Slam Dunk: Tensai Baskettoman Sakuragi Hanamichi

Çocukluğu 90’larda geçmiş olan ve basketbola birazcık ilgisi olan herkesin görselden şıp diye hatırlayacağını düşünüyorum bu çizgi filmi, daha doğru deyişle animeyi.

Japonya’nın Kanagawa bölgesinde bir lise olan Shohoku Lisesi’nin basketbol takımının macerasını anlatan ve Takehiko Inoue tarafından çizilen Slam Dunk 1990-96 yılları arasında Manga olarak, 1993-96 yılları arasında ise televizyon için anime olarak yayınlandı. Türkiye’ye gelişini ve ilk yayınlanış tarihini bilemiyorum ancak ben ilk-ortaokuldayken Show TV’de yayınlandığını düşünürsem en geç 90’lar bitmeden ülkemize gelmiş olması lâzım. 101 bölüm olan animesi mangayı tam olarak kapsamıyor, dolayısıyla o 101 bölümü bitirince hikâyenin sonunu öğrenebilmek için birkaç sayı mangasını da bulup okumanız gerekecek.

Shohoku Lisesi’nin ve dolayısıyla ana karakterlerin hepsinin yeri geldiğinde 10-15 bölüm ayrılan kendi hikâyeleri var ve söylemem gerekiyor ki ana olay örgüsüne çok güzel yedirilmişler. Olay asıl oğlanımız Hanamichi Sakuragi çevresinde yürüse de yan karakterler yeri geldiğinde ön plana çıkıyor ve anime asla monotonlaşmıyor. Tam tersine çok iyi bir komedi/dram dengesi tutturuyor. Karakterlerimizi tanıyalım o halde.

Hanamichi Sakuragi

Animenin esas oğlanı Hanamichi aslında tam bir “acıların çocuğu”dur. Ortaokulda tam 50 kıza çıkma teklif eden ancak hepsi tarafından reddedilen Hanamichi’yi özellikle son kız çok etkilemiştir zira kendisi Hanamichi’yi reddederken basketbol takımından birini sevdiğini söylemiştir. Hayatında basket topunu eline almamış Hanamichi bunun üzerine basketboldan komple tiksinir ve -zaten iri cüsseli ve fiziği yerinde olan Sakuragi- yeni başladığı lisede basketbol lafı eden herkese sataşmaya başlar. Zaten laf dinlemeyen, kafasına estiği gibi yaşayan biridir ve serserinin önde gidenidir.

Ancak tam da basketbolu bulanın da oynayanın da oynatanın da triplerindeyken -aynı zamanda basketbol takım kaptanının kız kardeşi- Haruko Akagi ile tanışır ve ona ilk görüşte âşık olur. Haruko, Sakuragi’nin uzun boyunu ve fiziğini gördüğü anda onun iyi bir basketbolcu olacağını anlamıştır ancak o da Shohoku’nun yıldız basketbolcusu Rukawa Kaede’ye kesiktir. Yine de bu andan itibaren 180 derece dönüp hayatını basketbola adar Sakuragi. Haruko’nun gözüne girebilmek için takıma girer ve gecesini gündüzüne katar. Rukawa’yı da bundan sonra baş düşmanı beller.

Başlarda basketbol bilgisi topu bomba sanıp eve götürecek kadar olan Sakuragi’nin her hareketi filmdir. Smaç yapayım derken panyaya kafa atar, inişteki topları bloklar ve o her yeni bir kuralı öğrendikçe biz de onunla beraber öğreniriz. Bu açıdan basketbola ilgili çocuklar için de çok faydalı bir animedir. Basketbol kuralları ve NBA tarihi ile ilgili bir-iki bilgi güzel yedirilmiştir -her ne kadar 90’lar kurallarının neredeyse hepsi değişmiş olsa da-. Sakuragi çok hata yapmasına ve resmen ortamın taşakoğlanı olmasına rağmen sürekli konuşur, takımın yıldızı Rukawa ile aşık atmaya kalkar. Kendine “tensai baskettoman” (dâhi basketbolcu) diye hitap etmesini sağlayan bir özgüveni olan Sakuragi bunun ve azminin meyvesini her bölüm biraz daha fazla alacaktır.

