Uşak’taki Türkiye Kupası elemeleri sonucunda sürpriz olmazken, Galatasaray ve Beşiktaş 8’li finallere katılmaya hak kazandı.
Beşiktaş kazanırsa son maçın skorunu beklemeden gruptan çıkacağı Aliağa maçına, bu durumun ciddiyetinin farkında olarak başladı. Maç boyu ciddiyeti elinden bir an olsun bırakmayan Kara Kartal, rakibinin de kafaca son maça hiç çıkmamış olmasından da faydalanarak 85-63’lük skorla çok rahat bir galibiyet aldı.
Beşiktaş kuşkusuz bu sezonun en renkli takımlarından birisi olacak. Bu derece sertleşebilen bir takımın, özellikle iç sahada alacağı hiçbir sonuç sürpriz olmaz. Son transfer Doron Perkins ile birlikte Beşiktaş bir gömlek daha büyüdü, kaldı ki Perkins henüz tam hazır değil ama nasıl bir oyuncu olduğunun ve neler yapabileceğinin sinyallerini yavaş yavaş vermeye başladı. Lofton’dan da zaten uzun uzun söz etmeye gerek yok, sakatlık sorunu yaşamazsa sezon boyunca takımın lider rolünü üstleneceği ortada. İkiz kuleler Buckman & Iverson da birlikte oyunda oldukları zaman pota altını karartıp çok fark yaratıyorlar. Gel gelelim sezon içinde Perkins ile Lofton’un saha içinde daha çok süre alması elzem gözüktüğü için, Buckman ve Iverson süreleri biraz paylaşacak gibiler. İşte Beşiktaş adına bu açıdan sezonun kilit oyuncusu olma şansına sahip olan ikili : Gökhan Şirin & Tomislav Ruzic. Onların vereceği katkı Beşiktaş’ın durumu açısından fazlasıyla belirleyici olacak. Kağıt üzerinde soru işaretleri yaratan bu ikili, benim kupada gözlemlediğim kadarıyla olumlu katkı yapabilecek durumda. Yine de bir Kaya Peker’e bile sahip olmak Beşiktaş’ı bu açıdan bir nebze daha rahatlatabilirdi.
Beşiktaş’ta bir başka kilit pozisyon da 3 numara. Bu pozisyonda da Caner Topaloğlu ve Muratcan’ın katkıları kilit durumda. Muratcan 3 gün boyunca oyun kurucu pozisyonunda da, 2 numara pozisyonunda da oynadı. Fakat Perkins takıma adapte olup hazır hale geldikçe ve Mehmet Yağmur da sakatlıktan dönünce Muratcan sıklıkla 3, Lofton’un dinlendiği anlarda da 2 numara pozisyonunda oynayacak. Muratcan biraz takımda liderlik rolü üstlenmesi gerektiğini düşünüyor gibi. Halbuki yıllarca sessiz sakin şekilde katkı verdiği gibi, takımın pis işlerini yapan oyuncu rolünde oynasa vereceği katkı daha fazla artacağa benziyor. Caner zaten aldığı süreler içinde bu rolde oynayacaktır, sokacağı ceza şutları da onun kıymetini arttıracak. Broekhoff da bu pozisyonda iyi işler yapabileceğinin sinyallerini son maçta vermeye başladı ama onun ciddi süreler alabilmesi şimdilik zor gibi görünüyor.
Özet olarak, Beşiktaş yabancılarından beklediği katkıyı alabilecek ve özellikle içerde oynadığı her maçı kazanabilecek bir görüntü çizdi. Beşiktaş’ın sıralamadaki yerini en az yabancı oyuncuları kadar, hatta belki de onlardan daha fazla, yardımcı roldeki yerli oyuncuları belirleyecek. Fenerbahçe, Galatasaray ve Banvit’in arasına kafayı sokabilmek elbette çok zor ama bana göre 4.’lük Beşiktaş için hiç de çok uzak bir hedef gibi görünmüyor.
Aliağa’ya gelecek olursak, verdikleri görüntü gerçekten çok kötü. Hazırlık maçlarında bile bu durumda değillerdi, gittikçe daha kötüye gidiyorlar. Son gün, en azından bir mesaj verebilmek için biraz daha sıkı oynayacaklarını ve Beşiktaş’a zorluk çıkartabileceklerini düşünmüştüm, fakat maçı sadece oynamak zorunda oldukları için oynadılar. Mental zayıflıkları, kadro zayıflığının ötesinde gözüküyor. Hazırlık turnuvasında iyi bir görüntü veren Sommerville de Uşak’ta kötü yüzdesiyle dikkat çekti. Torey Thomas’ın yerine bir oyun kurucu bulmak zorundalar, yola çıkmadan bu değişikliği yapmak için hiç geç değil. Aliağa bazı değişiklikleri yapmakta geç kalırsa düşmenin en güçlü adayı olacağı aşikar.
