Ve NBA’de 2018/19 sezonu başladı. Trae NBA kariyerindeki ilk maçında New York Knicks’e karşı 14 sayı, 5 asist ve 6 ribaundla oynadı. 1/5 ile üçlük atması ise gelecekteki eleştirilerin başlangıcını oluşturuyordu. Luka Doncic ise Phoenix Suns’a karşı 10 sayı, 8 ribaund ve 4 asistlik performans göstermişti. 5/16 ile şut atması genç yıldız adayı için eksi haneye yazılıyordu. Ancak bu, sezon içerisinde yalnızca birkaç defa olacaktı.
Normal sezonda ilk üç ay sona erdiğinde Trae Young vs. Luka Doncic rekabetinde çok fazla şey yaşanmıştı. Luka Doncic ayın çaylağı ödüllerini topluyordu. 19.6 sayı, 6.5 ribaund ve 4.9 asist ortalamalarını yakalamıştı. Şut yüzdesi ise %44.3’tü, bir çaylak için hiç de fena değil. Sloven oyuncu maç içerisindeki smaçları, Avrupa’daki izleyenlerini hayran bıraktığı top hâkimiyeti ve maç kazandıran asistleri, şutlarıyla birlikte iyiden iyiye ligin en iyi genç oyuncusu olarak kabul görüyordu. Hatta bazılarına göre ligin en iyi oyuncularından biri bile olmuştu.
Trae Young ise bambaşka bir havanın içerisindeydi. 17.1 sayı, 2.7 ribaund ve 7.2 asist ortalamalarını yakalamıştı. Maç içerisinde ise klasik bir çaylak gibiydi, biraz hata biraz da estetik. Ama asıl sorun üç sayılık şutlarındaydı. %29’la üçlük atan Trae kendisine Steph Curry etiketini getiren özelliğini verimli şekilde kullanamıyordu. Şutları ya çok kısa kalıyor ya da potanın en üç noktasına kadar çarpıyordu. Bir şeyler yanlıştı. Peki neydi bu yanlış?
Hawks koçu Lloyd Pierce, Şubat’ın başlarında ‘’Ben onun şut yüzdesinde rahatsız değilim. O bir şutörden çok daha fazlası. Bana inanın. Her gün farklı konular üzerinde gelişiyor ve bizi etkiliyor. Birkaç hafta içerisinde Trae’i bambaşka bir kimlikle göreceğiz.’’ demecini vermişti. Ve birkaç hafta içerisinde bambaşka bir Trae sahadaydı.