21 Haziran 2018. Brooklyn Nets’in ev sahipliğini yapan Barclays Center o geceyi NBA’in sıradaki genç yıldızlarına ayırdı. İlk sıradan seçim hakkında sahip olan Phoenix Suns Deandre Ayton’ı draft etti. Hemen ardından Sacramento Kings Marvin Bagley’i aldı. Üçüncü sıra ise Atlanta Hawks’a aitti. Hawks’ın seçimi Luka Doncic’ten yana oldu. Dördüncü sıradan Jaren Jackson Jr. seçildi. Beşinci sıra Dallas Mavericks’e aitti. Mavericks’in seçimi Trae Young’dan yana oldu. Aynı gece ilk beş sıradan seçim yapan iki takım arasında bir takas gerçekleşti: Trae Young Hawks’a giderken Luka Doncic Mavericks’in yeni oyuncusu oldu. İşte hikâye tam da orada başladı.
Luka Doncic henüz 18 yaşına girdiğinde 82 kez EuroLeague’de maça çıkma şansı yakalamış ve 2018’de turnuvayı şampiyonluk ve MVP ödülüyle kapatmış, 2017’nin sonbaharında ise Slovenya formasıyla Avrupa şampiyonluğunu kazanmıştı. Yani 18 yaşında olan birinin makul bir sıralama elde ederek üniversite hayatını başlatması başarı olarak görülebilirdi. Ancak Luka bundan çok daha fazlasını yapmıştı ve Avrupa’da her şeyi kazandıktan sonra okyanusun diğer ucuna gelmişti.
Texas’ta doğan ancak hayatının büyük bir kısmını Oklahoma’da geçiren Trae Young milenyumun modern oyuncularından biri. Trae NCAA’de rekor kitaplarını adeta yeniden yazdı, şut stiliyle ve bu şutlardaki isabet oranıyla övgüleri topladı. Ancak tüm bunlar kolejdeki son birkaç ayında yaşandı. Yani yıl boyu öne çıkan bir isim değildi. YouTube’ta kendisine dair yapılan videolar, önemli platformlarda çıkan yazılar ve sosyal medyadaki övgüler onu bir anda 2018 draftı’nın tepesine taşıdı. Bundan da önemlisi Steph Curry etiketi Trae Young’ın olmuştu. Henüz 19 yaşında olan bir çaylağı modern dönemin en iyi oyun kurucularından biri olarak gösterilen süper yıldıza benzetmek çaylak Young için büyük baskı anlamına geliyordu.