“Sixers yakın gelecekte ligi domine edebilir. Evet, bildiğimiz Sixers.” | #çeviri

Philly, Elo’ya göre, Hinkie döneminin ilk bölümünde son beş sezon performansının zirvesinde fakat aynı sezonun devamında Hinkie döneminin en düşük seviyesini gördü, bu da 82 maçta 13 galibiyet için iyi. O noktadan itibaren çoğu takım ortalamaya doğru dikey bir çıkışla seviyelerini arttırmaya yönelir; Sixers ise bir şekilde Nisan 2016’da yeniden 1200’ün altına düşmenin bir yolunu buldu. (Belki de 2015-16 sezonunun Hinkie’nin genel menajer olarak son sezonu olması tesadüften ibaret değildir) Her şeye rağmen son birkaç sezonda lig ortalaması olan 1500 seviyelerine döndüler. Philly’nin gidişatı NBA’de geçmişte yaşanan birkaç şeyle paralellik gösteriyor; Elo’da 1440 üzerinde başlayıp, iki sezonda 1200 altına düşüp, devamındaki iki sezonda yeniden 1440 seviyesinin üzerine çıkan altıncı NBA takımı oldular:

fivethirtyeight.com

Bu Sixers’ın yükseliş döneminin başlangıcı olabilir. Sezon başladıktan sonra ESPN, ileriki birkaç sezonda takımın potansiyeli göz önünde bulundurularak hazırladığı NBA gelecek güç sıralamasında Sixers’ı altıncı sıraya koydu. Ve sezonun başından itibaren sadece iki takımın – Magic ve Celtics—Elo seviyeleri Sixers’dan daha fazla yükseldi.1

Bu sezon Sixers’ta beşinci sezonunu geçiren Koç Brett Brown’a beklenmedik geçişle ilgili sorularımzı sorduk.

Bir noktada çekirdek grupla şampiyonluk yarışına girip, girmeyecekleri üzerine ciddi ciddi düşünüp, düşünmediği sorulduğunda: “Günde birkaç defa bunu düşünüyorum fakat aynı zamanda ayaklarımın yere bastığı kanısındayım çünkü dört kez şampiyonluk yaşadım ve Spurs, hayatın ne kadar zor olduğunu anlamamı ve sürecin ne kadar uzun olduğunu anlamamı sağladı. Basamakları atlayamazsınız ve sağlık hususunda şanslı olmalısınız. Artık genç değilim bu yüzden neler olabileceğinin heyecanı her zaman benimle. Bu konu üzerine hep düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.

Ve bu konuda haklı sebepler var. Joel Embiid ve sansasyonel çaylak Ben Simmons ile beraber artık Süreç’in gerektirdiklerini bulmuş gibi: Çok genç, bedensel üstünlüğü ve öğretilemeyecek yetenekleri olma avantajlarına sahip olan bir ikilileri var ve ligin çok nadiren sahip olduğu bir kombinasyona sahipler.

1976 yılındaki ABA-NBA birleşmesinden bu yana sadece beş takımın 23 yaş ve altında, maç başına en az 25 dakika oynayan ve Box Plus/Minus istatistiklerinde +3.5 ve üzeri olan bir çifti oldu: 1984-85 sezonunda Portland Trail Blazers’da Clyde Drexler ve Sam Bowie; 1993-94 ve 1994-95 sezonlarında Orlando Magic’da Shaquille O’Neal ve Penny Hardaway; 2011-12 sezonunda Oklahoma City Thunder’da Kevin Durant ve James Harden; ve böyle devam ederlerse 2017-18 sezonunda Simmons ve Embiid.

Simmons ve Embiid’in derlediklerini vahşi istatistik satırlarında bir nevi kayıp olmalarının altında bugün NBA tarzının ötesine başarıyla geçmeleri yatıyor. Ligin en skoreri ve şimdiden MVP adayı olan Giannis Antetokounmpo gibi 2.08 m boyundaki Simmons, savunmayı yıkmayı ve dış atış tehdidi olmadan triple double yapmayı başardı. Aslında geride kalan 11 maçta Simmons henüz gerçek manada zıplayarak atmayı denemedi, buna rağmen rakiplerin maç başına yaklaşık 18 sayı ve sekiz asistle, bir de %50 civarındaki atış yüzdesiyle, şişe diziyor.

Diğer taraftan Embiid için ise bir geri dönüş söz konusu. Son dönemde popüler olan sabit pozisyonda gelen pası şutla değerlendirme kabiliyeti olsa da sırtı potaya dönükken en verimli oyununu oynuyor– Second Spectrum’dan alınan verilere göre her 100 pozisyondaki 22.5 post-up oyunu NBA’in açık ara lideri—

II

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler