U16 Avrupa Şampiyonası boyunca yedi karşılaşma oynadık. Bu yedi maçın üçü uzatmaya gitmişti. Uzatmaya giden üç karşılaşmadan da zaferle ayrıldık. Karakter koyan, sonuna kadar mücadele eden taraf hep biz olduk. Hele uzatmaya giden karşılaşmalardan ikisi, neredeyse ölüm kalım niteliğindeydi. Çeyrek finalde bize göre çok ters bir takım olan Finlandiya karşısında çok zorlandık. Ancak biz onlara göre çok daha iyi bir takımdık ve kendimizi o maç ile birlikte ilk dördün içine atmayı başardık. Diğer mücadele de madalya karşılaşmasıydı. Hırvatlar karşısında ilk yarıdaki müthiş oyunumuzla fark yaratsak da ikinci yarıda bocaladık. Ancak yine isteğimizle, arzumuzla boynumuza madalyayı taktık. Semih Soğuksu ağabeyime de uzatmaya giden karşılaşmaları sordum. Kendisinin cevabı ise şu şekildeydi:
”Özellikle Finlandiya bize oranla çok ters bir takım. Çok kısa oyunculardan kurulu ve çok çabuk oynayan bir ekip. Şut seçimlerini de çok fazla yapmıyorlardı ve kaos basketbolunu çok seviyorlardı. Biz ise biraz daha pick and roll üstüne kurulu bir takımdık. Dolayısıyla da Finlandiya eşleşmesi, bizim için biraz ters oldu. Yine de biz onlardan çok daha iyi bir takımdık. Fakat hem turnuva stresi hem de çeyrek final karşılaşması olması nedeniyle maç içinde fazlasıyla zorlandık.
Uzatmaya giden üç karşılaşmada da son topa kadar mücadele ettik. Çocuklar her maçta ellerinden gelenin en iyisini yapabilmek için savaştı. Polonya’da gurur duyduğumuz bir takım vardı. Emeklerimizin karşılığını da bronz madalya ile aldık. Madalya serisini de bozmadığımız için çok mutluyuz.”