Yazarlar: Chris Herring ve Neil Paine / fivethirtyeight.com
Çeviri: Begüm Ünal / TrendBasket
Düzenleme: Onur Coşkun / TrendBasket
Geride kalan üç sezonda, Kings’in Sixers’ı devirmesi olağan bir iş gibi görülebilirdi. Bununla beraber, tarihte herhangi bir takımın düşebileceği en kötü durumlardan birinin içindeki Philly, herkese karşı, hatta pek güçlü olmayan Sacramento’ya karşı bile kaybedecek haldeydi.
Fakat Perşembe günü yaşananlar şaşkınlık vericiydi. Sixers yarışa NBA’in formda takımlarından biri olarak başladı ve ilk beş maçından galibiyetle ayrıldı. Böylece de beklentiler doğmaya başladı.
Bu durum, dünkü Sixers ile bugünkü Sixers arasındaki belirleyici fark: Şu an bazı maçları kazanmalarını bekliyoruz. Diğer fark –takımın iki genç potansiyel yıldızı—sonunda Philly’nin her zaman kazanması beklenilen takım olduğu günlerin görülebilmesinin mümkün olduğu anlamına geliyor.
Çok yakın zamana kadar Sixers’ın ne kadar kötü olduğunu abartmak imkansızdı. Tabii ki, bu daha çok modelle ilgiliydi –takımın eski genel menajeri Sam Hinkie’nin istediği yönde ayrıntılarla donatılmış yeniden inşa deneyi – fakat yine de Sixers’ın Kuzey Amerika takım sporlarının aşırı derinlerini keşfetmesiyle sonuçlandı. Görselde Philly’nin düşüşünün grafiğini görebilirsiniz, takımın gidişatı zamana bağlı takım kuvvetine göre hesaplanan Elo ratings ile gösteriliyor:
I