Tekirdağ’da düzenlenen Genç Erkekler Türkiye Şampiyonası’nı son 3 gün yerinden takip etme şansı buldum ve 3 gün boyunca aldığım notları bu yazı dizisinde paylaşacağım.
Mükemmel sezona, “mükemmel” bitiriş
Bandırma Kırmızı’da sezonun ortasında Lukic’in ayrılmasıyla birlikte A Takım asistanlığına yükselen Semih Soğuksu sonrasında göreve bir süredir Bandırma’da Banvit organizasyonu altında bulunan fakat koçluk yapmayan, altyapı basketbolu denince en tecrübeli ve başarılı isimlerden birisi olan Menderes Gümüşdal gelmişti. Gümüşdal yönetiminde TB3L’de de mücadele eden Bandırma Kırmızı, büyük bir sürprize imza atarak TB2L’ye tekrar yükselme başarısı göstermişti. Gençler Şampiyonası’nda da o takımda oynayan oyunculardan kurulu bir takımla karşımıza çıkan Bandırma ekibi, turnuvanın başından sonuna ortaya koyduğu oyunla şampiyonluğu hak eden taraftı. Kenarda da Menderes Gümüşdal gibi bir tecrübeyle şampiyon olmaları açıkçası sürpriz olmadı…
Yıllar sonra gelen final, tatmin edici sonuç
Açıkçası finalde Darüşşafaka Doğuş’un Bandırma Kırmızı’yı yenmesi benim açımdan sürpriz olurdu. Ama Hasan Serbest önderliğinde Darüşşafaka Doğuş, tatmin edici bir sonuç elde etti. İstanbul’u ikinci olarak bitirdiler, 10 yılı aşkın bir süreden sonra kulüp Türkiye Şampiyonası’nda gençler kategorisinde finale kaldı… Bunlar bence Daçka için iyi bir adım. Altyapıya iyi yatırım yapıyorlar ve bu gibi sonuçların gelmesi onların yatırımını şevk ettirecektir. Bu sene baktığımız zaman bir yaş küçük olmalarına rağmen Taha Sezer 14, İbrahim Gülşen 12, Sinan Sağlam 21, Yesukan Onar 24, Emir Can Koç 11 dakika ortalama süre aldılar ki bu önümüzdeki sene göze alındığından çok değerli ve nitelikli süreler. Koç Hasan Serbest elindeki 12 oyuncudan da faydalanmaya çalışan bir sistem geliştirmiş ve bu sistemin işe yaradığını söylemek bu şampiyona sonunda mümkün. 🙂 Herhalde 12 oyuncusunu da neredeyse kullanmak, faydalanmak adına turnuvada en çok çaba gösteren koçtu. Önümüzdeki sezon Daçka iyi bir kontenjanla yine şampiyonluk adayı olur…
Az ile çoğu başaranlar: Buca Belediyesi & Ataşehir Yıldızları
Cihangir Başaran’ın önderliğinde Buca Belediyesi, yani 9 Eylül takımı yine çok iyi bir turnuva takımı olduklarını kanıtladılar. Turnuvanın belkide en yetenekli takımı olmasalar da, en çok mücadele eden ve gayret gösteren takımıydılar. 5 tane genellikle şutu olan oyuncuyla dışarıdan rakiplerine büyük tehlike yarattılar ve Pertevniyal’i yanlarına bile yaklaştırmadan Türkiye üçüncüsü oldular. Bu hikaye ve başarıyı ben bu kadar kısa yazmak istemiyorum. O yüzden önümüzdeki günlerde ekipten Ömür Özcan bu hikayeyi ve başarıyı Cihangir Başaran’dan dinleyecek, siteye yazacak… Tebrikler Cihangir hocaya ve oyunculara.
