Stephen Curry: ”Şutu attıktan sonra arkamı dönüp gitmek çok eğlenceli” | Çeviri

Son zamanlarda NBA’in en popüler isimlerinden olan Golden State Warriorslı Stephen Curry, GQ’ya özel açıklamalarda bulundu. Bu eğlenceli geçen söyleşiyi sizler için çevirdim. Keyifli okumalar.

İlk olarak ne zaman smaç bastığını hatırlıyor musun?

Kolejdeki ilk yılımda – muhtemelen Eylül ya da Ekim ayıydı- bir antrenmandan sonraydı. Smaca yaklaşabileceğimi biliyordum. Tek yapmak istediğim daha da yükselip smaç basabilmekti, bu yüzden tam olarak nerede ve hangi basket olduğunu hatırlayabiliyorum. Sonrasında ise bazı maçlarda potaya asılma konusunda korkunç anlar yaşadım. Hatta Warriors antrenman sahasında işler daha da kötü, ‘Steph’in smaçları’nı sayan bir tabelamız var. En azından deniyorum.’

Pro Basketball Reference’a göre bir sezondaki smaç rekorun dört. Bu sezon ise şimdiye kadar üç smaç yaptın. Sence rekorunu geliştirebilir misin?

Sanırım. Geriye hala kırk maç varken üç smaç yaptıysam daha fazlasını da yapabilirim, güzel olabilir.

İlk kez ‘gerçekten’ şut atabildiğini fark ettiğin zamanı hatırlıyor musun?

Dokuz yaşındaydım, AAU’nun on yaş altı takımında oynuyordum. Çok fazla süre alamıyordum ama oynadığımız takım alan savunmasına geçtiğinde beni oyuna alıyorlardı. Bunun takımın kazanmasına nasıl yardımcı olabileceğini fark etmeye başladım. Oyuna girip alan savunmasını alt üst etmeme ihtiyaç duyuyorlardı. O sıralar takımda süre almamın tek nedeni buydu. O zamandan itibaren oyun karakterimi oluşturdum ve yeteneklerimi ileri taşımaya çalıştım.

En son ne zaman bir koç sana: “Steph, bu kötü bir şuttu.” dedi?

Koç Kerr bunu bana her zaman söylüyor. Söylediklerine her zaman inanıyor mu emin değilim. Her zaman kendime güveniyorum, üst üste dört şutu kaçırsam da soksam da. Bir maçta üç sayı çizgisinin gerisinden 1/6 ile atıyordum ve üstüne 10 metre uzaktan kaldırıp bir şut denedim, bana en fazla o zaman bağırdı sanırım. O şutu denedim çünkü iyi hissediyordum, neden iyi hissediyordum hiçbir fikrim yok sadece inatçı bir öz güven göstergesiydi. Şutu da kaçırdım.

Hiç yaptıklarından oluşan vine’ları izleyip senin bile “Bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum” dediğin şeyler oluyor mu?

Evet ve hayır. Maç içinde denediğim birçok şeyi yapmadan hemen önceki anda o hareketi başarabileceğime dair büyük bir inanç duyuyorum. Favorim ise Clippers’a karşı oynadığımız maç sırasında tüm savunmacıların arasından sıyrılıp kullandığım şut. Onu denemem için hiçbir sebep yoktu ve bir anda oldu. Kötü bir şuttu.

Şutlar daha basket olmadan kutlama yapmaya başlaman ile tanınıyorsun. Top elinden çıktıktan sonra gerçekten şutun iyi olduğunu söyleyebilir misin?

%100. Hayatım boyunca sayısız şut kullandım ve ritim bulduğunuzda, kullandığınız şutun mükemmel bir zamanlamayla elinizden çıktığını, basket olacağını söyleyebilirsiniz. İki kez şutu kullandıktan sonra arkamı döndüm ve basket olmadı, gerçekten kötü bir his. Genellikle rakip bencin önündeyken bu durum daha eğlenceli olur – hemen önlerinde şutu kullanırsınız, herkesin kaşları havaya kalkar, size havlu sallarlar, bağırırlar, ayaklarını  yere vururlar ve siz o şutun basket olacağını bilirsiniz.

Babanı ilk olarak H-O-R-S-E oyununda ne zaman yendin?

On üç yaşımdaydım. Sanırım buna biraz bozulmuştu. Ama aynı zamanda gururlanmıştı da. Emekli olmasının üzerinden bir yıl falan geçmişti ve benim iyi olup onun şutunu bulamadığı bir günde onu yenebilirdim. Meşaleyi devretmek onun için güzel bir andı.

H-O-R-S-E’da kiminle karşılaşmak istemezsin?

Takım arkadaşım Klay – o ya da büyük ihtimalle Kyle Korver. Hala ikisini de yenebileceğime inanıyorum ama ikisi de öldürücü şutörler.

Seni Steph Curry, havalı NBA MVP’si olarak tanıyoruz. Merak ediyorum, Riley babası hakkında en havalı şeyin ne olduğunu düşünüyor?

Ona aldığım My Little Pony ve Frozen oyuncakları. (gülüşmeler) Televizyondaki her gördüğü oyuncağı isteyen türdeki çocuklardan. Eğer aklı bir oyuncakta kaldıysa onu alana kadar durmaz. Bu tavrını seviyorum. Formamı giydiğimde Stephen Curry olduğumu biliyor, günlük kıyafetlerimi giydiğimde ise babayım.

Kobe ile ilgili favori bir anın var mı?

Çaylak sezonumda Oracle’da karşılıklı oynuyorduk ve maçın son anlarında üç sayı öndeydiler. Kobe’ye faul yapıldı ve kullanacağı iki serbest atışla kapıyı kapatmak için serbest atış çizgisine doğru gidiyordu. Sahanın bir ucundan diğer ucuna doğru yürürken ona doğru gittim ve: “Dostum, bu serbest atışlar için endişeli misin?” dedim. Bana attığı bakış çok sert ve soğuktu. “Sen neyden bahsediyorsun? Çekil şuradan aptal çaylak.” der gibiydi. İki serbest atışı da sayıya çevirdi ve kazandılar. O bakışı hayatımın sonuna kadar hatırlayacağım.


Kaynak | 

GQ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler