Kısa süreli turnuvalar, psikolojik eşiği yüksek takımlar için her zaman büyük bir fırsat olmuştur. Koca bir yılın emekleri sonucunda ulaşabileceğiniz büyük bir ödüle dört günlük bir süreç sonunda ulaşabilecek olmak rekabet kurumunun içerisinde yer aldığını iddia eden tüm basketbol organizasyonları için bulunmaz bir nimet, lüksten öte ihtiyaçtır.
Bu yıl FIAT sponsorluğunda Bursa’da organize edilen FIAT Türkiye Kupası, çok temel bir noktada yakın vadedeki türevlerinden bir farklılık gösterdi. Spor Toto Basketbol Ligi’nin heyecan dolu ilk yarısını ilk sekiz sıra içerisinde bitiren takımların yer alabildiği organizasyon, gerek basketbol gerekse de rekabet kalitesi açısından bu spora gönül vermiş taraflı tarafsız herkes için son yılların izlenirliği en yüksek yerel turnuvalarından birini ortaya koydu.
Çeyrek ve yarı final mücadelelerinde göstermiş oldukları etkileyici performanslar neticesinde kupanın birer ucunu sıkı sıkıya tutmayı başaran Fenerbahçe ve Darüşşafaka Doğuş, 18.30’da oldukça zorlu geçen ve aynı şiddette devam edecek olan uzun sezonun ilk büyük ödülünü almak için karşı karşıya gelecek.
Fenerbahçe
Zeljko Obradovic: ”Son aşamaya geldik, burada olduğumuz ve final oynama şansına sahip olduğumuz için mutluyuz.”
Sezonun ilk bölümünde ortaya çıkan bazı soru işaretlerine karşın özellikle THY Euroleague Top 16 aşamasından itibaren müthiş bir ivme yakalayan ve geçen sezondan gelen Final Four apoletini omzunda taşımayı başaran Fenerbahçe, geçen yıl final oynadığı bu organizasyonda bu kez ipi göğüslemek istiyor. Bir önceki sezona oranla yetenek tavanı daha düşük ancak basketbol karakteri görece daha yüksek bir oyuncu grubuyla Spor Toto Basketbol Ligi ve THY Euroleague’de boy gösteren Zeljko Obradovic’in hedefi yine ve yeniden kazanmak. İki kez yerel ligde bir kez de Avrupa arenasında olmak üzere bu sezon Darüşşafaka Doğuş ile toplamda üç kez karşılaşan sarı lacivertli ekibin bu üç karşılaşmadan da galibiyetle ayrıldığını not düşme hususunda yarar var.
Yoğun fikstür ve sakatlıklar sebebiyle daralan rotasyon yüzünden şu süreçte fiziksel yorgunluk hissetmesi muhtemel Fenerbahçe’nin maçın kaç dakikasında bu bağlamda diri kalabileceği sonucu direkt olarak etkileyecektir. Darüşşafaka Doğuş’a nazaran daha dar bir rotasyonla mücadele eden ve uzun süredir Nikola Kalinic’ten istikrarlı bir katkı alamayan sarı lacivertlilerde son Pınar Karşıyaka maçında takımın kilit birçok oyuncusunun otuz dakikanın üstünde süre alması Bursa’ya geliş amacının en büyük göstergesi olsa gerek. Turnuvadaki iki maça da Nikola Kalinic ve Gigi Datome’nin aynı anda parkede yer aldığı kısa beşlerle başlayan Zeljko Obradovic, Sırp oyuncudan beklediği reaksiyonu göremediği Pınar Karşıyaka mücadelesinin büyük bölümünü Ekpe Udoh – Jan Vesely ikilisiyle oynama mecburiyetinde kaldı.
Bir önceki paragrafta adı geçen ikiz kule niteliğindeki iki uzunuyla üç saniye koridorunu kusursuza yakın derecede savunmayı başaran Fenerbahçe, oyunun hücum bölümünde ise sezon başına oranla büyük gelişme gösterdi. Rakip yarı alana yerleştiğinde her pozisyonda hareketli kalabilen ve topsuz bölgelerde ekstra hareket alanları yaratabilen Obradovic’in öğrencileri, top paylaşım kalitesi ve set akıcılığını da hayli yukarı çekmeyi başardı. Takımın savunmada ortaya koyduğu net karakter neticesinde hücum sahasına daha fazla odaklanma şansı bulan Datome ve Bobby Dixon, istisnai durumlar hariç topu egemenlikleri altına almak yerine topun kendilerine gelmesini bekledi. Bu da Fenerbahçe’de modern basketbolun olmazsa olmazı rol dağılımı mekanizmasının ne denli sağlıklı işlediğinin bir göstergesi.
Final maçından galibiyetle ayrılması durumunda Zeljko Obradovic dönemindeki üçüncü kupasına erişmiş olacak Fenerbahçe için bu akşamın en kritik noktalarından biri ise çok yakın bir dönem içerisinde üç kez yendiğiniz bir rakibe karşı yapılacak mental hazırlık olsa gerek. En ufak bir gevşemede Darüşşafaka Doğuş’un oyuncu grubu ve teknik ekip kalitesiyle cezayı kesebilme ihtimali hayli yüksek.
Darüşşafaka Doğuş
Oktay Mahmuti: ”Mükemmel, her şeyin keyifli ilerlediği bir organizasyonda iyi mücadele ederek finale kadar geldik. Aynı inançla finalde de mücadele edeceğiz.”
Sezon öncesi dönemde yaptığı yatırımların ilk karşılığını THY Euroleague Top 16’ya yükselerek alan organizasyon, inişli çıkışlı bir grafik çizdiği Spor Toto Basketbol Ligi’nde ise playoff yarışının daima içinde kalmayı başardı. Yapılan yatırım doğrultusunda yükselen beklentiler sergilenen dalgalı performansı doğal olarak yeterli göremediği için Darüşşafaka Doğuş adına FIAT Türkiye Kupası, sezonun ortasında yeni yeni filizlenen bir yapı için kusursuz bir ödül niteliğinde.
THY Euroleague ve Spor Toto Basketbol Ligi’nde olduğu gibi kupada oynadığı iki maçta da oyun içerisinde çeyrekten çeyreğe değişen istikrar kelimesinden uzak performanslar ortaya koyan Darüşşafaka Doğuş’ta Koç Oktay Mahmuti’nin kurgusal açıdan en büyük problemi, geniş oyuncu rotasyonu sebebiyle parkede yüksek oranda verimli olabilecek beşleri oyun akışına kazandıramadan bozmak durumunda kalması olarak gözüküyor. Her ne kadar arada büyük kalite farkı olsa da Trabzonspor Medical Park maçının ikinci yarısı ve Banvit maçının üçüncü çeyreğinde oynanan ve sonuca giden oyunların en büyük sebebi istikrarlı biçimde aynı beşlerle parkede yer alabilmek oldu.
Aynı sezon içerisinde daha önce üç kez kaybettiği Fenerbahçe karşısında rakibi şaşırtmaya çalışmak yerine bu akşam özelinde en verimli olabilecek yedi ya da sekiz oyuncuyla mücadele etmeye çalışmak Darüşşafaka Doğuş adına daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır zira sarı lacivertli ekibi basketbol mantığında şaşırtmaya çalıştığınız her an reaksiyon olarak hiç beklemediğiniz şeyler görmeniz mümkün. Oktay Mahmuti’nin ekibi adına maçın en kilit noktası ise Aldemir, Erden ve Slaughter üçlüsüyle Fenerbahçe’nin iki kişiden oluşan uzun rotasyonunu erken faul problemine sokup sokamayacağı olacaktır. Şayet bunu başarabilirlerse savunma agresifliği ve organizasyonu aşağı inecek Fenerbahçe karşısında en kötü olasılıkla daha rahat hücum etmeyi başarabileceklerini su götürmez bir gerçek.
Gerek sezonu gerekse de organizasyonu pozitif ivmelendirmek adına FIAT Türkiye Kupası’nı büyük bir fırsat olarak gören Darüşşafaka Doğuş mu, yoksa içerisinde bulunduğu üç kupalı yüksek rekabet dünyasının ilk ödülünü almak isteyen Fenerbahçe mi?