TB ÖZEL | Erick Green: “Zaman; birilerinin öne çıkma, sert oynama, oyun yapma zamanı” #F4GLORY

Bir blog yazıyorsun ki araştırmamda da çok faydası oldu. Bir blog yazmaya başlama fikrini nasıl edindin? 

Denizaşırı ülkelere geldiğimde, Birleşik Amerika’dan birçok kişi bana fotoğraf göndermemi, buralardan paylaşım yapmamı söylüyordu. Ailem de ‘Neden bir blog açmıyorsun? Neden hayatını yazıp insanlara göstermiyorsun?’ dedi. Yeni şeyler yazdığımda ve fotoğraf paylaştığımda çokça görüntüleme alıyorum. İnsanlar benim burada neler yaptığımla ilgileniyorlar. 

Bloğunu okurken 50’den fazla dövmen olduğu ve her dövmenin manevi bir anlamı olduğu bilgilerine ulaştım. Eğer özel değilse onlardan birkaçının anlamlarını benimle paylaşabilir misin? 

Elbette. [Sağ göğsümün üstünde] bir dövmem var, o dövme 6-7 yıl önce vurularak ölen dayım için. Parkta yürürken bazı adamlar arabayla yanından geçip onu ailesinin önünde vurmuşlar. Çok zor bir dönemdi. Buradaki dövmem bu yüzden çok anlamlı zira ben büyürken o hep bizim yanımızda oldu. [Sağ kolumun iç tarafındaki] dövmem basitçe bir birey olarak bazı şeyler yaşadığımızı, iyi şeyler olurken herkesin de iyi olduğunu ama kötü durumlarda olaylara bakış açının seni belirlediğini açıklıyor. 

Hakuna Matata gibi mi? 

Kesinlikle, evet. Ayrıca ailemin de dövmelerini yaptırdım; her zaman yanımda olan ve bana bu yolculukta yardım eden kız kardeşlerimin, babamın, annemin… Favori dövmelerimden birinde de ‘Beni sadece Tanrı yargılayabilir’ yazıyor. Tanrı’ya güçlü bir inancım var. Ayrıca şuna da güçlü bir şekilde inanıyorum: İnsanlar benim hakkında istediklerini söyleyebilirler, kötü oynadığımı veya buna benzer şeyler söyleyebilirler. Günün sonunda; iyi bir insan olduğum, sıkı çalışmaya devam ettiğim sürece, su akar yolunu bulur. 

Ailen seni hiç ABD dışında oynarken izledi mi? 

Evet. Beni burada olduğum her yıl izlediler. Yunanistan’dayken bir kez geldiler, geçen yıl İspanya’dayken annem geldi… 

[Tam da bu sırada yanımızdan geçen Bobby Dixon ‘İyi ki doğdun, oğlum!’ diye bağırıyor.] 

(Gülüşmeler) 

Annem geçtiğimiz Nisan ayında da beni izlemeye geldi.

Barış Cevahir – TrendBasket

Bloğunda NBA’de zorlandığın, daha sonra denizaşırı ülkelerde kendini bulduğunu yazmışsın. Bu süreçten aldığın ana ders neydi? 

Kolejden çıktığımda bir skorer olarak biliniyordum. ACC’de yılın oyuncusuydum, All-American karmasına seçilmiştim, her şeyi doğru yapıyordum. NBA Draft’ta seçildiğimde insanlar, ‘O gerçek bir oyun kurucu değil, NBA’de nasıl oynayacak? O sadece başka bir skorer olacak, buna ihtiyacımız yok.’ deyip duruyordu. Ben de oyunumu değiştirmeye çalıştım. Bugünden o zamana bakınca çıkardığım ders, ‘Kim olduğunu değiştirme’ oldu. Skorersen skorer ol; pasörsen pasör ol. Ben kendimi değiştirmiştim ve bu yüzden NBA’de zorlandım. Eğer olduğum kişi olarak kalsaydım orada tutunabilirdim. Şimdi denizaşırı bir ülkedeyim. Yapabildiğim bir şey varsa o da sayı atmak. İnsanlar benimle ilgili bunu seviyor. Kim olduğumu değiştirmeyeceğim ve öğrendiğim şey de bu. 

Bu ders sana saha içinde olduğu kadar saha dışında da yeni bir bakış açısı vermiş olmalı… 

Elbette. Saha içinde olduğum kişiyi değiştirmeyeceğim. Ben buyum, insanlar da benden bunu istiyor. Saha dışında da neyseniz o olun. Ben uyumlu, ılımlı biriyim; içime dönüğüm. Sürekli dışarıda takılan o adamlardan değilim. Ev kuşuyum. Söylediğim gibi, çoğu zaman telefonumlayım; ailemle konuşuyor, gülüyor, iyi vakit geçiriyorum. Geçinmesi kolay biriyim. 

ACC’de yılın oyuncusu, İspanya Ligi şampiyonluğu, EuroLeague Final Four vb. birçok başarı sığdırdın kariyerine. Sana göre kariyerinin en iyi anı hangisiydi? 

Olympiakos’la yaşadığım Final Four diyebilirim. Burada henüz bir Final Four tecrübesi yaşamadım; o yüzden şimdilik Olympiakos’la yaşadığım Final Four diyorum. O sezon çok şey yaşadık. En iyi takımlardan biri değildik, dördüncü bitirmiştik normal sezonu. Lider CSKA Moskova’yla oynayıp onları eledik. O maçı, tepeden soktuğum ve maça noktayı koyan şutla hatırlıyorum. Finalde Fenerbahçe’yle İstanbul’da oynadığım maçı da asla unutmayacağım. Aklımdan hala çıkmıyor zira şampiyonluğu kazanmayı gerçekten istiyordum. Toplamda baktığımda ise Final Four olağanüstü bir tecrübeydi.

“İyi bir insan olduğum, sıkı çalışmaya devam ettiğim sürece, su akar yolunu bulur”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler