-Sitede seninle alakalı “Nikola Kalinic’i ne kadar tanıyorsunuz?” testi yapmıştık. On soruda dokuz doğru yapmışsın, hepimiz hangi soruyu yanlış yaptığını merak ediyoruz.
“Bilmiyorum.”
-İstatistiklerle alakalı mıydı?
“Muhtemelen öyleydi ama bilmiyorum. Kontrol etmedim. Hangi soruyu yanlış yaptığıma bakmadım, üzgünüm. Yapıp çıktım bir yere gitmem gerekiyordu. Sadece dokuz doğru yaptığımı gördüm.”
🤔🤔🤔😂😂😂 I got 9 of 10 right, and you ? https://t.co/Mkg38BSA9E #wpquiz
— Nikola Kalinic (@nikola_kalina) February 7, 2019
-Eğer bilmiyorsan bizim için testi tekrar yapıp söyleyebilir misin? (Gülüyor)
“Olabilir. Veya kontrol edebiliyorsam bakacağım. Twitter’da vardı değil mi?”
-Evet.
“Bulmaya çalışacağım.”
-Bu biraz merak ettiğimiz bir konu. Geçtiğimiz birkaç sene içinde J.J. Redick, Richard Jefferson, Kent Bazemore gibi bazı NBA oyuncuları, diğer basketbolcularla sohbet ettikleri podcastler yayınlamaya başladı. Bu podcastler saha dışındaki insanlara oyunu okuyabilmek için başka bir bakış açısı sunuyor. Sen de konuşmayı seven ve medya karşı arkadaş canlısı bir basketbolcu olarak böyle bir şey yapmayı hiç düşündün mü veya yapacak mısın?
“Hayır, bunu pek ilgi çekici bulmuyorum. Kendimi her zaman medyadan hoşlanmayan biri olarak görürüm. Medyaya karşı arkadaş canlısı biri olduğumu söylediğin için teşekkür ederim.”
-Biz seni seviyoruz.
“Teşekkür ediyorum. Dürüst olmak gerekirse medyadan hoşlanmıyorum. Özellikle de sürekli aynı soruları soran ve hiç araştırma yapmayan insanlardan. Eğer ilginç bir şey sorarsanız ben de ilginç bir cevap veririm. Podcast işine gelince de gerçekten bilmiyorum. Belki yaşım biraz daha ilerlediğinde bu konu hakkında düşünebilirim ama şu an bana ilgi çekici gelmiyor.”
-Emeklilik için planların neler peki? Hala bir Türk restoranı açma planın var mı?
“Böyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum ama söylemişimdir belki de. Bazı fikirlerim vardı ama şu anki penceremden baktığımda bir anaokulu veya çocuklara yönelik bir okul açmak isterim. Çocukları seviyorum ve bence yapması hem güzel hem de nadir bir şey. Fikirlerimden biri bu. Şimdi de siz bana bir fikir daha verdiniz: Belki uluslararası bir restoran açmak.”
-Son olarak taraftara bir mesajın var mı?
“İşinizi yapmaya devam edin. (Gülüyor) Gerçekten çok gururlu hissediyoruz kendimizi çünkü evimizde veya deplasmanda fark etmez her zaman yanımızdalar. Bence harika iş çıkarıyorlar. Taraftarları maça çağırmaktan hoşlanmıyorum. Bence maça gelen herkes yüzde yüzünü veriyor. Gelmeye devam edeceklerdir. Biz kendi işimizi yapacağız, onlar da kendi işlerini yaparlarsa bence hepimiz mutlu olacağız. Birlikte harika şeyler başarabiliriz.”
-Oldukça mutlu görünüyorlar açıkçası…
“Kazanıp kaybetmekle alakalı bir söz veremem onlara ama son dakikaya, -kanımızın demek istemiyorum- terimizin son damlasına kadar savaşacağımıza söz verebilirim. Kazanırsak bu çok daha iyi olur.”
“Dürüst olmak gerekirse medyadan hoşlanmıyorum”
Dünyanın en güzel takımının Güzel insanı