THY Euroleague Panorama (Normal Sezon, 2. Hafta)

D Grubu

Neptunas Klaipeda 83-81 Kızılyıldız

Haftanın sürprizlerinden birisini de Neptunas yaptı. Açıkçası Shakur ve Gailus dışında hemen hemen hepsi lokal ve benim çok iyi tanımadığım (Euroleague takip eden çoğu kişi tanımıyordur diye düşünüyorum) oyunculardan kurulu Neptunas, iç sahada onları küçümseyecek takımlara tehlikeli olabileceğinin mesajını verdi.

Kızılyıldız bu maçı ilerleyen zamanlarda çok arayabilir. Olympiakos’un yine bir şekilde 1. Sırada tamamlayıp çıkmasını beklediğimiz bu grupta kalan diğer 4 takım -Neptunas’ın peri masalını devam ettireceğini pek zannetmiyorum- kıyasıya bir savaş verecek. Eğer Galatasaray, Valencia ve Laboral, Neptunas maçlarından 2’şer galibiyetle ayrılırsa, Kızılyıldız’ın o zaman ekstra bir galibiyet çıkartması gerekecek. Bu maçı da kazansalardı, gruptan çıkmak adına büyük bir avantaj yakalayacaklardı.

Neptunas için müthiş bir galibiyet, Kızılyıldız için de bir o kadar kötü bir mağlubiyet…

Galatasaray Liv Hospital 71-64 Valencia Basket

Galatasaray adına çok önemli bir maçtı. Kulüpte yaşanan olaylardan bir hayli etkilenen basketbol şubesinde maaşlar sezon başladığından beri ödenmiyor ve Arroyo başta olmak üzere bütün yabancı oyuncular kulübe haftanın başında ihtar çekti. Eğer Galatasaray bu maçı da kaybetseydi, tamamiyle çöküşe doğru gidebilirlerdi.

6 bine yakın Galatasaray taraftarının da desteğiyle maça müthiş başlayan Galatasaray, özellikle de Valencia’nın 2 önemli eksiği Lucic ve Dubljevic’in olmayışını çok iyi değerlendirdi. İlk yarı Micov ve Erceg ikilisinden toplamda 16 sayı üreten Sarı-Kırmızılılar, Valencia’dan ise toplamda sadece 24 sayı yedi.

İkinci yarıyla birlikte Valencia toparlansa da, Galatasaray’da özellikle skor bulma konusunda gününde olan Arroyo, maçın ellerinden kayıp gitmesine izin vermedi. Valencia ilk 2 hafta sonunda grupta galibiyeti olmayan tek takım. Fakat ben onların Lucic ve Dubljevic’in takıma katılmasıyla birlikte gerekli galibiyetleri alıp, gruptan çıkacaklarını düşünüyorum.

Galatasaray’da ise bugün seçimlerin ardından basketbol şubesinde yaşanacaklara göre konuşmak daha doğru. Koç Ataman maçın sonunda Nolan Smith’in bir daha Galatasaray forması giymeyeceğini söyledi. Benim, transferle ilgili sorduğum soruya ise kulübün içinde problemler olduğunu, ilk önce şu anda kadroda olan oyuncuları mutlu ve motive etmenin formülünü bulmaları gerektiğini söyledi. Ataman, kendilerine birçok oyuncunun doğal olarak teklif edildiğini, eğer ki problemler çözülürse önümüzdeki haftalarda Smith’in yerine transfer yapabileceklerini de söyledi.

Olympiakos 63-57 Laboral Kutxa

Savunmalar açısından güzel maç oldu. Sonuç beklenildiği gibi Olympiakos’un lehine olsa da, Laboral Kutxa’nın en azından ortaya koyduğu savunma performansı (üstelik Oly deplasmanı) ilerisi adına umut verdi. Çünkü şu ana kadar Laboral’in gözlemlediğimiz en büyük eksisi, takım kimyasıydı. O açıdan biraz daha yol katetmişler ancak hala daha iyi olabilirler.

Laboral Kutxa’nın gruptan çıkma ve maç kazanma açısından iyi bir Thomas Heurtel’e çok ihtiyacı var. Ancak Heurtel’in henüz tatilden dönmemiş gibi. Heurtel hakkında oluşan konsensus şu: Olmak istediği kadar iyi. Oynamak istediği zaman, Avrupa’nın en iyi 5 oyun kurucusundan birisi. Ama çoğu zaman oynamak istemiyor. Kaldı ki zaten eğer Laboral Kutxa TOP 16’ya kalamazsa, sene sonunda kontratı bittiği için muhtemelen onu yoluna devam eden başka bir takıma, buy-out’la birlikte satıp, başkanları Quarejeta en azından ondan gider ayak bir para kazanmak isteyecektir.

Olympiakos’ta uzun yıllardır asistan koçluk yapan Milan Tomic’in şu anda takım için en iyi koç olduğu ortada. Sorunları iyi teşhis etmiş ve şimdilik Olympiakos açısından pek bir problem gözükmüyor. Final Four için yeterliler mi, işte orası biraz soru işareti ve TOP 16’da görebileceğimiz bir şey. Çünkü gruplarındaki takımlardan hiçbirisi Final Four hedefiyle kurulmuş veya oralara gidebilecek bir takım görüntüsü vermiyor.