TB ÖZEL | Nikola Kalinic: “Obradovic’ten önce basketbol benim için hobiydi, iş olduğunu onunla öğrendim”

Röportaj: Buse Nur Küçe, Kemal Rutkay Özcan ve Onur Coşkun

Biz sorduk, Nikola Kalinic yanıtladı. Biraz uzun ama inanılmaz keyifli oldu. Röportajı çok seveceğinizi tahmin ederek sözü direkt Nikola Kalinic’e veriyoruz.

-Fenerbahçe bu sezon şu ana kadar 42 maç oynadı ve bunların 37 tanesinden galibiyetle ayrıldı. Maç kazanma yüzdesi %88 ki bu Obradovic dönemindeki en yüksek yüzde. Aynı kadroyla, her biri Mayıs’ta veya Haziran’da anca biten üst üste sezonlar geçirdikten sonra bu sezon daha da fazla galibiyet almayı nasıl başarıyorsunuz?

“Bu istatistikten haberim yoktu. Şu ana kadar elde ettiğimiz sonuçlar çok güzel ama rahatlayamayız. Bana sorarsanız geçen sezonlara göre en büyük fark yaz dönemi oldu. Tabii ki herkes yaz döneminde oyununu geliştirdi ancak biz milli takımlardan sonra buraya döndüğümüzde kendimizi hem fiziksel hem duygusal olarak boş ve yorgun hissediyorduk. Hal böyle olunca da her maçı kazanmak için motive olmanız çok zor oluyor. Ama bu sezonki gibi iki-üç ayınızı aileniz ve arkadaşlarınızla dinlenerek geçirip buraya döndüğünüzde kendinizi hazırlamak ve iyileştirmek için daha çok antrenman yapıyorsunuz. Bence en büyük fark bu.”

“Ayrıca bu sene takıma katılan oyuncular da inanılmaz katkı verdi. Geçen sezon da çok iyi bir takımımız vardı ama bence bu sene daha yeni, daha taze bir takımız.”

-Daha önce “Kazanmaya açız ve geçen seneki final bunun en büyük sebebi.” demiştin. Bunun dışında Fenerbahçe bu sezon daha da sert bir basketbol oynuyor geçen sezona göre. Bu gelişimin sebebi nedir?

“Dediğim gibi muhtemelen bu yaz uzun bir tatil yapabilmiş olmamızdan kaynaklı. Herkesin artık daha tecrübeli olması da sebeplerden biri. Birbirimizi daha da iyi tanıma fırsatı elde ediyoruz. Birlikte dördüncü senemizi geçiriyoruz. Herkesin kimin hakkında ne düşündüğünü biliriz, aramızda gizli saklı hiçbir şey yok.  Tabii ki geçen seneki gibi bir final kaybettiğiniz zaman bir sonraki sezon sahaya çıkıp her maçı kazanmak istiyorsunuz.”

-EuroLeague’de üçlük çizgisinin gerisinden %38.6 isabet yüzdesiyle oynuyorsun bu sezon. EuroLeague kariyerinin en yüksek yüzdesi bu. Kariyerinin başlarında çizginin gerisinden zorlanan bir oyuncu olarak sence bir basketbolcu şut konusunda kendisini nasıl geliştirebilir? Sadece daha çok çalışmak mı gerekiyor yoksa bazı mekanik değişiklikler de gerekli mi?

“İkisi de sanırım, istatistiklerle pek aram yok…”

-Biz çok seviyoruz. (Gülüyor)

“Evet seviyorsunuz, aynen.(Gülüyor) Türkiye’deyiz o yüzden konuştuklarıma dikkat etmem gerekiyor ama Sırbistan’da bir koçumuz vardı. İstatistiklerle alakalı şöyle derdi: ‘İstatistikler tanga gibidir. Her şeyi görebilirsiniz ama aynı zamanda hiçbir şeyi göremezsiniz.’  İstatistikler tam da böyle. Evet daha çok çalışmak önemli, tabii ki. Ama kendinize güvenmeniz de çok büyük bir parçası bunun. Hiçbir zaman Jaycee Caroll gibi bir şutör olduğumu düşünmüyorum ama hep istikrarlıydım. Geçtiğimiz sezon %20 ile şut atmam hiç normal değildi. Bu benim standardım değil. Biraz da sakatlıklarla alakalı tabii. Dediğim gibi bu sezon hepimiz daha sağlıklı ve daha taze durumdayız. Çok daha sağlıklı hissediyorum kendimi. Bu da en önemli konulardan biri.”

“Mekanikle alakalı durumlar da var. Kendinizi geliştirmeli, izlemeli ve nasıl değişebileceğiniz üzerine düşünmelisiniz. Dürüst olmak gerekirse böyle bir problemim vardı. Dirseğim sürekli dışa doğru açılıyordu ben de bunu düzeltmeye çalışıyordum. Şu an dirseğimi tek harekette potaya düz bir hizada tutmaya çalışıyorum. Ama bence burada en büyük pay sahibi özgüven.”

Not: Röportaj 20 Şubat 2019’da gerçekleştirilmiş olup istatistikler ve Sırbistan’ın FIBA 2019 Dünya Kupası katılım durumu 20 Şubat baz alınarak ifade edilmiştir.