Serkan Erdoğan: ”Hedefim bir gün Euroleague takımı çalıştırmak!” | TB ÖZEL

Türkiye Basketbol tarihinde 1978-1979 jenerasyonu, en önemli jenerasyon olarak nitelendirilir. Nasıl nitelendirilmesin ki? Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur gibi isimlerin hepsi bu jenerasyonda yer almıştır. Bu jenerasyonda yer alan bir oyuncu daha var ki sayısız başarılar kazanmış bir isim. O da skorer kimliği ile bilinen, attığı dış şutlarla çok fazla takımın canını yakmış olan Serkan Erdoğan. TED Kolejliler altyapısından yetişen Serkan Erdoğan, daha sonrasında Tuborg Pilsener takımına transfer oldu ve genç bir oyuncu olmasına rağmen çok fazla sorumluluk aldı. Tuborg döneminin ardından da sırasıyla TOFAŞ, Ülker Spor, Tau Ceramica, Efes Pilsen, Türk Telekom, Mendiano Alicante, Beşiktaş Cola Turka, Banvit ve Royal Halı Gaziantep formalarını sırtına geçirdi. Benim ise kişisel olarak en unutamadığım dönem Tau Ceramica yılları. Orada kaldığı iki yıl içerisinde iki kez Euroleague Final Four’a yükselme başarısı gösterdi. Pablo Prigioni, Luis Scola, Igor Rakocevic gibi isimlerle aynı takımda yer alan Serkan Erdoğan, özellikle de ilk Final Four senesindeki çeyrek final turunda Panathinaikos’un canını çok yaktı. OAKA’daki karşılaşmada rakip potaya 24 sayı bırakan keskin şütör, takımını Final Four’a taşıdı diyebiliriz. Şimdi ise Serkan Erdoğan 38 yaşında ve TOFAŞ Gelişim takımının başında. Antrenörlük kariyerine yeni yeni başlayan Serkan koç ile TOFAŞ Spor Kulübü’nün tesislerinde güzel bir söyleşi yaptık. Kendisine de buradan teşekkürlerimizi sunalım. Yavaş yavaş yaptığımız keyifli söyleşiye geçelim o halde…

encancha.com
enCancha.com

Avrupa’ya giden Türk oyuncuların sayısı herhalde iki elin parmağını geçmez. Aklımıza gelen en önemli isimler Serkan Erdoğan, Mirsad Türkcan, Kerem Tunçeri, İbrahim Kutluay ve Ersan İlyasova. Serkan Erdoğan 2005-2006 sezonu ile birlikte, bana göre şu anda Avrupa’nın en iyi ligi olan ACB’ye gitti. Orada kaldığı iki senede de Final Four’da yer alma başarısı gösterdi. Gerçekten muazzam bir başarı. Serkan ağabeye ilk sorum da İspanya’da geçirdiği yıllar hakkında oldu:

‘’Tabii üstünden 10 sene gibi bir süre geçmesine rağmen benim adıma muazzam bir deneyim oldu. İspanya’da yer aldığım dönemi sanırım hiçbir zaman unutamam. Avrupa’da yer almak bir Türk oyuncu için hiç de zor değil. Bence o kalitedeki oyunculara sahibiz. Ancak oyuncularımız Türkiye’de çok ciddi paralar kazanıyorlar. Avrupa’da ise bu tür bütçeler yok. Dolayısıyla da kimse gitmek istemiyor. Bu ayrıntıyı daha önceki senelerde de dile getirmiştim. Ben İspanya’ya gitmeden önce çok ciddi fedakarlıklar yaptım. Ülker Spor’dan alacağım çok ciddi bir kontratı feda ettim. Bu konu tamamen vizyon ve hedef meselesi. Avrupa’da oynamayı çok istiyordum, gittiğim için de hiç pişman olmadım. Tau Ceramica forması ile müthiş iki sezon geçirdim.’’

