Sixers serisi bittikten birkaç gün sonra – o şutun etkisinden yavaş yavaş çıkıp hayata dönünce – o şutun ve galibiyetin Toronto şehri için ne ifade ettiğini yazmaya çalıştım.
Yazımın ana konusu, en azından benim zihnimde, bünyesinde her milletten ve kültürden insanı barındıran Toronto’nun, spor alanındaki mağlubiyet döngüsünü kırmasıydı.
Sonrasında Bucks serisi bir ara gider gibi olsa da üçüncü maçtan sonra takım bir daha arkasına bakmadı. Golden State Warriors serisinde kaybedilen ikinci ve beşinci maçlar son topta kaybedildi ve geri kalan altı maç çok fazla tartışmaya mahal vermeden kazanıldı.
PEKİ BU NASIL OLDU?
Herkesin bildiği gibi sezon başında DeMar takas edilip Kawhi alındığında bu hamle çok konuşuldu. Kawhi’ın sağlıklı olduğunda neler yapabildiği bir yana, şu aralar Toronto Raptors’ın yükselen bir diğer yıldızı olan Takım Başkanı Masai Ujiri, bir başka cesur hamle yaparak Yılın Koçu Dwane Casey’i kovarak böylesine büyük hedefi olan takımın başına NBA’de ilk koçluk deneyimini yaşayacak olan Nick Nurse’ü getirmişti.
Nick Nurse, 2000’lerin başına kadar İngiltere Basketbol Ligi’nde koçluk yapmış, devamında ise kariyerine D-League (Şimdinin G-League’i) ile devam etmiş bir isimdi. Kısaca; basketbolun götürdüğü yerlere gitmekten çekinmeyen, basketbol sevdasını takip eden birisi.
2007-2013 arasını gelişim liginde geçiren Nurse, NBA’e adımını 2013 yılında Toronto’da Casey’in asistanlarından biri olarak attı. Geçen sezon ‘takımın ofansif gurusu’ olarak aldığı şöhreti bu sezon ‘şampiyon koç’ olarak taçlandırmayı bildi.
Nurse’ün yaptığı ilk büyük hamle, lig başlamadan yapılan hazırlık maçlarında gösterdiği gibi, Ibaka ve Valanciunas’ın sürelerini bıçak gibi ayırmak oldu. Bazı basketbol bilgini ağabeylerimiz “hazırlık maçlarından bir şey anlaşılmaz” diyerek bu maçlara burun kıvıra dursun, ben Ibaka’nın ilk beş pivotu olduğunu gördüğümde gözlerimde şampiyonluk ışığını yakmıştım.
Daha sonra Nurse’ün normal sezonda bir basın toplantısında söylediğine göre sezon öncesi Ibaka ile buluşup ona; kariyerinde bundan önce aldığı rolün dışında bir rol verileceğini ve kalıpların dışında düşünmesi gerektiğini söylemiş. (Think outside the box)
Ibaka’yı boyalanı alanda skor gücü olarak tek bırakıp etrafına dört şutör koyarak alanı açan Raptors, kenardan da Valanciunas’ın gelmesiyle sert bir savunma kimliğine bürünüyordu.
Nurse’ün yaptığı ikinci büyük hamle ise savunma ribaundunu alan forvetlere topu yere vurma serbestliği vermesi oldu.
Casey ile olan dönemde ribaundu alan Siakam ve OG, ayaklarına adeta beton dökülmüşçesine topu koruyup Lowry, VanVleet ya da DeRozan üçlüsünden birini arardı. (Ve bu beni kahrederdi gönül dostlarım)
Nurse’ün oyuncularına verdiği bu serbestlik, bir canavar ortaya çıkarttı.
Her ne kadar ligde ikinci yılını geçiren OG Anunoby’de yer yer tutuk gözükse de, A.R.O.G’da zincirlerinden kurtulmuş Carlos gibi bir sezon geçiren Paskal Siakam, şampiyonluğa verdiği muhteşem katkının yanında sezonunu en çok geliştirme kaydeden oyuncu ödülünü de aldı.
Temponun artmasının takıma getirdiği en büyük katkı yarı sahada problem yaşayan hücuma nefes aldırması oldu. Özellikle Gasol gelene kadar yerleşik hücumda oyun kurucu eksikliği yaşayan Raptors, açık alan buldukça koşarak (OG, Siakam, Norman, Kawhi) ve şut atarak (FVV, D.Green, Lowry) bu açığını kapadı.
Toronto Raptors nasıl #NBA şampiyonu olmuştu?
Atakan bütün bunları yazmana inanamıyorum. Bu kadar bilgiyi ne zaman toplayıp aklınla birlrştirip okuyuculara yansıttın Tek kelimeyle olağan üstü ve harıkasın