Steph Curry etiketinden tamamen kurtulan genç yıldız üç sayılık şutlarını ortalama seviyeye taşıdı. Ribaundlara biraz daha fazla katkı veriyordu, hızlı elleriyle top çalıyor ve ince fiziğiyle delici penetreler yapıyordu. Çizgi dışında büyümesi beklenen kariyeri bir anda boyalı alana doğru kaymıştı. Ama onu asıl yücelten şey maç içerisinde yaptığı büyüleyici asistler olmuştu.
Genç oyun kurucu; Steve Nash, Chris Paul ve John Stockton gibi tarihin en önemli pasörlerinin teknik bakımdan detaylı videolarını yaptırmıştı. Allen Iverson ve Jason Kidd gibi tarihin önemli oyun kurucularının da bazı skor üretme tekniklerini iyice ezberlemeye başlamıştı. Yani oyununu tamamen içeriye doğru kuracaktı. Tabii penetre ettiği zaman üzerine gelecek olan baskı savunmasını aşmak için iğne deliğinden pas atması gerekiyordu. Tepeye çıktığı zaman şut atmak yerine hızlı paslar yapmalıydı. O bunların hepsini yaptı. Hem de hepsini.
Trae normal sezonun son üç ayında 22.1 sayı ve 8.9 asist ortalamalarını yakaladı. Ayrıca ayın çaylağı ödüllerini aldı hatta 25 Mart haftasında ‘’haftanın en iyi oyuncusu’’ bile seçilmişti. Hava artık onun için de hoştu.
Genç yıldızın babası Ray Young, oğlu bu başarılara imza atarken “Young kötü günler geçirirken Doncic NBA’de fırtınalar estiriyordu. Young eleştirilerden kendini uzakta tutamadı. Sezon başında kötü oynamasının en önemli sebeplerinden biri Doncic kıyaslamalarıydı. O kadar çok insanı haksız çıkarmak istiyordu ki. Dünyaya bir NBA oyuncusu olduğunu, iyi bir oyuncu olduğunu kanıtlamak istiyordu. Tüm TV programlarını izliyor, sosyal medyadaki her şeyi okuyordu. Bu şekilde hissetmesi de çok doğaldı.” demişti. Bir bakıma haklı gibiydi de. Zira Trae berbat oynadığı dönemlerde “Bence Luka harika bir oyuncu. Sürekli Atlanta’nın bir hata yaptığını duyuyorum. Luka harika bir insan ve bence çok iyi bir oyuncu olacak. Ama aynı zamanda ben daha iyi bir oyuncu olacağım. Benim sahada alan açmam, diğerlerini oyuna katmam gibi özelliklerim sayesinde daha iyi olacağımı düşünüyorum.’’ demecini vermişti.
Yani Trae hem Curry etiketi hem de Doncic kıyaslamaları altında berbat başlayan kariyerini ilkbaharda inanılmaz seviyeye taşımıştı. Yaz arasında yaptığı çalışmalar bu seviyenin yeni sezonda da sürmesini sağlayabilir gibi. Peki ikinci yarıda bütün bunlar olurken Luka Doncic ne yapıyordu?