Meslek gereği işin sportif ve teknik tarafından ziyade ticari ve medyatik kanadına dikkat kesiliyorum. Bu bağlamda sportif manada çok isabetli tahminler yapamayabilirim ama yine de dilim döndüğünce ifade etmeye çalışayım. Her şeyden önce Final-Four organizasyonuna Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı bir EuroLeague sezonunun final dörtlüsünü belirleyecek dört çeyrek final eşleşmesinin üçünde birer BSL kulübünü görmek harika bir duygu. Umarım bu hissi Final-Four biletleri kesildiği zaman da yaşıyor oluruz.
Real Madrid-Darüşşafaka Doğuş
Darüşşafaka Doğuş muazzam bir çıkış yakalayarak sezonun son bölümünde Play-Off vizesini cebine koymayı başardı. Karşılarında tempolu ve sert basketbol oynayan, bir o kadar da deneyimli bir takım yer alacak. Bu noktada yapılması gereken en önemli şey, kendi sisteminiz dahilinde kalmakla birlikte rakibi bu noktaya getiren o tıkır tıkır düzeni bozup, onları kendi ritimlerinin dışına itmek olsa gerek. Burada da ciddi bir coaching faktörü devreye giriyor. Neyse ki Daçka’nın teknik patronu David Blatt, bu konuda son derece başarılı biri. Sonu her ne olursa olsun keyifli bir eşleşme seyrediyor olacağız. Olur da İspanya’daki maçlardan birinden bir galibiyet çıkarabilirsek iş çok daha keyifli bir hal alacak.
Panathinaikos-Fenerbahçe
Sezon boyu sakatlıklar nedeniyle iniş çıkışlar yaşayan Fenerbahçe için karar vakti. Bugüne dek oynanan basketbol sizi öyle veya böyle bir yere getirmiş olabilir ancak sezon boyunca amaçlanan o hedef maç ve maçlar sadece birkaç gün uzağımızda artık. Takım ve camia üzerinde negatif bir baskı yarattığının farkındayım ancak realite bu: Fenerbahçe’den artık yalnızca Final-Four değil şampiyonluk bekleniyor. İlk etapta F4 yapıp, devamında finali saniyelerle kaybetmiş bir takım için bu son derece normal. Bu noktada baskıyı iyi göğüslemek gerek. Saha avantajını yitirmiş olmak talihsizce idi ancak şu da bir gerçek ki kupaya uzanan bir yolda kararlı adımlarla yürüme niyetiniz var ise öyle veya böyle deplasmanda maç kazanmanız zaten gerekecek. Kötü haber, kazanmanız gereken deplasmanın OAKA olması. Yine de basketbol dediğimiz şeyin tekniği, taktiği, kondisyonu, motivasyonu aritmetik bir bilim gibi belli ve sabittir. Bunun kitabını yazıp, OAKA’da elleri cebinde gezebilecek yegane adamı da hepimiz çok iyi tanıyoruz zaten. Bir basketbol deyişiyle; ‘’Her top çok kritik’’ olacak seri boyunca. Fenerbahçe en iyi oyununu oynadığı sürece her şey mümkün.
Olympiakos-Anadolu Efes
Anadolu Efes’in Olympiakos’la oynadığı maçlar her zaman keyifli olmuştur. Lacivert beyazlı ekip de sezonun ilerleyen zamanlarında takım olgusunu iyiden iyiye güçlendirip, gerçek potansiyelini ortaya koymayı başardı. Açıkçası üzerlerindeki baskıyı muazzam bir biçimde göğüslediler. Takım içindeki güven duygusunun pekiştiğini somut bir biçimde görmek hayli mümkün. Zaten ‘’winner’’ dediğimiz takımlar için bu olmazsa olmaz bir şey. Şans da iyilerden yana; bu sezon saha içindeki kadar saha dışındaki hareketleriyle de gönülleri bir kez daha fetheden Efes, Pire’den gelen art arda sakatlık haberleriyle psikolojik avantajı da ele geçirdi ve bana sorarsanız bu, saha avantajının taraf değiştirmesi için önemli bir fırsat. Yine de Olympiakos’un saha içi ve saha dışındaki mücadelelerde çok kurnaz ve deneyimli bir takım olduğunu unutmamak gerek. Çok sert bir seri bekliyorum. Play-offlar için ‘’Ağbeyler ile kardeşlerin ayrıldığı yer’’ derler. Efes’in ve Efes ruhunun ne kadar ‘’gerçek’’ olduğunu her yönüyle rakibin omuzlarına yükleme vakti. Zafer bizimle olsun!
CSKA Moskova-Baskonia Vitoria Gasteiz
Bu serinin şu atmosferde beni çok da heyecanlandırdığını söyleyemeyeceğim açıkçası. Malum, gözümüz kulağımız diğer üç seride olacak. Baskonia’nın harika iş çıkardığı kesin. Bugün Play-off tablosunda ‘’olmalıydı’’ diyebileceğiniz takımların nal topladığı bir dönemde üstüne koya koya bu seviyeye kadar vardılar ve onlar için de artık işi bir tık daha öteye taşımanın zamanı geldi. Bu yüzden CSKA’yı zorlayabileceklerini düşünüyorum. Yıllardır aradığı EuroLeague şampiyonluğuna geçen yıl ulaşan Rus ekibi ise önemli bir devamlılık dersi verecek. Ya yeniden F4 yapıp, alışkanlık zincirine bir halka daha koyarak bir ‘’repeat’’ peşine koşacaklar, ya da malum kabus geri dönecek.