Röportaj: Barış Cevahir, TrendBasket
Düzenleme: Kemal Rutkay Özcan, TrendBasket
Türk Hava Yolları EuroLeague’in yirmi altıncı haftasında Fenerbahçe Doğuş ile CSKA Moskova arasında oynanacak karşılaşmanın öncesinde, CSKA’nın tecrübeli uzunu Kyle Hines İstanbul’da TrendBasket’e özel bir röportaj verdi. Aşağıda, Hines’ın İstanbul’da oynamak, YouTuber kimliği, kariyer planları ve 2016 EuroLeague Finali gibi çeşitli konulardaki düşüncelerini bulabilirsiniz.
Türkiye’ye hoş geldin, Kyle. Kariyerin boyunca İstanbul’da birçok maç oynadın. Burada olmak nasıl hissettiriyor?
İstanbul -ve Türkiye- oynamak için harika bir yer. Burada EuroLeague şampiyonluğu kazandım; o yüzden burası özel bir şehir. Buradaki taraftarlar, buradaki atmosfer oynamak için her zaman muhteşem olmuştur. Buraya gelmek için sabırsızlanıyordum.
Takım olarak EuroLeague’de sıralamanın tepesindesiniz, önceki birçok sezonda da olduğu gibi. Şampiyonluğun belki de en büyük adayısınız. CSKA’nın şu ana kadarki sezonunu nasıl değerlendirirsin?
Bence iyi iş çıkarıyoruz. Sezon genel olarak olumlu gidiyor. Halen ulaşmamız gereken çokça hedefimiz var. Şimdilik, yapmak istediklerimize ulaşma yolundayız. Oldukça iyi bir derecemiz var, playoff’a kaldık, saha avantajını garantiledik. Bence bunlar ulaşmak istediğimiz en büyük şeylerdi. Çok daha fazla basamağımız ve hedefimiz var ama şu ana değin iyi bir ritimde ve iyi bir hızda ilerliyoruz.
Almanya, Yunanistan ve Rusya’da oynadın, Avrupa’nın en üst seviyesinde şampiyonluklar ve kişisel ödüller kazandın. Dolayısıyla burada oynamanın nasıl bir şey olduğuna, Avrupa basketbolunun nasıl olduğuna dair bir fikrin vardır. Eğer ABD basketbolundan Avrupa basketboluna bir şey getirecek olsaydın, neyi getirirdin?
Muhtemelen getireceğim şey şu olurdu: Final Four sistemini her ne kadar çok sevsem de bir taraftar olarak NBA tipi playoff sistemini görmenin harika olacağını düşünüyorum. Örneğin, CSKA ile Fenerbahçe arasında beş maçlık bir seriye tanık olmak veya Olympiacos, Panathinaikos, Real Madrid gibi takımlarla beş maçlık bir seriye tanık olmak havalı olurdu. Şampiyonluk için bir seri boyunca rekabet etmek cool; bunu izlemesi de muhteşem olurdu.
Tüm kariyerinin bir kelime veya bir cümleyle özetleseydin, o kelime veya cümle ne olurdu?
Bu zormuş. Bazı harika takımlarda, harika takım arkadaşlarıyla ve koçlarla oynadığım için talihliyim. Söyleyebileceğim en büyük şey hemen hemen bu. (Gülüyor)
Basketbolun dışında kendi videolarını ve blogunu hazırlıyorsun. Bir YouTube kanalın var ve orada seninle ilgili iyi videolar bulunuyor. Bunu yapmaya nasıl başladın? Bir “YouTuber” olmak sana insan olarak nasıl katkıda bulunuyor?
Ben ve memleketimdeki bir-iki arkadaşım buna başladık zira memlekete her dönüşümde, insanlar bana her zaman denizaşırı ülkelerde basketbol oynamanın, oralarda hayatın nasıl olduğunu soruyordu. Biz de bunu insanlara göstermenin bir fırsatını elde etmek istedik. Bir belgesel serisi yaratıp, insanların benim hayatıma ve denizaşırı ülkelerde oynayan diğer insanların hayatına dair bir bakış açısı kazanmalarını istedik. Bunun gelecekte denizaşırı ülkelerdeki diğer sporcuların da hikayelerini anlatmak için muhtemelen kullanabilecekleri bir plaform olabileceğini düşünüyoruz. Hikaye anlatmayı gerçekten seviyorum. Umarım Kobe Bryant gibi bir geleceğim olur. (Gülüyor)
Tüm videolarını izledim ve kızın çok tatlı.
Çok teşekkür ederim. O harika biri.
2016’ya, CSKA ile Fenerbahçe’nin Berlin’de şampiyonluk maçına çıktığı yıla dönelim. Muhteşem bir okazyon, tarihi bir maç ve o ribaund. O gün neler hissettin?
İlk hissim ‘Nihayet.’ oldu. O maç hiç bitmeyecek gibiydi. 2012 ve 2013’te iki şampiyonluk kazandıktan ve 2014 ile 2015’te de kaybettikten sonra aklımın bir köşesinde bir daha şampiyonluk kazanma fırsatım olacak mıyım sorusu oluşmuştu. Özellikle CSKA ile kazanmakla ilgiliydi zira Final Four tarihinde birçok zor an yaşadık. O ana sahip olmak, o şampiyonluğu Moskova’ya getirmek kesinlikle hayatımın en parlak noktalarından biri.
