GERÇEK BİR TAKIM
Sezon boyunca öne çıkıp sorumluluk alan ve varlığını hissettiren bir sürü isim oldu takımda.
Hepinizin bildiği gibi Vasilije Micić tüm sezon harikaydı. Hem normal sezonun hem Final Four’un MVP’si seçildi. Bu sene ligin en iyi oyuncusuydu. Pas verebilen, şut atabilen, top sürebilen, yaratabilen ve benim üstümdeki baskıyı alan çok yetenekli bir oyuncu. Bence ben de aynı şeyi onun için yapıyorum. Bazen o, bazen ben takımı zafere taşıyorum. Eğer ikimiz de aynı anda günümüzdeysek Avrupa’da bizi yenme şansı olan çok az takım var.
Onun seviyesinde, o yetenek yelpazesine, onunki gibi bir zihin yapısına ve karaktere sahip bir partneriniz olması üstünüzden inanılmaz bir yük alıyor ve sahaya çıkıp oynamayı çok kolay hale getiriyor.
Biliyorum ki eğer iyi oynamıyorsam ya da ritmimi bulamadıysam normalde çıkabildiğim seviyelere çıkamıyorsam her zaman orada olabilecek bir partnerim ya da takım arkadaşım var. Ve eğer işler benim için iyi gitmiyorsa o beni, eğer onun için iyi gitmiyorsa ben onu ayağa kaldırabilirim. İçinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun birbirimize destek olabileceğimizi biliyorum. Bu yüzden de her şey çok daha kolaylaşıyor.
Benim MVP olarak gösterildiğim geçen senenin ardından bu sene de onun MVP ödülünü kazanması kısalarımızın ne kadar özel olduğunun bir göstergesi. Avrupa’da çok uzun süredir oynamıyorum o yüzden burada oynamış kısa oyuncuların geniş tarihini bilmiyorum. Ancak bildiğim kadarı üstünden değerlendirirsek bence biz, eğer en iyisi değilsek, yakın EuroLeague tarihinde oynamış en iyi kısa rotasyonlarından biriyiz.
Sertaç Şanlı
Bu sezon öne çıkan bir diğer isim ise Sertaç Şanlı. Onun için geçtiğimiz birkaç sezon içerisinde kendisini en çok geliştiren oyuncu diyebilirim. Geçtiğimiz senelerde çok fazla süre almıyordu ancak bu sezon bir şekilde harika bir çıkış yakaladı.
Geçen sene ilk beşin pivotu olarak Bryant Dunston başlamıştı ancak sonradan çok talihsiz bir sakatlık yaşadı ve bu da birçok maçı kaçırmasına sebep oldu. O dönemler takımda “Acaba başka bir oyuncuyla anlaşmalı mıyız? Bryant’ın yerini alabilecek birini getirmek için para harcamalı mıyız?” gibi şeyler konuşuluyordu. Tüm bu süreçte Sertaç takımdaydı ve bu düşüncelerin tamamının çöpe gitmesini sağladı çünkü muhteşem oynadı. Öne çıktı, sorumluluk aldı ve çok iyi oynadı.
Tibor Pleiss ve Bryant ana uzunlarımız olarak sezona başladılar ancak Bryant bu sezon da bir göz rahatsızlığı sebebiyle maç kaçırdı; Tibor ise ayağından sakatlandı. Dolayısıyla Sertaç yine sorumluluk aldı. Sezonun ortalarına doğru ise artık ilk beşin oyuncusu olmuştu ve inanılmaz bir sezon geçirdi. Sezonun problemler yaşadığımız sürecinde takımda bazı şeyleri değiştirdik ve onun varlığı işleri yoluna koymamızda bize çok yardımcı oldu. Bir uzun olarak sahada alan yaratabiliyor ama aynı zamanda potayı harika bir şekilde savunuyor ki bu da bize önceki üç senede kullandığımızdan farklı yöntemleri kullanma imkanı sunuyor.
Yani bireysel performanslar açısından bakacak olursak bence Sertaç gerçekten elini taşın altına koydu ve EuroLeague’deki en iyi uzunlardan biri olduğunu gösterdi.
Roller
Bryant Dunston takımımızın en iyi savunmacısı ve her zaman gerçek bir savaşçı. Pick-and-rolleri çok iyi oynar, çok iyi blok yapar, her zaman çok hareketlidir ve çok iyi elleri vardır. O ve Chris Singleton sahadayken gerçekten harika bir savunma ikilimiz oluyor, belki de ligdeki en güçlü ikililerden biri.
Chris, ona hücumda ihtiyacımız olduğunda da çıkıp sorumluluk aldı. Chris olmasaydı Real Madrid’e karşı 5. maçı kazanmamızın imkanı yoktu. Gerçekten boyalı alanda birinin çok iyi maç çıkarmasına ve alan savunmasını geçmesine ihtiyacımız vardı. Bu çağrıya cevap veren Chris oldu.
Bizim hücumumuzun temel noktası genellikle uzunlarımız değildir. Genelde ben, Vasa, Kruno ve Roddy oluruz. Çoğu zaman, hücumumuzun ana planı budur. Birebir hücumlarda pick-and-roll oynamak gibi yöntemlerle sayı üretiriz.
Madrid’e karşı 5. maçımızda maçın başlarında boyalı alanda Chris’e top indirmeye başladık ve o da onu savunan herkese karşı cezayı kesti. Uzunları cezalandırdı, kısaları cezalandırdı. O yüzden sezonun en önemli anında, baskı altındayken sorumluluk aldığı ve takımdaki en iyi maçını çıkardığı için Chris’e saygılar.
Tamamen odaklanmış kalmasına ve kendini adamasına çok saygı duyuyorum. EuroLeague playofflarının 5. maçında 26 sayı, 8 ribaund gibi istatistiklerle bizi galibiyete taşımak inanılmaz bir başarı.
