Profesyonel sporda geçirdiği sakatlıklar yüzünden kariyeri başlamadan biten, olması gereken yerin bir hayli uzağında kalan ve hatta bin bir emekle oluşturduğu kariyeri biten sporculara birçok kez rastladık. Bu tarz kariyer zedeleyici sakatlıkların belki de en tehlikelisi aşil tendonu sakatlıkları.
Bacağın baldır kaslarını topuğa bağlayan ve efsaneye göre büyük mitolojik savaşçı Aşil’in daha bir bebekken batırıldığı kuvvet şerbetine değmemiş tek yeri olan bu tendon, birçok sporcunun en zayıf noktası olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Memphis Grizzlies’in yıldızı Mike Conley ve Fenerbahçe’nin yıldız pivotu Jan Vesely‘nin de aşil tendonlarından problem yaşaması, bu sakatlığı ve oyuncuların sakatlık sonrası geleceğini de tekrar gündeme getirdi.
Basketbol özelinde diğer tehlikeli sakatlıklar kadar sık görülen bir sakatlık olmasa da, son yıllarda birçok kez karşımıza çıktı. Son dört yıl içinde; Chauncey Billups, Kobe Bryant, Wesley Matthews, Brandon Jennings, Anderson Varejao, Jeff Taylor, Pierre Jackson, Xavier Henry ve Eliot Williams gibi oyuncular aşil tendonu sakatlıklarından muzdarip oldu, ve sahalara geri dönüşleri de o kadar parlak değildi. Billups ve Bryant, bu sakatlığı kariyerlerinin sonlarına doğru yaşadılar ve takip eden sezonlarda verimlilik anlamında dibe vurdular. Diğer oyuncular ise çoğunlukla bu sakatlığın etkilerini hala tam olarak atlatmaya çalışıyorlar.
CBS Sports‘dan Chris Towers‘ın 1992-2015 arası aşil tendonundan sakatlanan ve sahalara geri dönmeyi başaran 14 oyuncu üzerinde yaptığı araştırmaya göre, sakatlık geçiren oyuncuların bir sonraki sezonlarındaki verimliliklerinde gözle görülür şekilde bir azalma görülüyor (Bu dönemde aşil tendonundan sakatlanan 18 oyuncunun ise sahalara bir daha dönemediğini de hatırlatalım).
Araştırma konusu olan oyuncuların tamamının dakikalarında bir önceki tam sezonlarına oranla azalma görülüyor, toplamda da %27’lik bir azalma söz konusu. Bu noktada istisna diyebileceğimiz tek isim ise efsane oyuncu Dominique Wilkins. Aşil tendonundan sakatlık geçirdiğinde 32 yaşında olan Wilkins, sakatlık sonrası 1993 ve 1994’de All-Star seçilmeyi başarmakla kalmayıp sayı ortalamasında ve şut yüzdelerinde sağladığı artışla Aşil sakatlığından tam performansına yakın bir şekilde dönen tek oyuncu konumunda bulunuyor.
Madalyonun öbür yüzünde ise Nisan 2010’da Denver Nuggets’a karşı oynadığı bir play-off maçında Aşil tendonunu koparan temsilcimiz Mehmet Okur var. Sahalara ancak aynı yılın Aralık ayında dönebilen Okur, basketbolu bıraktığını açıkladığı 2012’ye kadar sadece 30 NBA karşılaşmasında forma giyebildi.
Sakatlık tarihinden ötürü bu araştırmanın dışında kalan Wesley Matthews’un ise sakatlık dönüşü rakamları çok çarpıcı değil. Matthews’un bu sezon bütün istatistiklerinde gözle görülür bir düşme yaşadığı ortaya çıkıyor.
Wesley Matthews 2014-15: 60 maç, 33.7 dakika, 15.9 sayı, %44.8 saha içi ve %38.9 üçlük yüzdesi, 3.5 ribaund, 2.4 asist
Wesley Matthews 2015-16*: 66 maç, 33.2 dakika, 11.9 sayı, %38.4 saha içi ve %34.6 üçlük yüzdesi, 3 ribaund, 1.9 asist
Ancak, bütün örnekler kolektif bir şekilde ele alındığında ortaya şaşırtıcı bir gerçek çıkıyor. Oyuncuların dakikalarının ve genel olarak verimliliklerinin azalmasına karşın, diğer istatistiklerinde kayda değer bir azalma bulunmuyor. Hatta, kullanım oranı (usage rate), ribaund ve asist oranları sakatlık öncesi seviyelerde yer alıyor. Yine de, sakatlıktan dönen oyuncuların daha çok üç sayılık atışları tercih ettiği de (%21’lik bir artış) açık. Ve bu da saha içi şut yüzdesindeki kayda değer düşüşü açıklayan faktör olabilir.
Sonuç olarak, bu araştırma bu sakatlığı geçirmiş bütün oyuncuları kapsamamakla birlikte gerçeğin sadece bir bölümünü açıklamaya yardımcı olabiliyor. Sakatlık sırasındaki hem fiziksel hem de zihinsel yıpranma korkunç boyutlarda. Bu da sakatlık öncesi rolünde düşme olmasına rağmen Aşil tendonunu koparan bir oyuncunun sahalara tekrar dönebilmesinin bir başarı hikayesi olarak anılabileceğini bizlere söylüyor.
*: İstatistikler nba.com’dan alınmış olup 2015-16 sezonu için veriler 21 Mart 2016 gününü baz alarak hesaplanmıştır.
Towers’ın araştırmasının detaylarına ve İngilizce aslına da buradan ulaşabilirsiniz.