Rukawa Kaede

Hanamichi gibi liseye yeni başlayan Rukawa ondan farklı olarak hali hazırda bir ortaokul yıldızıdır. Uzun boyuyla içeriye yardım edebilecek, yeri geldiğinde skoru içeriden dışarıdan götürebilecek komple bir basketbolcudur. Önceden de bahsettiğim gibi Haruko’nun -ve okuldaki diğer bütün kızların- kendisine hasta olmasına karşın Rukawa bütün hayatı basketbol olan ketum, asosyal, sessiz biridir. Hobilerin nedir sorusuna uyumak cevabı verecek kadar basketbola kanalize olmuştur Rukawa zira onun için basketbol bir hobi değil, yaşam biçimidir. Hanamichi ile kavgaları ve laf didişmeleri ise son derece komiktir. Sakuragi’nin zorlamasıyla aralarında oluşan rekabet serinin odak noktalarından biridir zaten.

Takenori Akagi

Shohoku Lise Takımı’nın kaptanı ve son sınıf öğrencisi olan dev pivot Akagi çizimi ve sahadaki hareketleriyle Patrick Ewing’e çok benzemektedir (Shohoku takımı da Chicago Bulls’u inanılmaz andırmaktadır). Yıllar yılı takıma kendisinden başka iyi oyuncu gelmediği için Shohoku bölge şampiyonalarında paspas olmuştur ve sonunda Rukawa, Sakuragi gibi birinci sınıf oyuncularıyla kafaya oynayabileceklerdir. Anime ilerledikçe bu rüyasına adım adım yaklaşacak, zamanının büyük bir kısmını ise Sakuragi’yi dizginlemek ile harcayacaktır. Büyüklerine saygı nedir bilmez Sakuragi ilk günden kendisine Goril lakabını takmıştır ama Akagi Sakuragi’yi döve döve adam etmeye çalışmaktadır. Bu arada animeyi izlerken sanırım bütün Japon saygı ve samimiyet takılarını öğreniriz. -san, -chan, -senpai, -sensei, -kun, böyle uzar gider.

Ryota Miyagi

Shohoku’nun kısa ama hızlı gardı Miyagi 2. sınıf öğrencisidir. Ancak 1. sınıfın sonunda yediği destansı dayak sonrası diziye dönebilmesi için 10-15 bölüm beklememiz gerekir. Aynı Sakuragi gibi acıların çocuğu olan Miyagi, Hanamichi’nin rekoruna yaklaşamasa da 20 kız tarafından geri çevrilmeyi başarmıştır. Zaten aslında takımın menajeri, kendisi gibi 2. sınıf öğrencisi olan Ayako’ya kesiktir. Hanamichi ile bu ortak noktaları iyi arkadaş olmalarına vesile olacaktır.

Hisashi Mitsui

Bir ortaokul basketbol efsanesi olan Mitsui aslında Akagi gibi son sınıf öğrencisidir ancak ilk yılında yaşadığı ağır sakatlıktan sonra basketboldan uzaklaşmış, iyice ite kopuğa karışarak çete kurmuştur. Zaten Miyagi’ye o destansı dayağı atan da çetesindeki elemanlardan başkası değildir. O kavgada ön dişlerini de kaybeden Mitsui basketbol takımının çanına ot tıkamak için büyük yemin etmiştir ancak sonunda asıl isteğinin basketbola dönmek olduğunu farkedip koç Anzai-sensei’ye yalvar yakar binbir özürle takıma geri alınır. Mitsui geri kalan vaktini basketboldan uzak kaldığı iki yılı telâfi etmek ve Shohoku’yu zafere taşımak için harcayacaktır.

Bu ana karakterlerin dışında Hanamichi’nin arkadaşları, koç Anzai, yine kendilerine has özelliklere sahip rakip takım oyuncuları derken çok zengin bir içerik barındıran Slam Dunk’ı büyük keyifle izleyeceğinizden kuşkum yok. Tabi ki bir Japon animeleri klasiği olarak 10 bölüm süren maçlar, her pozisyonda abartının cılkının çıkması, tek pozisyonla ve flashback’lerle geçen bütün bir bölüm ya da gerçek zamanda iki saniyeye tekabül eden bir durumda bir saat muhabbet eden oyuncuları görmemiz son derece normal. Ama bunlar kanımca izlenebilirliği azaltmıyor zira çok yerinde bir komedi dozajı var. Özellikle basketbolsuz kaldığınız şu süre zarfında Slam Dunk çok iyi bir alternatif olabilir. Benim için ise gelmiş geçmiş en komik ve en iyi animelerden biri.

—

Okan Yılmaz
@afkaramazov