Bunun bir parçası olduğum ve o akşam sahada parladığını görme şansını elde ettiğim için çok mutluyum.
Roddy Beaubois yarı final maçında harika oynadı. Roddy her zaman sınırları zorlayan oyunculardandır. Roddy’nin bizi birkaç çeyrek boyunca veya tüm maç taşıdığı akşamlar olur. Bizi ateşleyen isimlerden biridir.
Sezonun en önemli iki maçında bizim için her şeyi değiştiren kilit isim de Tibor Pleiss oldu. Evimizde Madrid’e karşı oynadığımız 5. maçta, serinin tamamında oynamamış olmasına rağmen koç dördüncü çeyrekte ona süre vermeye karar verdi. Maça girdi ve çok önemli bir üçlük isabeti buldu, bir blok yaptı ve tam ihtiyacımız olan farkı yarattı.
Shane Larkin: ‘O birkaç dakikanın etkisi çok büyüktü’
Sonra finalde de birebir aynı şeyi yaptı. Çok da iyi oynamıyorduk o anlarda. Koç, maçın başlarında Tibor’u oyuna almıştı. Tibor yine oyuna girdi ve köşeden isabeti buldu, sonra çok önemli bir üçlük attı ve bize özgüven kazandırdı. Hepimizi havaya soktu. Bunlar genelde çok bahsedilmeyen şeyler. İstatistik kağıdına baktığınızda belki de sadece 6-7 dakika oynadı ama bize kazandırdığı o birkaç dakikanın etkisi çok büyüktü.
Son birkaç ay içinde çok fazla süre almadan, tam ritmini bulmadan yine de hazır kalıp, oyuna girip bu şekilde katkı sağlaması çok çok büyük bir şeydi. Kesinlikle hak ettiği değeri ve övgüyü görmeyen gizli kahramanlardan biri.
Aynı şey Krunoslav Simon için de geçerli. Kruno’nun çok kilit bazı anları oldu, çok önemli isabetler buldu. Real Madrid serisinin 5. maçında attığı şut hepimizin, her daim hatırlayacağı ve onun da asla unutmayacağı bir şuttu. Çok, çok kıymetli bir andı.
Seri boyunca Kruno çok zorlandı. Genellikle her maç çift haneli sayılar üreten, dört beş ribaund ve dört beş asist ile oynayan biridir ama birçoğumuz gibi o da Madrid’in savunmasına karşı oldukça sıkıntı çekti. Alan savunmasını da yaptılar, adam değiştirme de denediler ve bu durum birçoğumuzun oyununun dengesini bozdu.
İlk dört maç özellikle de Kruno’yu etkiledi. Ama 5. maçta ona gerçekten çok ihtiyacımız vardı ve o da çok agresif bir şekilde sahaya çıktı. Kruno, takımın veteran ve kilit oyuncularından biri. Daha önce bu seviyelerde bulunmuş, tecrübeli bir oyuncu. Sorumluluk almasına çok ihtiyacımız vardı ve aldı.
Kruno’yu saha içinde, saha dışında herkes çok sever. Soyunma odasında her zaman muntazam bir adamdır. Özellikle de yaşı göz önünde bulundurulduğunda yaptığı işe evrensel olarak saygı gösterilen bir adamdır. Üzerinde o seviyede bir baskıyla, o şekilde bir şutta isabeti bulmak hem onun hem bizim için çok önemli, çok büyüktü. Bu senaryo daha iyi bir oyuncunun başına gelemezdi.
Shane Larkin: ‘Herkes katkı sağladı’
Ama zaten bu takımın olayı bu. Herkes üstüne düşeni yaptı. Herkes farklı farklı önemli anlarda çıkıp sorumluluk aldı. Herkes katkı sağladı.
Özellikle bir oyuncunun öne çıkıp bize katkı sağlayabileceğini göstermesine ihtiyaç duyduğumuz birkaç farklı an oldu ve 1 numaradan 15 numaraya kadar birden fazla oyuncu bunu yaptı. Biz gerçek bir takımız ve bu kadroda herkes eşit derecede önemli.
Savunmada iyi olduğumuzda sadece bir kişi değil herkes sistemi, birbirimiz için her şeyi sahada ortaya koyma, her top için savaşma fikrini benimsemiştir. Faul çalınması, hareketli perdelemeler yaptırmak, bize karşı oynamayı zor hale getiren her şey.
Hepimiz takımı olduğu yere geri taşımak için sorumluluk aldık.
Burada Koç Ataman’a da değinmezsem olmaz. Geçtiğimiz üç sene içerisinde takımdaki işleyiş konusunda hep istikrarlı olmayı başardı. Son derece özgüvenli ve oyuncularına da bu özgüveni veren bir koç. Oyuncularının kendi becerilerine ve potansiyellerine göre oynamasına izin veriyor.
Öngörülmesi zor çok fazla şeyin olduğu böyle bir sezonda, kimin oynayıp oynayamayacağını bilmediğimiz veya kimin COVID kapıp kapmayacağını bilmediğimiz bir sezonda gemiyi rotasında tutmayı başardı Koç Ataman.
Sezonun başında, oynamamız gerektiği kadar iyi oynamıyor olduğumuz halde takımda büyük değişiklikler yapmadı. Bize güvendi, kendine güvendi. Oyuncularının yanında durdu. Sistemini korudu. Bir noktada, ritmimizi bulduğumuz zamanda ve herkes sağlığına kavuştuğu zaman yeniden galibiyetlerimizin başlayacağını biliyordu. Bu çok ciddi yürek ister. Batıyor gibi görünen bir gemide kalmak çok büyük cesaret ister.