U17 Dünya Şampiyonası’nda bugün son grup karşılaşmaları oynanıyor. U17 Millilerimiz de bugün sahaya erken çıktı ve Tayvan ile kozlarını paylaştı. Rahat bir karşılaşmayı geride bırakan Fatih Elbaş’ın öğrencileri, sahadan 76-56 galip ayrıldı ve A Grubu’nu ikinci sırada tamamlamayı başardı.
U17 Milli Takımımız gruptaki son karşılaşmasına Eray Akyüz, Erkin Şenel, Onuralp Bitim, Çağatay Afşar ve Ahmet Can Duran beşi ile çıktı. Karşılaşmanın ilk sayıları da Millilerden geldi. Onuralp Bitim‘in ters turnikesiyle açılışı yapan Fatih Elbaş’ın öğrencilerine Lin, üç sayılık isabet ile karşılık verdi. Dakikalar ilerledikçe ise açık sahada etkili olan taraf Milliler oldu. Erkin Şenel ile dışarıdan, Onuralp Bitim ile de açık sahadan sayılar bulan Milliler, ilk beş dakikalık bölümü 14-6 önde geçti. Periyodun son bölümüne doğru ise içeriden Ahmet Can Duran ile etkili olduk. Ahmet Can, ilk iki günde hücumda sayı üretmekte oldukça zorlanmıştı. Ancak bu karşılaşmada takımımızın en önemli skorerlerinin başında geldi. Milliler ilk çeyreği 29-11 önde tamamlamayı başardı.
İkinci çeyrek itibariyle ise ritmimizi biraz olsun kaybettik. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tayvan takımı kısıtlı potansiyellerine rağmen iyi mücadele etti ve üç sayı çizgisinin gerisinden etkili olmayı başardı. Tang ve Lin ile sayılar üreten Tayvan, farkın açılmasına engel oldu, ayrıca da farkı neredeyse tek hanelere kadar indireceklerdi. Ancak Milliler buna izin vermedi ve soyunma odasına 44-30 önde giden takım biz olduk.
İkinci yarının da ilk sayıları Tayvan’dan geldi. Chang ile skor üreten Uzakdoğu ülkesi, farkı 12 sayıya kadar indirdi. Ancak Millilerde bu dakikadan sonra Mert Konuk devreye girdi. İlk iki günde de iyi işler çıkartan Mert Konuk, içeriden sayılar buldu. Ancak yine de bu çeyreğin biraz kısır geçtiğini söyleyebilirim. İki takımın da sayı bulmakta zorlandığı dönemde biz Ahmet Can Duran‘ı etkili kullandık. Hem ribaundlara olan katkısı, hem de üç saniye etrafındaki bitirdiği basketlerle farkı 15’lere kadar çıkardık. Çeyreğin son bölümünde de Ragıp Berke Atar ile sayılar bulduk ve final periyoduna 57-41 önde girmeyi başardık.
Son çeyrekte ise oyunun kontrolü tamamen bizim elimizdeydi. Onuralp Bitim ile periyodun ilk bölümünde sayılar bulan Milliler, Çağatay Afşar ile de içeriden etkili oldu. Ancak üç sayı çizgisinin gerisinden iyi gününde olan Tayvan, farkın daha da açılmasına izin vermedi. Maçın son bölümüne doğru da iki Banvitli oyuncu ile hücumda etkiliydik. Berke Atar ve Erkin Şenel ikilisi ile sayılar bulmayı başaran Milliler, sahadan 76-56 galip ayrıldı ve gruptaki ikinci karşılaşmasını kazandı. U17 Milliler bu sonuçla A Grubu’nu da ikinci sırada tamamladı. Rakibimiz ise henüz belli değil. Büyük bir ihtimalle de Litvanya-Mali karşılaşmasının mağlubu ile ikinci turda kozlarımızı paylaşacağız.
U17 Milliler kapanışı rahat yaptı! #FIBAU17
26 top kaybı çok fazla top kaybeden değil top çalan takım olmayı başarırsak finale yürüyüp Amerikadan rövanşı alabiliriz bu imkansız değil yeterlki bireysel yetenekler takım oyunuyla ortak bir noktada buluşabilsin
bizim elimizdeki potansiyelli oyuncu sayısı şuan hiçbir avrupa ulkesınde yok. 95-96-97-98-99-00 yas grublarının hepsınde şampiyonluga oynuyoruz. ama oyuncularımızın yasları buyudukce gelısımlerı yavaslıyor yada durma sevıyesıne gelıyor. bizdekı su jenarasyonlar ispanya yada sırbistanda olsa rahat 15 yıl avrupayı domıne ederlerdi. ya allah askına su ulkede biz basketbol severler kadar ülke basketbolunu dusunen bır allahın kulu yok mu ? ya türkiye liginde sırf turk oyunculardan kurulu bir takım kurulsun. ibb olabilir mesala. yada vtb, adriyatık gibi liglerden bir takımla anlasılsın oraya oyuncu gonderelım. bir sekılde bu oyuncuların gelısımının devam etmesını sağlayalım. yoksa bu oyuncuların cogu sıradanlasacak.
Onuralp bu maçta da patlayamadı. İnşallah takımın elinden tutacak bir noktada. İnanıyoruz koçumuza.
nasıl bir performans beklıyorsunuz patlama yapması için. 23 dk’da 15 sayı gayet iyi bence. kaldıkı takımda onun dısında skora katkı verecek oyuncular var.takımın en onemlı oyuncusu ama tek skor opsıyonu degıl. gecen sene 20 kusur sayı ortalamayla oyunuyordu, ozaman da her topu potaya atıyor diye eleştri alıyordu. bu maçta %43 oranıyla sut atmıs. 8 ribaunt ve 3 asist yapmıs gayet ıyı. olumsuz olarak 4 top kaybı gosterilebilir.
oyuncular eğlenmiyor. Benim ilgincime giden en önemli konu bu. Nedense yüzleri gülmüyor. Top kaybı yaptıklarında ya üzülüp duraksayıp bırakıyorlar mücadeleyi ya da faul yapıyorlar. Yetenek filan hepsi bir yana çocuklar sanki tedirgin oynuyor. Yetenek olarak beklenilen de iyiler bence ama başarı endeksli bakış açımız kötü etkiliyor. Nba’e iki adam göndermeyi ilk turda elenmeye yeğlerim ben.
BEYEFENDİ NBA’ DE BİZİM ÇOCUKLARIMIZ GİBİ YÜZLERCE,BİNLERCE OYUNCU VAR.ÖNEMLİ OLAN MAÇ KAZANMAK,ŞAMPİYON OLMAK OLMAMALI SİZİNLE AYNI FİKİRDEYİM.ANCAK UÇ NOKTA ÖRNEKLER VEREREK DEĞİL DE DAHA AYAKLARI YERE BASAN,GERÇEKÇİ SIRALI HEDEFLERLE AMACA ULAŞALIM DİYORUM BEN…AMA SONRASI EUROLİG OLUR,NBA OLUR İNŞALLAH.TÜRK ÇOCUKLARININ YETENEKLERİ BUNLARIN HEPSİNE FAZLASIYLA YETER…
Bu kanada ezer zaten bizi. Çocuklardaki isteksizlik can sıkıcı boyutta.
bencede bi tuhaflık var. her hata yaptıklarından sonra kenara bakıyolar. ve bu hata yapma lorkusu pesınden bırcok farklı hataya sebep oluyo. çözüm sart. bu oyunla canada birax zor ama bu gençler buyuk maçları sever ıns yanılmam
95-96-97-98-99-00 DOĞUMLU OYUNCU JENERASYONUMUZ U-16-17-18 AVRUPA ŞAMPİYONALARINDA GEREKSE DÜNYA ŞAMPİYONALRINDA ÇOK ÖNEMLİ BAŞARILAR ELDE ETTİ. ANCAK ŞU AN BU BAHSETTİĞİM JENERASYONDAN KENDİ TAKIMLARINDA DOĞRU DÜRÜST SÜRE ALABİLEN OYUNCU YOK. BU BANA YILLAR ÖNCE FOTBOLDAKİ DEJAVUYU HATIRLATTI. 20’Lİ YAŞLARA KADAR OLAN BAŞARILAR VE ONDAN SONRASI İSE HAYAL KIRIKLIĞI. BENCE GENÇLERİMİZ BU YAŞ İTİBARI İLE BİR ŞEYLER OLDUĞUNU ZANNEDİYOR VE GELİŞİMLERİNİ BIRAKARAK BASKETBOL VEYA FUTBOL DIŞI OLAYLARA ÖNEM VERİYORLAR. MESELA PARA VE DÜZENSİZ YAŞANTI GİBİ. AMA BİR BABY DİXON’A BAKIYORUZ 32 YAŞINDA OBRADOVİÇ’İN ELİNDE GELİŞİMİNİ HALEN SÜRDÜRÜYOR. TAMAM HOCALAR SÜRE VERMİYORLAR AMA PEKİ YA GENÇLER SÜRE ALDIKLARINDA NELER YAPABİLİYOR. BU SÜRELERİN KIYMETİNİ BİLEBİLİYORLAR MI. YETERİ KADAR ÇALIŞIYORLAR MI. NBA DE DRAFT OLMAK VEYA BİR TAKIMLA İYİ SÖZLEŞME YAPABİLMEK İÇİN UĞRAŞ VERİYORLAR. ÖMER FARUK YURTSEVEN BİLE 5 YILLIK PROFOSYONEL KONTRAT VE OBRADOVİÇ GİBİ BİR HOCANIN ELİNDEN DAHA ÖNEMLİSİ BASKETBOLDA ARTIK BİR EKOL HALİNE GELEN FENERBAHÇE GİBİ BİR ORGANİZASYONDAN 17-18 YAŞINDA KAÇTI GİTTİ. NBA’E HAZIR BİR ŞEKİLDE 21-22 YAŞINDA GİTSE VE ÇAYLAK KONTRATA İMZA ATMADAN DİREK YILLIK 8-10 MİLYON DOLARLARA İMZA ATACAKTI. YANİ BURADAN ANLATMAK İSTEDİĞİM HERKES EMEKSİZ YEMEK ARIYOR. MENEJERLERDE BU İŞE ÇANAK TUTYOR. SADECE BİZİM ÜLKE OLARAK MANTALİTEYİ DEĞİŞTİRİP İSTİKRARLI VE SABIRLI BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMAMIZ VE HERŞEYİN PARADAN İBARET OLMADIĞINI ANLAMAMIZ GEREKLİ.