Ataşehir Yıldızları ise ilk kez katıldığı Türkiye Şampiyonası’nda çeyrek finale kalma başarısı gösterdi ve koç Güven Öner, elindeki kısıtlı malzemeyle bence en iyi yemeği yaptı denilebilir. Umarım bu organizasyonda her gün büyür ve Türk basketboluna oyuncu yetiştirmeye devam eder…
Beklentinin altında: Fenerbahçe Ülker
Türkiye beşinciliği çok kötü bir sonuç elbette değil fakat bu sezon izlediğimiz Fenerbahçe Ülker genç takımı için çok beklentinin altında bir sonuç diyebiliriz. İstanbul şampiyonu ünvanıyla Tekirdağ’a giden Fenerbahçe Ülker’den beklenti en azından son 4’e kalmaktı. Turnuvanın ilk gününde Buca Belediyesi’ne yenilerek büyük bir şok yaşayan Sarı-Lacivertliler, daha sonra grubunda Final Gençlik ve Turgut Özal’ı yense de, çeyrek finalde Pertevniyal Gençlik’e elendi. Bu sezon İstanbul’da oynanan maçlarda Pertev’e karşı 3-1 gibi bir üstünlük kuran Fenerbahçe Ülker’in eminim ki herkes yarı finale kalmasını bekliyordu.
Ankara takımları?
Bu turnuvada Ankara’dan katılan 3 takım da gruplarından çıkma başarısı gösteremedi. Yine doğal olarak Ankara’daki basketbol ve altyapı problemi burada büyük bir şekilde ön plana çıkıyor. Bence hem Telekom, hem de TED gruplarından çıkabilmek için yeterli malzemeye sahipti. Buradaki hata ve yanlışlar araştırılıp, Ankara şehrinin de gelişen basketbola oyuncu katkısında bulunması gerek. Aynı zamanda şampiyonalarda da verilen 3 takım kontenjanından hiçbir takımın “başarılı” gösterilecek bir şey yapmaması insanı üzmüyor değil…
Ödüller
Her Türkiye Şampiyonası’nda en çok tartışılan konu genellikle ödüllerdir. Ben bu sefer, “şunu şu almalıydı” muhabbetini yapmak yerine; yeni bir öneri getireceğim. Türkiye Şampiyonaları’nda ödüller genellikle istatistik liderlerini (sayı, ribaund ve asist) saymazsak şöyle dağıtılıyor:
En Değerli Oyuncu (MVP), En İyi Guard, En İyi Forvet ve En İyi Pivot.
Bence önümüzdeki seneden itibaren bunun, “En İyi Beş” ve “MVP” olarak değişmesi çok daha iyi olacaktır. Mesela bu kadar büyük bir başarıya imza atan Buca Belediyesi’nden hiçbir oyuncu bireysel ödül alamadı. Düşündüğünüz zaman gerçekten diğer ödül alanlardan da birini çıkartıp, Buca’dan birisine vermek zor, bunu da anlayabiliyorum. Ama en iyi beş ve MVP seçilse, daha kolay. Mutlaka en iyi beşe birisini alabilirsiniz. TBF’de bugün seçim dönemi de sona erdiğine göre bu öneriyi mutlaka okuyanlar olacaktır. Sadece bir altyapı takipçisi olarak bence şu anki sistemde her turnuva birkaç oyuncuya yazık oluyor (Yıldızlar’da mesela Muhaymin Mustafa, bu sene)…
Şimdilik aklıma gelenler takımlar hakkında bu kadar. Bir sonraki yazımda daha çok göze çarpan oyunculara değineceğim…
ben de size katılıyorum bence de en iyi 5 i seçmek daha mantıklı, peki ya sizin için bu turnuvanın en iyi 5 i kimler ve mvp?
”Ankara takımları yeterli malzemeye sahipti” derken sanırım Bireysel olarak yetenekli oyunculara sahip olduklarını kastediyorsunuz.Ancak unutmayalım ki bu turnuva ;
Özgüveni tavan yapmış bir yada iki oyuncunun 25-30 sayı yapmasıyla değil,doğru oyunculardan kurulu, özgüveni yeteri kadar verilmiş ve takım oyunu oynayan (Buca,Bandırma ve biraz Daçka belki)
takımların başarılı olabileceğini gösterdi.Bu zaten herkes tarafından bilinen bir kriter olmasına karşın belli başlı bilinen isimleri, biryerlere servis etme çabasından dolayı yapılması gereken doğrular yapılmıyor,yapılamıyor…