Aralarında önemli bir bütçe ve kadro kalite farkı olmasına rağmen, Fenerbahçe ile Zalgiris’in belli benzerlikleri mevcut. Öncelikle bu iki ekip de -sevmediğim bir tabir olsa da- “koç takımı.” İki tarafta da yüksek performanslarıyla dikkat çeken önemli oyuncular olmasına rağmen, iki ekibin de yıldızları hiç tartışmasız kenardaki koçları. Oyuncularının zaaflarını saklayıp, güçlü yönlerini ön plana çıkartacak sistemleri ve maç içi dokunuşlarıyla fark yaratan iki çok değerli basketbol zihninin karşılaşmasına sahne olacak bu maç. Normal sezondaki iki maçta da bu satrancın ne kadar keyifli olabileceğine şahitlik etmiştik.
İki takım da EuroLeague’in en az üç sayı deneyen ekipleri arasında. Zalgiris Kaunas, maç başına sadece 16.8 üçlük denemesiyle ligin en az dış şut kullanan takımı. Fenerbahçe Doğuş da 20.6 deneme ile bu alanda sondan üçüncü (Playoff maçları istatistiğe dahil).
Bunun sebebi iyi şutörlere sahip olmamaları değil elbette, “şut seçerek” oynamaları. Zalgiris ile Fenerbahçe, EuroLeague’in bu sezon en yüzdeli üçlük atan iki ekibi (Zalgiris %42.4 – Fenerbahçe %42.2). Doğru saha yerleşimi yaparak şutörlerinin yarattığı alan ve tehdidi, topu çembere yaklaştırmak için kullanan takımlar bunlar. Litvanya ekolü denildiği zaman akla ilk olarak yüksek tempo ve bol üçlük gelmesine karşın, Zalgiris sayılarının %54.5’ini iki sayılık basketlerden üretiyor. Bu, playoff takımları arasındaki en yüksek oran.
Yarı sahada sert savunma yapan iki ekip olduklarını da söylemek gerek. Rakibe göre değişiklik yapabilmelerine rağmen genel savunma şablonları çalışan, çok iyi yardımlaşan, temas yaratmayı ve rakibi yıpratmayı iyi beceren takımlar Fenerbahçe ve Zalgiris. Set temponuzu kaybettiğinizde her iki ekip de sizi boğabilir, bireysel çözümlere itebilir.