Türkiye’nin devşirme oyuncu olarak Çin’e götürdüğü Scottie Wilbekin’in mevcut form durumu ve takım içerisindeki rolü, yetenek tavanı düşük ve hücumdaki tahmin edilebilirliği yüksek Türkiye için önemli soru işareti.
Topun Wilbekin’in elinde gereğinden fazla kaldığı bölümlerde set temposunu yitiren ve tekdüze bir takım haline dönüşen Türkiye, Birleşik Amerikalı oyuncunun unutulduğu yerleşimlerde ise parkedeki önemli tehditlerinden birini kaybetmiş oluyor.
Scottie Wilbekin’in çembere giderek hücumu yönlendirdiği, yay gerisindeki yaratıcı aksiyonların başlangıcında Furkan Korkmaz’ın yer aldığı bir düzen hem Ersan İlyasova’ya hareket alanı kazandıracak hem de Cedi Osman’ın topsuz oyundaki potansiyelinden faydalanılmasını sağlayacaktır. Furkan Korkmaz’ın hücumda çeşitlilik yaratacak kadar top kullandığı düzende Wilbekin kaynaklı oluşabilecek sorunları Berk Uğurlu’yla, en azından kısa sürelerde, kapatmanın mantıklı olacağını düşünüyorum. Wilbekin’e dair soru işaretlerinin çok olduğu bir turnuva öncesi Berk Uğurlu’yu 12 kişilik kadroya yazmak, ihtiyaç duyulduğunda da faydalanmak gerek zira Berk Uğurlu Dünya kupası boyunca sık sık başvurmamız gereken çembere giderek alan yaratma temelli yerleşimlerde de kullanıp verim alabileceğiniz bir oyuncu.
Berk Uğurlu ve Doğuş Balbay’ın belirli sürelerde, oyunun farklı alanlarında vereceği katkının Wilbekin’in hem savunma hem de hücumda yaratabileceği sorunları azaltmanın yanı sıra Birleşik Amerikalı oyuncunun da iyi yaptığı işlere daha fazla odaklanmasını sağlayacağı kanısındayım. Özetle topu biraz Wilbekin’in elinden alıp iki rol oyuncusuyla gediklerini kapatmak yararlı olabilir fakat temel sorun, bu planın işleyebilmesi için en büyük gerekliliğin henüz hayata geçmemiş olması. Evet, ne yazık ki Furkan Korkmaz oyuna yön verecek biçimde ve çeşitlilik yaratacak seviyede top kullanmıyor.