Virtus Segafredo Bologna’nın Birleşik Amerikalı pivotu Jordan Mickey, Turkish Airlines EuroLeague’de 68-65 kaybettikleri Zalgiris Kaunas maçı öncesinde TrendBasket’in sorularını yanıtladı.
Röportaj: Barış Cevahir
Avrupa’ya geldiğinden bu yana performansıyla izleyenleri etkilemeyi başaran Mickey, geçtiğimiz yaz çıkan Fenerbahçe dedikodularından Rus takımlarının EuroLeague dışı kalmasına kadar birçok konuya değindi.
Sezona İtalya Süper Kupası galibiyetiyle girdiniz. LBA’de namağlup bir takım. EuroLeague’e de etkili başladınız. Sezonun şimdiye kadar olan bölümünü nasıl değerlendiriyorsun?
“Sezon şimdilik iyi gidiyor. İyi başladık. Harika bir koç var ve biz de şimdilik birbirimizi tanımaya ve takımı keşfetmeye çalışıyoruz.”
Takımda Marco Belinelli ve Milos Teodosic gibi NBA’de ve burada efsane olan isimler de var. Bu efsanelerin takım üzerindeki etkisi nasıl?
“Harika oyuncular. Yıllardır oynuyorlar. Bizim sahip olduğumuzdan daha çok basketbol deneyimine ve basketbol bilgisine sahipler. Onların arasında olmak güzel bir duygu.”
Peki ya koç? Sergio Scariolo’nun kazanan mantalitesini hissedebiliyor musunuz?
“Kesinlikle. O da mükemmel birisi. Çok istekli. Her gün hepimizden olabileceğimiz en iyisini olmamızı bekliyor.”
Avrupa’da Real Madrid, Khimki ve Zenit’te oynadıktan sonra şimdi İtalya’dasın. Bir Amerikalı basketbolcu olarak NBA’de uzun yıllar bir takımda oynamaktansa burada farklı takımlarda oynamak hakkında ne düşünüyorsun?
“Farklı takımlarda oynamak güzel. Birçok farklı stili, kültürü ve ülkeyi deneyimleyebiliyorsun. Özellikle Avrupa’da basketbol çok farklı bir seviyede. Yüksek seviyedeki basketbolunu göstermek için bir şansın var, EuroLeague burada duruyor. Mümkün olduğunca oynayabildiğim için Tanrı’ya teşekkür ediyorum.”
Boston Celtics’te oynadığın dönemde senden beklentiler yüksekti. Ancak o dönem bir geçiş sürecinde olan takımda daha sonra yer alamadın. Orada takıma girebilirdim diye düşündüğün oluyor mu?
“Bir oyuncu olarak bunu her zaman düşünürsün. Çıkıp takıma herhangi bir şekilde katkı verebilirsin. Ancak bu bir iş. Bunu da kabul etmeniz gerekir. Bir oyuncu olarak tabii ki katkı sağlayabilirdim ve takımda gelişip yardım edebilirdim. Ancak, ne olursa olsun, günün sonunda buradayım. Bu deneyim şimdi bir basketbol oyuncusu olarak gelişmeme katkı sağlıyor.”
Birçok Amerikalı oyuncu EuroLeague’den sonra ikinci kez NBA şansını yakaladı. Sen dönmeyi planlıyor musun? Hedefinde bu var mı?
“Tabii ki her zaman NBA’e dönmek ve orada oynamayı isterim. Ancak şu an ana odak noktam Bologna. Şimdilik ona odaklanmış değilim.”
Bu yaz döneminde adın Fenerbahçe ile anılmıştı. Gerçekten seninle iletişime geçtiler mi? Neler yaşandı?
“Beni aradılar ve iletişime geçtiler. Ben ve menajerim her şeyi tartışıp konuştuk. Sonunda ise Bologna’nın benim ve kariyerim için en iyi seçenek olduğuna karar verdik.”
Zenit’te oynadığın dönemde Rusya-Ukrayna olayları nedeniyle takımdan ayrılmak zorunda kaldın. Rus kulüpleri EuroLeague’den çıkarıldı. Bir basketbolcu olarak bu durumu nasıl görüyorsun?
“Tüm bu olayların sporun dışında kalması gerektiğini düşünüyorum. Bir sporcu olarak bizim yaptığımız oynamaya devam etmek. Bir sporcu böyle yapar. Playoff potasındakilerle de birlikte üç EuroLeague takımını ligden çıkardılar. Bilemiyorum, belki EuroLeague bir şeyler düşünebilir. Ancak bu benim alanım değil. Ben sadece politik şeylerin sporun dışında kalması gerektiğini hissediyorum.”
İtalya’da Avrupa’nın birçok yerinde olduğu gibi ateşli bir taraftarı olan bir kulübe geldin. Bu taraftarı da hesaba katarsak EuroLeague şampiyonluğunun hayalini kuruyor musun?
“Kesinlikle. Şampiyonluk, ne olursa olsun, her zaman hedef. Her zaman zihnimizin içinde. Eğer onu düşünmüyorsan, kazanmayı da düşünmüyorsundur. Bu da yanlış alanda olduğun anlamına gelir.”