Etkileyici bir bitiricikle sonuçlanmış bir pozisyon ama beşe bakın. Steph, şutu olmayan dört takım arkadaşıyla birlikte hücumu şekillendiriyor. Bu beş, Steph’in ağırlık ve uzunluk eksikliğinden kaynaklanan herhangi bir savunma gediğine çokça ağır basan, eşi benzeri olmayan bir süper güç. Steph’i büyük bir oyuncu olduğu tartışılamayacak Lillard gibi bir oyuncudan büyük oranda ayıran da bu. Lillard, üç sayı çizgisinin çok gerisinden, çok çabuk şut atan, birinci sınıf bir off the dribble şutörü ama tıpkı Steph’in hiç çaba sarf etmeden yaptığı gibi, savunmalara topsuz oyunda da boyun eğdirmeli.
O seri, sıradan bir taraftarın dikkatinden kaçmasına rağmen, Curry’nin etkisinin hudutsuzluğunun bir örneğiydi. Portland’lı Enes Kanter önceki seride 35 dakika ortalama tutturarak, önemli anlara imza atmıştı. Hantal uzun, Batı Konferans Finalleri’nin ilk maçında Warriors’a karşı 30 dakika oynarken, boyalı alanı terk etme cesaretini nadiren gösterince pick and roll’larda Steph, onu bir güzel benzetti. Durum o kadar kötüydü ki Blazer koçu Terry Stotts maç sonunda öfkesini bizim Anthony Slater’dan çıkardı. Stotts serinin kalan üç maçında Kanter’e çoğunlukla Steph’in olmadığı bölümlerde, ortalama 13 dakika süre verdi. Yaşanan bu durum, seriyi takip eden hemen herkesin gözünde normal, temel bir basketbol stratejisi hükmündeydi.
Bazı inanılmaz gelişmeleri hafife almazsak, Steph’in dünyasına ne de çabuk adapte olduk. Kanter, normal bir pick and roll savunması sayılan bir oyun oynuyordu. Bir oyun kurucuya karşı bir oyun kurucu gibi oynayamayacağından, kenarda oturmak zorunda kaldı. Yakın bir tarihe, 2000’lerin başına kadar basketbol, uzunların hakimiyeti etrafında dönüyordu. Şimdiyse parkedeki en uzun adam, en kısalardan biri yüzünden kenarda oturtulabiliyor. Oyun artık böyle ve bu yaşandığında omuzumuzu silkip geçiyoruz.
İstatistik kağıtlarında Steph’in “Kanter oynayamaz”durumuna sebebiyet vermesine yer verilmese de, seriyi Warriors aldı. Curry’nin rakamsal üretimi artıp eksilebilir. Sabah televizyon programlarında herkese rezil olduğu fiyaskoları kesinlikle oluyor. Curry üç sayılık şutu sayesinde yüksek varyansa sahip bir performansçı. Steph’in, Kanter’in serideki etkisini sonlandıran tehdidi ise daimi. Steph Curry en üst seviyesinde oldukça o tehlike, toplu ya da topsuz, savunmayı dikte ettirecek.
Bir sonraki seride Curry ve arkadaşları, her şartta, özellikle Warriors sakatlıklardan tükenmiş bir noktaya gelse de, bir galibiyet alacak. Bu şartlar, kazanmak için optimalin altı ama bu küçük adamın muazzam etkisinin kamuoyuna hatırlatılması için optimal olabilir. Steph Curry bu oyunu, hem göze çarpan biçimde hem de incelikle yıllardır domine ediyor. Top yeniden onun ellerinde ve tüm ulusun gözleri onun üzerinde olacak. Mirası “tehlikede”olmayacak ama bazı bakımlardan açıklanabilecek. Daima bir tehdit sunan bu adam, sonsuza dek yankılanacak bir performans sunabilir mi? Steph Curry, basketbolu yeni bir sahneye taşıdı. Artık her şey hazır.