Ve gelelim 2010’a… 2010 FIBA Basketbol Dünya Şampiyonasının yeri hepimiz için ayrı. Bilindiği üzere A milli takım tarihindeki en başarılı turnuva performansını ev sahipliğinde düzenlenen EuroBasket 2001’de sergilemişti. Harika turnuva geçiren İbrahim Kutluay önderliğinde rakiplerini birer birer deviren milliler finale kadar yükselmiş ancak finalde turnuvanın tek namağlup takımı Yuguslovya’ya boyun eğerek Avrupa ikincisi olmuştu.
Dokuz yıl sonra ise Türkiye EuroBasket’ten daha büyük basketbol şölenine ev sahipliği yapacaktı. Fransa ve Balkan ülkelerinin ortak şekilde düzenlemek istediği organizasyonun ev sahipliğini kazanan Türkiye şampiyonayı 98’ Yunanistan’dan sonra ilk kez Avrupa’ya taşıyordu. İstanbul’dak iki salonun yanı sıra Ankara, İzmir ve Kayseri’nin ev sahipliği yapacağı turnuvada millilerimiz C grubunda Rusya, Yunanistan, Çin, Porto Riko ve Fildişi Sahilleri’yle birlikte yer aldı. Baştan sona kusursuz grup aşaması geçiren Bogdan Tanjevic’in öğrencileri namağlup şekilde grubunu lider tamamlamayı da başardı.
Son 16 turunda rakip turnuvanın ev sahipliği için mücadele edilen Fransa’ydı. Milliler ikinci çeyrekle birlikte sazı ele aldığı maçtan 95-77 galip ayrılırken seyirci desteğiyle birlikte arkaya alınan rüzgar gelecek güzel günlerin habercisiydi adeta. Millilerin çeyrek finaldeki rakibi grup aşamasının dikkat çekici takımı Slovenya oldu. Çeyrek finale dek Amerika Birleşik Devletleri dışında karşılaştığı herkesi deviren Slovenler millilerimizin yarı final önündeki kalan engeliydi. Ancak Bogdan Tanjevic’in ekibi Slovenya karşısında adeta esti gürledi ve baştan sona önde götürdüğü maçı 95-68 ile çok farklı şekilde kazandı.
Milliler yarı finaldeydi ve olası Amerika Birleşik Devletleri finali öncesi kalan tek engel Sırbistan’dı. Dusan Ivkovic’in çalıştırdığı Sırbistan yarı finale turnuvanın favorilerinden İspanya’yı devirerek gelmişti. A milli takım rakibi karşısında turnuvadaki en büyük sınavına çıkacaktı ve yol hiç olmadığı kadar zorluydu. Mücadeleye büyük çekişmeye sahne olurken maçın bitimine 4.3 saniye kala Sırbistan İstanbul’da 82-81 önde olan taraftı. Sonrasında neler olduğunu ise tahmin ederim ki hepimiz biliyoruz. Bogdan Tanjevic’in molası sonrası parkeye yeniden ayak basan milliler yarı sahadan topu Ender Arslan ile oyuna sokarken topla buluşan isim Hidayet Türkoğlu’ydu. Türkoğlu topu birkaç adım sürmüş ancak sol kenarda sıkışmıştı. Zamanın durduğu anda sahipsiz kalan topu eline alan ve kendini kariyerinin en kolay turnikelerinden birini atarken bulan Kerem Tunçeri millileri tarihinde ilk kez Dünya kupasında finale taşıyordu.
Finalde rakip turnuvanın favorisi NBA yıldızlarıyla dolu ve son yıllardaki Dünya kupası organizasyonlarında istediğini elde edememiş Amerika Birleşik Devletleri’ydi. Sinan Erdem’in ev sahipliği yaptığı finalin ilk çeyreği başa baş geçti ancak Amerika Birleşik Devletleri maç boyunca üstün olan ve oyunu kontrol eden taraftı. Sonrasında turnuvanın MVP’si de seçilecek 22 yaşındaki Kevin Durant millilerin potasına 28 sayı bırakırken mücadeleyi 81-64 kazanan Amerika Birleşik Devletleri tarihinde dördüncü kez dünya şampiyonu olmayı başardı.