4- Üçüncülük maçının anlamsızlığı
Olimpiyatlarda bir laf vardır: “Madalya kürsüsünde üçüncü sıradakiler mutlu, ikinci sıradakiler mutsuz olur.”
Kesinlikle katılıyorum. Ancak EuroLeague sıralamasında birincilik kürsüsü dışında kimse mutlu olmuyor. Bu da üçüncülük maçını anlamsızlaştırıyor. Üçüncülük maçına bir anlam, bir rekabet veya kazanmak için bir neden koymadığınız sürece bu durum değişmeyecek. Ama bu maçı da anlamlı kılmak mümkün aslında. Hatta lige de heyecan getirerek…
Mesela şu yapılabilir eğer F4’e kalan takımlardan bir tanesi A Lisans hakkına sahip değilse finale kalması ya da üçüncü olması durumunda, gelecek sene ligde kalması garantilensin. Böylece üçüncülük maçına çıkan takımlarından en azından birine gerçek bir kazanma nedeni verilmiş olur. Gazozuna maç yapmaktan iyidir. Başka şeyler de bulunur. Ama artık bulunsun. Avrupa üçüncüsü ile dördüncüsü arasında gerçek bir fark olsun.
5- Kazanırken bile kaybettiren sistem
Avrupa’da basketbol fazla amatör kalmış durumda. Amatör diyorum çünkü sistem ne para kazanmayı başarıyor ne de paydaşlarına para kazandırabiliyor. Geçen seneyi hatırlayalım. Fenerbahçe şampiyonluğa yürürken 20 milyon Euro’nun üzerinde maliyeti olan bir takım kurmuştu. Şampiyon oldu. Ödül olarak da 1.93 milyon Euro ödül kazandı. Neredeyse tek başına Udoh’un maliyeti. Bu sene de durum farklı değil.
EuroLeague yönetimi lige katılım için maliyet tabanı belirlerken ödüller konusunda cimri davranıyor. Aslında cimri de denemez. Gelir yaratmayı bir türlü beceremiyor ki o geliri dağıtmayı becersin… Panathinaikos Başkanı Giannakopoulos ifade tarzında hatalı olsa da EuroLeague ekonomisi konusunda haklıydı. Kupayı kazanırken bile çok büyük kaybettiğin Final Four sistemi uzun vadede sürdürülebilir değil.
Neyse bu sorunları en azından bir hafta sonu için görmezden gelip, önümüzdeki üç muhteşem maçın tadını çıkarabiliriz.
Herkese iyi seyirler.
Eksi 5 – II