EuroLeague şampiyonluğunun nasıl kazanıldığını bilen birisi olarak Fenerbahçe’nin 2016’da kaybettikten sonra ertesi sene geri dönüp şampiyonluğa uzanmasını nasıl değerlendirirsin?
2015 ve 2016’da kaybettikten sonra geri dönmek, zorlukların üstesinden gelmek için bir fırsatları vardı. İç saha avantajları yoktu playoff’ta ve biraz inişli çıkışlı bir sezon geçirmişlerdi. Bazen aksi, zor anlarınız olur lakin buna meydan okursunuz. Onların geçen sezon yaptığı buydu. Takım olarak bir araya geldiler. Doğal olarak bizim kazanmamızı isterdim fakat onlar durumlarından en iyisini çıkardılar ve şampiyon oldular.
Fenerbahçe’nin şu anki durumuyla ilgili ne düşünüyorsun? Yarınki (bugünkü) maçtan ne bekliyorsun?
Harika bir takım. Yüksek seviyede rekabetçi bir maç olacak. Muazzam çalıştırılan, çok disiplinli, sistemlerine sadık bir takım. İyi bir maç olacak. 2016’dan bu yana oynadığımız tüm maçlar yakın geçmişti. Fenerbahçe taraftarının önünde, harika bir atmosferde harika bir mücadele olacak.
Yarın (bugün) sana karşı [Jan] Vesely ve [Jason] Thompson gibi elit uzunlar olacak. Onları nasıl görüyorsun? Karşılaştığın en zor eşleşme kimdi?
Jason’ı çok iyi tanıyorum; benim çocukluk arkadaşım o. Onun Fenerbahçe’ye Vesely’yi tamamlamak ve kendi tarzını yansıtmanın bir yolunu bulması için geldiğini düşünüyorum. Vesely bu yıl harika bir sezon geçiriyor. Her yıl daha da büyüdü ve daha iyi bir oyuncu haline geldi. Onlar tüm EuroLeague’in en zorlu ön alan ikililerinden biri.
Benim için her oyuncu ve her eşleşme zordur. EuroLeague o kadar rekabetçi ki her maç zor. Her takımın benim için zor bir eşleşme yaratacak bir oyuncusu var. Buna böyle bakıyorum.
Pivotlar bugünlerde üçlük atıp, eski tarz pivotların aksine farklı şekillerde sayı üretiyorlar. Sen de bazen yay gerisinden şut atıyorsun. Bu değişim hakkındaki düşüncelerin neler?
Oyun evrimleşiyor. Sanırım buna ‘pozisyonsuz basketbol’ diyorsunuz. Hem NBA’e hem de EuroLeague’e baktığınızda artık oyun kurucu, şutör gard ve bu tip pozisyonlar kalmadı. Şimdi takımlar en iyi beş oyuncularını sahaya sürüyorlar. Bence oyun evrimleşiyor. Uzunlar daha çok beceriye sahip; şut atıyorlar, alanı açıyorlar. Guardlar daha patlayıcı ve çembere daha çok gidiyorlar. Bence bu evrim oyun için, taraftarlar için iyi.
Dış şutun üzerinde çalışıyor musun?
Evet, deniyorum. Yani çok fazla üçlük atmıyorum çünkü takımda benden çok daha iyi şutörlere sahibiz. (Gülüyor) Benim rolüm değil o ama sezon içinde bir veya iki üçlük fırsatı bulursam, umarım onları sokarım.
Herkes NBA Gelişim Ligi’nin Avrupa’yı nasıl kötü etkileyeceğini konuşuyor. 30 takım, NBA için çok daha fazla iş imkanı… Ama bir de Çin var. Aaron Jackson da tıpkı birçok yüksek profilli oyuncu gibi oraya gitti. Gelecekte ABD’ye veya Çin’e gitmeyi arzuluyor musun? Kariyer planın nedir?
An itibarıyla Avrupa’da kendime uygun yeri bulmuş durumdayım. Şu anda EuroLeague’de oynuyorum ve burada mümkün olduğunca kalıp oynayacağım. CSKA’da bir ev ortamı buldum; umarım burada kalabildiğim kadar uzun süre kalabilirim. Fakat; Gelişim Ligi, Çin, Avustralya, Güney Amerika ve tüm diğer liglerin ortaya çıkması iyi zira daha çok oyuncuya daha çok fırsat demek bu. Oyunu sadece daha iyi kılacktır. Oyuncular oynamak için ne kadar çok fırsata sahip olurlarsa, basketbolun genel marka değeri için o kadar iyi. Bana göre, eğer NBA’de değilsen, EuroLeague farklı bir seviye ve çok kendine özgü bir lig. Sadece EuroLeague’in değil, basketbolun geleceğini merakla bekliyorum.
Kyle Hines’la “O Mu Bu Mu” bölümümüzün yer aldığı videoyu ve soruları görmek için aşağıya göz atın!
- NBA mi, EuroLeague mi?
- Pire mi, Moskova mı?
- Smaç mı, blok mu?
- Savunma mı, hücum mu?
- Houston Rockets mı, Golden State Warriors mı?
- Shaq mi, Charles Barkley mi?
- Twitter mı, Instagram mı?
- Rap müzik mi, rock müzik mi?
- Sıkı çalışmak mı, sert oynamak mı?