Grubun son maçı ise gruptan çıkma maçına dönüştü. Uşak Sportif bu maçı 4 farkla kazanabilse Galatasaray’ı saf dışı bırakarak gruptan çıkan ekip olacaktı. Kaldı ki Galatasaray’a zor anlar da yaşattılar. Fakat ikinci yarının başında yakaladıkları 37-31’lik üstünlükten sonra Arroyo’nun direksiyona geçmesi ile Galatasaray rahatladı. Furkan’ın da ciddi katkı verdiği bu bölümde Galatasaray 0-14’lük seri yakaladı ve 37-45 öne geçti. Uşak maçın son bölümünde farkı 3’e kadar indirse de Galatasaray soğukkanlı bir maç sonu oynayarak mücadeleden 67-72 galip ayrıldı ve 3’te 3 yaparak 8’li finallere katılmaya hak kazandı.
Galatasaray 3’te 3 yapsa da, basketbol olarak henüz pek hazır olmadığı görüntüsü verdi. Galatasaray zorlanarak kazandığı Beşiktaş ve Uşak maçlarını Arroyo faktörüyle kazandı. Markoishvili’nin de eksikliğini hisseden Galatasaray, şu an biraz fazla “tek bir ele bakar” durumda. Jawai ve özellikle Erceg henüz hiç hazır değil. Ama Jawai’nin zaman zaman ritmini bulduğunda neler yapabileceğinin sinyallerini verdiğine de şahit olduk. Uzun süreli sakatlıktan çıkan Domercant da bilinen görüntüsünün fazlasıyla uzağındaydı. Bu durum elbette normal, mutlaka ritmini bulacaktır ama lig maçlarını bir süre Macvan’la birlikte tribünde seyretmeleri muhtemel.
Galatasaray’ın şampiyonluğun en güçlü 2 adayından birisi olduğuna şüphe yok, takıma dönen Göksenin ve yeni transfer Sinan Güler’le daha da sert olacaklar. Ama şampiyonluk için normal sezon liderliğinin çok önemli olacağı bu sezonda lige düşük tempoyla başlamaları onların başını ağrıtabilir, vites arttırmaları şart.
Son olarak ev sahibi Uşak’a gelirsek, üç günün en renkli takımı oldular ve gruptan çıkmaya da çok yaklaştılar. Tecrübe eksikliği gruptan çıkmalarına engel oldu. Özellikle Beşiktaş maçında son anlarda daha sakin olabilselerdi Beşiktaş’ı saf dışı bırakabilirlerdi.
Takıma katılan Warren ve Holmen yerinde transferler olarak gözüküyorlar. Zupan da lige yabancı olmayan, iyi bir transfer. Ama Justin Carter’a apayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Geçen sezon TB2L’in yıldızı olan oyuncu, TBL’e de rahatlıkla uyum sağlayacak gibi görünüyor. Justin Carter’ın, ligin adından en çok bahsettiren oyuncusu olması muhtemel. Hem skorer hem de fazlasıyla atletik olan oyuncu bence sezon sonunda büyük bir transfer de yapacak. Yerli kadrosuna ekledikleri isimler de kesinlikle iyi seçimler, İbrahim Yıldırım çok iyi şutör olmasının yanında memleketi de Uşak olduğu için şimdiden çok sevilmiş bile, Alper Saruhan da kendisine verilen para fazla gözükse de takıma önemli katkı verecek gibi. Yiğitcan Turna ve Orhan Hacıyeva da değerli katkılar vereceklerdir, özellikle Orhan kendisini bulmaya başladığını gösterdi.
Uşak Sportif’in playoff’a girmesi sürpriz gözükse de en azından 5-8 arası takımlarla kafa kafaya mücadele edecek durumda. Düşme hattıyla hiçbir alakaları olmayacağı kesin, 9-11 arası bitirmeleri normal sonuç ama ligin gidişatına göre kendilerini 8. sıraya kadar atabilirler bence. Sezon boyunca Uşak’ı ve özellikle Justin Carter’ı takip etmek fazlasıyla zevkli olacak.
Orhan İLERİ