Fenerbahçe, Zeljko Obradovic yönetiminde son iki sezonda THY Euroleague’de Final Four’a yükseldi. Fenerbahçe’nin bu iki Final Four başarısını çıkartırsak, en son 2001 yılında bir Türk takımı o organizasyonda yer alabildi. Geçen 14 senelik süre zarfında da Final Four’da yer alan Türk oyuncuların sayısı çok az. İşte o müthiş havayı soluyan nadir isimlerin başında geliyor Serkan Erdoğan. Tau Ceramica forması ile iki sezon üst üste Final Four’da yer alan Serkan Erdoğan, oradaki ortamı şu sözlerle anlatıyor:

‘’Euroleague Final Four, Avrupa’nın en üst düzey organizasyonu. Tabi ki orada yer almak muazzam bir duygu. Oradaki organizasyon gerçekten çok güzel. Basketbol kalitesinin en üst düzeyde olduğu bir yer. İki sene art arda o organizasyonda yer aldım, muazzam bir deneyim oldu. İnşallah önümüzdeki senelerde de Türk takımları Final Four organizasyonlarında yer alır. Ancak Türk oyuncuların ağırlıkta olmasını tercih ederim. Yabancı oyunculardan ziyade, Türk oyuncuların bu duyguyu yaşamasını istiyorum.’’

img-20160917-wa0004-1

Serkan Erdoğan, çok önemli başarılara imza atmış bir isim. Oyunculuk yıllarında katılmadığı organizasyon, kaldırmadığı kupa neredeyse kalmamış. Böyle bir ismin de şu anda genç takım çalıştırması yadırganabilir. Ancak Serkan koç, oyunculuk kariyerinde olduğu gibi koçluk kariyerine de sıfırdan başlamayı tercih etmiş:

‘’Türkiye’nin en önemli antrenörlerinin kariyerlerine baktığın zaman, hemen hemen hepsi bu işe sıfırdan başlamış. Yani ilk olarak yıldız takım&genç takım çalıştırmışlar. Orhun Ene yıldız takım çalıştırarak bu işe başladı, Ufuk Sarıca yine yıldız takım çalıştırarak antrenörlük kariyerine adım attı, Türk antrenörler arasında belki de en önemli isim olan Aydın Örs de zamanında genç takım antrenörlüğü yaptı. Altyapıyı, antrenörlüğün öğrenildiği yer olarak görüyorum. Dolayısıyla da bu işi küçümsememek gerekiyor. Aksine altyapıyı bir okul olarak görmeliyiz. Çünkü bana ‘Basketbolu bırak, bir sene sonra Basketbol Süper Ligi’nde bir takım çalıştır’ teorisi hiç gerçekçi gelmiyor. Basketbolu ne kadar üst seviyelerde oynarsanız oynayın antrenörlük bambaşka bir meslek. Bu nedenden dolayı da en üst seviyeye hazır olmak gerekiyor. Yavaş yavaş yükselmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum.’’

Serkan Erdoğan Bursa ekibine geçtiğimiz sezon katıldı. Orhun Ene’nin koçluğa gelmesi ile birlikte teknik kadroda yer alan Serkan Erdoğan, TOFAŞ’ın potansiyelli genç oyuncuları ile yakından ilgilendi. Bu sene ile birlikte de TOFAŞ Gelişim’in başında. Koç Serkan Erdoğan, TOFAŞ’ın altyapı organizasyonunu ve bu organizasyonda yer alan genç oyuncuları şu sözlerle anlatıyor:

‘’Geçen sene ile birlikte Kadir Bayram, Yiğit Arslan, Muhsin Yaşar ve Berkan Durmaz ile çalışmaya başladım. Bu genç oyuncular geçtiğimiz sezon önemli süreler almadılar. Yiğit ve Kadir ikilisi biraz daha fazla sahada kalmayı başardı. Fakat bu sene ile birlikte bu dört isim de A Takım’ın önemli oyuncuları arasında. Onlar geçen sezon çok emek verdiler, herkesten çok daha fazla çalıştılar. Benim bu kulübe geliş amacım da bu gençleri bir üst seviyeye hazırlamaktı. İnşallah bu dörtlünün gelişiminde ufak da olsa bir payım vardır. A Takımda onları daha çok izlemek en fazla beni mutlu eder. Altyapı organizasyonuna gelecek olursak da bu kulüp bu konuda çok önemli adımlar atıyor. Aynı misyon bu sene de devam edecek. Üç-dört oyuncuyu daha A Takım’a çıkartmak istiyoruz.’’