Sn Uğur, bu yorumu yaparken amacım yalınızca Ömer Faruk’u savunmak değildir… Genel olarak herkesin bildiği güncel olayı irdeleyip gelecekte yaşanabilecek benzer durumlarda hem sporcularımız hem kulüplerimiz hem de basketbolumuz için en güzeli ne ise onun gerçekleşmesidir. Ömer için çok zor bir karar olduğu kesin… Tercihini içinde iyi bir üniversite eğitiminin de olduğu opsiyonu kullanmış olması Ömer ve ailesinin tercihidir…. Bu onların veya Ömerin önem verdiği bir değerdir… Bizim Ömerin kararını kendi değerlerimizle yargılayıp yerden yere vurmamızı çok ta doğru görmüyorum. Ömer bildiğim kadarı ile akademik yönü de kuvvetli bir sporcu yani çocuk bu kadar yoğunluğun içinde okuluna devam etmiş dersleri sıkı tutmuş yani bir EMEK göstermiş. Bu göstermiş olduğu emeği bir kenara atmak istememiş… Maalesef ülkemizde üst düzey spor ve aynı zamanda eğitimi destekleyecek bir sistem olmadığı gibi böyle bir vizyon da yok… Adı geçen sporcu paraya önem verse idi zaten kontratı yapar, 4-5 yıl boyunca Fenerbahçeden parayı kapardı… Bunun yerine basketbol ve eğitimi tercih etmiştir… Gelecekte NBA olup olmaması onun elinde, tıpkı Fenerbahçede kalmış olduğunda olacağı gibi… Bu konunun kamuoyunda bu kadar alevlendirilmesinin sebebi Ömerin eğer NBA’e kontratsız giderse Fenerbaçenin kaybedeceği milyon dolarlardır…Tıpkı Enes Kanter’de olduğu gibi… O tecrübeden sonra TBF ve kulüpler belli ki olayı münferit görmüşler ve gerekli tedbirleri alacak düzenlemeleri yapmamışlar yada kurulu düzende değişiklik yapmak işlerine gelmiyor… Sonuçta tarih tekerrür etti ve günün sonunda Ömer Faruk olayında yaşananlarda gerekli düzenlemeleri ve dersleri çıkartamayanların sorumlulukları değil de Ömer Faruk’un vefasızlığı veya yanlış yaptığı kamuoyunda tartışıldı… Sanki birileri bilerek hedef şaşırtmacası yapıyor… Enes Kanter…. Ömer Faruk… ya sonra ??????…. Aslında bunun tıpa tıp benzeri bir olay geçen sezonda yaşanmıştı ama nedense o kamuoyunda böyle yer almadı ve spekülasyon yapılmadı… Bu bile ülkemizdeki genç basketbolculara hangi vizyonla bakıldığını ve ne kadar değer verildiğini (verilmediğini) gözler önüne seriyor….$$$ €€€ …. Güzel gelişmelerin yorumlanacağı sağlık dolu günler dileklerimle…..
Obra nın arkasinda emegi olmus, yetismesine katkisi olmus bir Türk oyuncu birakacagina inanmiyorum..Altyapılarda son 10 yılda defalarca şampiyon oldunuz.. Berk ‘den başka altyapıdan kalan oyuncunuz yok..Berk Uğurluyu da çöp yaptınız, çocuk draftlara bile giremedi..
