Bu soru ekim ayında sorulmuş olsa cevaplamak için daha çok düşüneceğimden eminim. Ciddi bazı uzmanların sezon sonunda şampiyonluk adayı gösterdiği Karşıyaka, geçen sezonun finalisti etiketi ve flaş Colson transferiyle beklentileri sadece iki maç karşılayabildi.
Kaf-Kaf’ın kadrosu esasında birbirinin üzerine basan üç yay içi skorerini (Tony, Amath, Colson) barındırıyor; dış şut geçen sene olduğu gibi bir problem ve yabancı rotasyonunun sağlıklı kalması çok önemliydi.
Geçmiş zaman kullanıyorum zira Michael Roll, Ufuk Sarıca’nın Beşiktaş’ta da çalıştığı ve kullanmayı sevdiği floppy setlerinde perdeden çıkıp oyun yapma görevini alıp takımın tavanını yükselten oyuncu, geçirdiği sakatlıktan ötürü yaklaşık 1 aydır forma giyemiyor. Dönüşü de şubat sonunu bulabilir.
Karşıyaka’nın hücum sorunlarının da Roll’un sakatlandığı döneme rastlaması kadroya bakınca mantıklı. 6 Kasım’daki Merkezefendi maçıyla 22 Aralık’taki Stal Ostrow karşılaşması arasındaki dönemde Karşıyaka’nın 80 sayıyı geçtiği maç sayısı yalnızca bir. Sekiz maçta yalnızca bir ve o da varlığını sürdürme derdine düşen Afyon’a karşıydı. 80 zor bir eşik değil ve sadece savunmayla, mücadeleyle bir şeyler kazanmaya çalışmak bu kadar beklentiyle sezona girmiş bir takıma yetemez.
Bir adam gelir, değiştirir seni
Öte yandan rakip de Karşıyaka’nın negatifi gibi. Geçen sezon sekizli finalde Strasbourg yenilgisiyle çeyrek finalden ötesini göremeyen, bu sezona da yıldızı Giorgi Shermadini’nin sakatlığıyla birlikte eksik giren Tenerife, Prometey’i toplamda beş sayı farkla iki kez yenerek suyun üstünde kaldı.
Atletizm sorunları, transferlerin takıma alışamaması, Fitipaldo dışındaki yıldızların seviye altı kalması derken bir adam geldi, görünümü değiştirdi. Shermadini bu sezon oynadığı 3 BCL maçında 15.7 sayı, 5 ribaund, 2 asist, %70.3 saha içi isabeti, 18.3 verimlilik puanı ortalamalarıyla oynadı; bu üç maçta tutturduğu +8.3 ortalama sayı farkı ise hem takımın en iyisi hem de Tenerife’nin yukarı yönlü grafiğinin göstergesi.
Bitmedi; Tenerife bu sezon BCL’deki rakiplerini %45.8 verimli şut yüzdesinde tuttu ve bu alanda ligin en iyi savunma istatistiğine sahip. Adalıların maç başına izin verdiği iki sayı (17.8) ve üç sayı (8.3) adedi sıralamasında da 32 takım içerisinde ilk 8’de olduğunu söylemek gerek. Karşıyaka’nın hücumda tıkanacağı en az iki maçı zihinde canlandırmak gayet kolay.
Enseyi karartmadan
Tenerife, uzaktan bakınca BCL’de her maçı kazanır diyebileceğiniz bir takım ancak son iki sezonda çeyrek finalin ötesini göremediler. Atletizm ve oyun sıkıştığında her şeyi bırakıp izolasyon oynayabilecek oyuncu eksiklikleri Adalıları kötü etkiledi. Kyle Wiltjer’la ikinci sorunu çözdüler ancak ilk sorun duruyor ve tam da Karşıyaka’nın eline göre.
Bire birde geçilmeden, oyun kuruculara köşeyi döndürmeden, perdelerde ölmeyip forvetteki yardım savunmacılarını devreye sokmadan Tenerife’yi savunabilmek zincir reaksiyonu başlatır. Açık saha opsiyonu masada kalan Karşıyaka, savunmasından alacağı güçle maçı istediği noktaya getirebilir. Colson, Amath, Taylor, Tyus gibi isimler Tenerife’nin açığından yararlanmak için uygun özelliklere sahip. Strasbourg veya Ludwigsburg gibi bir Tenerifeli adımına karşılık iki adım atan takımlar gibi oynamak kısa bir seri için imkansız değil.
Yakın zamanda dokuz oyuncusunun COVID testi pozitif çıkan Tenerife’yi oyun yoğunluğunu yükselterek bunaltmak, Ufuk Sarıca ve ekibinin aşılayacağı temel taktik olacaktır. BCL maçlarında iç saha yenilgisini nadiren tadan bir ekibi evinde devirmeye inanmak için sebep var.
Yine de turun favorisi benim için Pınar Karşıyaka değil; 2-0 veya 2-1’lik bir Tenerife seri galibiyeti öngörüyorum. Yazdığım üç play-in eşleşme değerlendirmesinde de temsilcilerimizi favori göstermediğimin ve Beşiktaş’ın beni yanıltmaya yaklaştığının farkındayım; fakat yanılmak bazen Thomas Edison’ın da dediği gibi işe yaramayan 10 bin yol bulmaktır.