Ülke olarak çok önemli bir jenerasyonu heba etmek üzereyiz. Geçtiğimiz günlerde, Sayın Orhun Ene ile yaptığımız röportajda da bu soruyu ona iletmiştim. Şimdi de Serkan Erdoğan’a aynı soruyu sordum. Serkan Erdoğan, 1995-1996 jenerasyonunun henüz beklenen seviyeye gelememesini yabancı oyuncu kuralına bağladı ve açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

‘’Lafı eğip bükmeyeceğim. Bana göre bu genç oyuncuların beklenen aşamaya gelememesinin sebebi yabancı oyuncu kuralı. Benim dönemimde takımlar kadrolarında en fazla iki-üç yabancı bulundurabiliyordu. Şimdi ise bu rakam altıya çıktı. Bunun bir etken olmaması mümkün değil. Çocuklar sorumluluk alamazsa, o formayı sırtına geçiremezse gelişemezler. Bir genç oyuncu sadece oynayarak bir üst seviyeye çıkar.’’

basindosyasi_1673

Genç oyuncuların bir üst seviyeye çıkması için bana göre çok iyi bir yol haritası belirlemesi gerekiyor. Bu yol haritasına da harfiyen uyup, çok çalışmaları lazım. Serkan Erdoğan da genç bir oyuncunun nasıl bir üst seviyeye çıkabileceğini şu cümleler ile anlatıyor:

‘’Bir genç oyuncu eğer oynamadığı bir kulüpte yer alıyorsa, mutlaka o kulüpten ayrılmalı. Oyuncu, Fenerbahçe kadrosunda yer alıp süre almıyorsa bile, mutlaka bu süreleri verebilecek başka bir takıma gitmeli. Ayrıca genç oyunculara biraz daha sabır gösterilmesi kanaatindeyim. Genç oyuncular illa hata yapacaktır. Biz de zamanında çok hatalar yaptık. Belki yabancı sayısının da büyük önemi var fakat bizim için o zamanlarda hep sabredildi. Hata yapa yapa, hata yapmamayı öğrendik. Yabancı sayısının kesinlikle fazla olduğunu düşünüyorum. Fakat Fenerbahçe de yabancı sayısının artmasıyla birlikte iki kez THY Euroleague’de Final Four’a yükseldi. Bu da bir tesadüf değil. Şimdi yabancı sayısı azalsa tekrar o başarı gelir mi? Tamamen bir soru işareti. Bunlar hep birbirine bağlı olan şeyler. Ancak ben, bu yabancı sayısının fazla olduğu kanaatindeyim.’’

Serkan Erdoğan’ın oyunculuk kariyerinde üç Türkiye Ligi şampiyonluğu, üç Türkiye Kupası şampiyonluğu, bir Cumhurbaşkanlığı Kupası ve iki Final Four var. Hepsi birbirinden önemli, birbirinden değerli başarılar. Koç da, kariyerinde en çok keyif aldığı sezonları şu şekilde sıralıyor:

‘’2004-2005 yılında Ülker Spor’da oynamıştım. Ergin Ataman koçumuzdu ve ben o seneden çok keyif almıştım. Tabii 2005-2006 ve 2006-2007’de Tau Ceramica’da geçirdiğim iki sezon da unutulmazlar arasında. Benim adıma çok zorlu bir deneyimdi. Fiziksel açıdan aşırı yorucu bir İspanya macerası oldu. Tau Ceramica’nın idman yapmayı çok seven bir yapısı var. Fakat yine de orada geçirdiğim günlerden çok fazla keyif aldım. Bir de tabii TOFAŞ’a gelmeden önce geçirdiğim bir Tuborg sezonu var. Orada da az önce söylediğim gibi ben bir genç oyuncuydum, ama takımın en önemli isimlerinden biriydim. O yıllarda bana çok sabredildi. Ben de kendimi geliştirdim ve o takım ile birlikte o sezon play-off yaptık. Sekizinci sıradan play-offlara girmiştik. Dolasıyla da o sezon hem sorumluluk aldığım, hem de basketboldan keyif aldığım bir yıl oldu. Son olarak da tabii Banvit’te, Basketbol Süper Ligi finaline yükseldiğimiz bir sezon var. Orada bir kasaba takımının neler yapabileceğini herkese gösterdik.’’

