NBA’de play-off yarışından elenmiş iki takım, Sacramento Kings ile Dallas Mavericks, salı gecesi Golden 1 Center’da sahne aldı. Kings’in Mavericks önündeki 98-87’lik iç saha galibiyetinin ardından Alman basketbol efsanesi Dirk Nowitzki ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle bu sezonla başlayalım. Mavericks kadrosu ligin en zayıf kadrolarından biri olarak görülüyordu. Ne var ki, 35 galibiyet barajına tutunmayı başardınız. Sırrınız nedir?
Bu yıl güçlü değildik, birçok sakatlık yaşadık. Tecrübeli oyuncularımız sakatlandı ve ben de neredeyse iki ay kaçırdım. Talihsizlik oldu ancak genç oyuncularımız açlar ve iyi oynuyorlar. Bazı zor maçlar kazandık; San Antonio ve Cleveland’da kazandık. Bu sezon bazı iyi galibiyetlerimiz oldu ancak genel olarak yeterince istikrarlı değildik.
2011’de Mavs şampiyonluğa ulaştı ve final serisinde kendi “Flu Game”ini oynadın. Hastalığa rağmen çıkıp oynamayı nasıl becerdin?
Bilirsiniz, final serisiydi ve takımının kazanmasına yardım etmek için orada olmak istedim. Hastalandığımda 2-1 gerideydik. Büyük bir maçtı ve kazanmaya ihtiyacımız vardı. Oraya çıkıp, bu büyük galibiyeti almada takımıma yardım ettiğim için memnunum. 2-2’den sonra iki galibiyet daha aldık ve şampiyon olduk. Müthişti.
Geçenlerde Lakers’a karşı 30.000 sayıyı geçtin ve Holger Geschwinder gözyaşlarını tutmaya çalışırken görüldü. Maçtan sonra onunla konuştun mu? O anda ne hissettin?
Duygusal bir haftaydı. O, tabii ki benimle çok zaman geçirdi. Harika bir yolculuk oldu. 20 yaşında buraya gelirken kimse benden bir şey beklemiyordu. Ne yapacağımı veya bunun beni nereye götüreceğini bilmiyordum. Çılgın bir yolculuk oldu ancak o hafta kesinlikle duygusaldı ve o başarıya beş veya altı oyuncunun ulaştığını bilmek benim için özeldi. O anı asla unutmayacağım, bu kesin.
Lige 20 yaşında girdin, o zaman için cesur bir hamleyle. O zaman sadece bir avuç Avrupalı oyuncu olduğu varsayılırsa seni buraya çeken esas motivasyon neydi?
Dünyanın en iyi liginde olmak istedim. En iyi oyuncularla rekabet etmek istedim ve bu yüzden 20 yaşında buraya geldim. Ne yapacağımı veya ne bekleyeceğimi bilmiyordum. Başlangıçta, ilk bir iki yılımda zordu lakin lige bir kez alıştığımda çok iyi zaman geçirdim. Sonuç verdiği için memnunum.
Almanya, EuroBasket 2017’de İtalya, Litvanya, Gürcistan vb. rakipleri içeren zor bir grupta. İstanbul’daki turnuvadaki şansları hakkında ne düşünüyorsun? Sen de zamanında İstanbul’da oynamıştın…
Şimdi oynamayacağım tabii ki ama takımımızı seviyorum. Eğer sağlıklı olursak eğer Dennis Schröder oynarsa eğer bazı oyuncularımız gelirse iyi bir takımımız var. Umarım grup aşamasını geçebilirler. Türkiye harika bir basketbol ülkesi. Orada [EuroBasket 2001’de] harika bir tecrübem olmuştu. Orada her oynadığımda harika taraftarlar ve harika bir atmosfer vardı. Almanya’ya en iyi dileklerimi sunuyorum.
Almanya’yı basketbol haritasına sokan ana isimlerden biri olarak Hidayet Türkoğlu ve Andrei Kirilenko örneklerinde olduğu gibi, Almanya Basketbol Federasyonu’nda bir yöneticilik rolü almayı düşünür müsün?
Basketbol sonrası hayatın ne getireceğini göreceğiz. Şu an itibariyle emin değilim. Sanırım ABD’de biraz daha kalacağım. Çok uzun süredir buradayım. Basketboldan sonraki dönemin nasıl olacağına bakacağız. Yani bu, daha sonra endişe edeceğim bir şey.