gibi önemli Fransız uzunların etkilerini azaltmıştık.
Milli takımımız İstanbul’da Fransa ile oynadığı maçta açık saha temposundan ziyade yarı sahada topun dolaşımını hızlandırdığı, topsuz çembere ataklarını arttırdığı ve ikili oyunları çembere doğru dikine oynadığı bölümlerde Fransa müdafaasını zorlayabilmekten daha fazlasını yapabildiğini de fark etti. Fransız kısaların topa baskılarını ve tam sahada yaptıkları baskıyı aşmada topa yön veren oyuncu sayımızı arttırarak sıkıntı yaşamayacak olsak da yarı sahadaki baskılı rakip savunmasını aşmada, yarı saha mobilizasyonunu artırmanın kilit rolü var.
Tolga Geçim ve Okben Ulubay’in rakip savunmayı bozan ikili oyunlarının haricinde pozisyon oynamaktan çekinmeden çembere yapacağımız ataklarla rakip savunmayı daha fazla zorlamamız gerekli. Berk Uğurlu’nun geçiş hücumlarında ve açık sahada direkt çembere atakları bize ekstra sayılar çıkarmanın yanında rakip savunmanın defolarını işlememizde de oldukça yardımcı olacaktır.
Bunun yanı sıra Fransa’nın 37.2% saha içi isabet yüzdesiyle Ukrayna ile birlikte şampiyonanın en kötü iki ekibinden biri olduğunu unutmadan gerekiyorsa dönemsel olarak çeşitli sekanslarda şut opsiyonlarını sınamak gerek. İki ekibin oyuncu grupları arasındaki kalite farkını orta vadeli seriler ile parkeye yansıtmayı başardığımız anda çeyrek final kapısından içeriği gireceğimizi düşünüyorum, bol şans çocuklar!