8 amerikalı, 3 polonyalı, 1 yunan, 1 italyan, 7 sırp birde hırvatmıydı hatırlamıyorum yetiştirdi yetmez mi? kimin umrunda Berk,egehan, ercan,barış , vb. çocuklar.herkes kendi kariyerinin peşinde…
Sorun oyuncularda değil sorun başta Tbf olmak üzere Milli takım koçu da dahil tüm kulüplerin ve koçların yabancı sevdasında.. Milli takımda ki oyuncuların sezon boyunca toplam süre ortalaması 13,5 dk sayı ortalaması 6,3.. ne bekliyordunuz ki böyle hayal kırıklığı yaşıyorsunuz? Tbf herşey güllük gülüstanlıkmış gibi bu sezon 10 olan yabancı sözleşmesini 11 yaptı..kim buna dur diyecek?
sayın çetin uğur büyük harflerle yazmak sizi haklı çıkarmaz…üretecek bir fikriniz olmadan en kolay yolu seçip suçu cocukların üzerine atmayı seçmişsiniz.en az 10 yıldır alt yapıları bire bir yerinde en az günde 2 maç seyrederek geçirdim.bahsini ettiğiniz 95-96-97 jenerasyonunu özellikle 96-97 jenerasyonundaki nerdeyse tüm oyuncuları takip ederek geçirdim ve çoğunu da bire bir tanırım aileleri de dahil olmak üzere.sanki bu çocuklar profesyonel imzaları milyon dolarlara atmış gibi konuşuyorsunuz.kalbur üstü diyebileceğimiz 3-5 oyuncu dışında (bunlara da isim vermeyeyim ayıp olur) çoğu asgari ücret bilemedim 2,000-3000 tl ye oynuyorlar.kaç tane genç oyuncuyu gördün gece hayatında barda pavyonda? bilmeden çocukları karalaman çok ucuz konuşmalardır.gelelim diğer dediklerine: bu çocuklar 18 yaşına kadar okulu evi unutup antreman maç hergün çalışırken 18 yaşını bitirince mi çalışmıyorlar? kimse inanmaz buna senin gibi cin fikirler dışındakiler hariç.süre aldıklarında neler yapıyorlar diyrsan sen hiç bir gençi bsl de yada tbl de seyretmemişsin demektir.ilk örneği beşiktaşlı olduğum için enes berkaydan vereyim bu çocuk 17 yaşında 6 eurocup maçına çıktı çokta güzel katkılar verdi hem sayı hem savunma anlamında.yağızer uluğ döneminde de bir maç 22 dk süre aldı ve 12 sayı 5 asist 3 ribauntla takımın en skorer 2. oyuncusu en çok asist yapan 1. oyuncusu oldu.sonra ne oldu doğru dürüst süre alamadı.furkan korkmaz 25 sayı ile kariyer rekoru kırdı nba draft olacak seviyeye çıktı ne hikmetse 18-20 dk süreleri bi anda 6-6,5 dk. lara düştü.tolga geçim bir fenerbahçe maçında harikalar yarattı ertesi maç aldığı süre 3,5 dk. berk uğurlu bir oynuyor 5 oynamıyor.keşke biraz takip edip bilgi edinip yazıp çocukları suçlasaydın.şimdi kimseden ses çıkmıyor a milli takım elemelerde kötü sonuçları alınca herkes yazmaya konuşmaya başlar ama 3-5 yıl sonra milli takımda oynatacak üst düzey oyuncu bulunmayacak.bu gençler ağızlarıyla kuş tutup gözü kapalı basket atsalar bile ncaa çıkmaları ve nba artıklarından forma kapmaları hayal.çünki kimsenin oyuncu yetiştirmek gibi bir amacı yok salt başarı üzerine endekslenmiş bir kafa yağpımız var.diğer avrupa ülkelerinde de yabancı sınırlaması yok belki ama kıta dışı sınırlaması var.nba de bizde ki kadar amerikalı yoktur.bizde oyuncularımızı atletik amerikalılarla değil kendi fizik yapılarına uygun avrupalılarla rekabete sokalım.her şeyin başı sabır ve çalışmak ama bunun karşılığı olmadığı sürece nereye kadar?böyle giderse artık çocuklarımızın sporcu olma hayalleri de kendi ellerizle yok edececeğiz.futboldan basketbola hentboldan atletizime bokstan güreşe kadar tüm branşlarda yabancılara teslim olmuş durumdayız insanların gençlere çamur atmadan önce bunu bir düşünmesi lazım neden ?