Serkan Erdoğan, genç bir oyuncu iken Fransız oyuncu Antoine Rigaudeau’yu örnek alıyormuş ve onu izleyerek büyümüş. Daha sonrasında da İspanya kariyerinde bu oyuncuya karşı mücadele etmiş. Serkan Erdoğan, Avrupa basketbolunda beğendiği isimleri şu sözlerle anlatıyor:

‘’Benim idolüm Antoine Rigaudeau idi, onu izleyerek büyüdüm. Ona karşı da İspanya’da iki sezon oynadım, çok keyif aldım. Çok da düzgün bir karakter. Bir de benim Tau Ceramica’da bir takım arkadaşım vardı, Igor Rakocevic. O da gerçekten tutulması çok zor bir oyuncuydu. Bir de ben ona karşı her gün oynuyordum. Bu iki isim benim adıma önemli oyunculardı.’’

20160917_125605-1

TOFAŞ Gelişim, bu sezon TB2L’de mücadele edecek. TOFAŞ yönetimi de kadroya iki önemli takviye yaptı. Ancak Enis Sipahi’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmesiyle birlikte gençler seviyesinde biraz sıkıntı yaşayabilirler. Koç Serkan Erdoğan’ın ise bu sezonki hedefleri arasında TBL’ye yükselmek var:

‘’Öncelikli hedefimiz bu takımdan iki-üç oyuncuyu A Takım’a çıkartmak. 12 oyuncunun 12’si de A Takım’a çıkamaz, bu mümkün değil fakat iki-üç oyuncu çıkartabiliriz. Takımımız çok genç, en yaşlı oyuncumuz 23 yaşında. Bizim oynayacağımız ligde çok tecrübeli oyuncular olacak. Yıllardır orada forma giyiyorlar. İşimiz zor olsa da TBL’ye yükselmek istiyoruz. Takım olarak bir üst lige çıkmak istiyoruz. Belki bu sene olmaz ama seneye olur, ya da ondan sonraki sene olur, mutlaka biz o seviyede yer alacağız. Oyuncularıma bu konuda güveniyorum. Eğer TBL’de oynama fırsatı bulursak; daha çok genç oyuncu yetiştirebiliriz. Bu hedef için de çalışıyoruz. Çok çalışırsak da bir yerlere gelebileceğimizin farkındayız.’’

TOFAŞ, 21.yüzyılın başında inanılmaz başarılara imza attı. Rivers’lı, Griffith’li kadrosu ile iki sezonda kaldırmadığı kupa kalmadı. Ayrıca o kadroda çok değerli Türk oyuncular da vardı. Mehmet Okur, Şemsettin Baş, Alper Yılmaz, Cüneyt Erden, Serkan Erdoğan… O yıllardaki başarılar hakkında Serkan Erdoğan’ın düşünceleri şu şekilde:

‘’Ben yine o dönemde 20 yaşında bir çocuktum. Yine yabancı sayısı çok fazla değildi, üç yabancı ile sahada yer alıyorduk. Biz o dönem gerçekten çok çalıştık. Ben de kişisel olarak inanılmaz bir şekilde çalışıyordum. Şu andaki idmanlardan kat kat daha fazla çalışıyordum. O takımda da ciddi süreler aldım, önemli maçlarda önemli sorumluluklar aldım. Özellikle de ilk seneki şampiyonlukta ciddi payımın olduğunu düşünüyorum. Şu anda da şampiyonluk yaşadığım kulüpte antrenörlük yapıyorum. Bunlar güzel şeyler. İki Türkiye Ligi şampiyonluğu, iki Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası, her biri çok önemli kupalar. TOFAŞ o başarıların ardından bir daha ligde şampiyon olamadı. İnşallah da bu kulüp, Orhun ağabey ile beraber tekrar o eski güzel günlere geri dönüş yapar.’’

Son sorum da Serkan Erdoğan’ın kariyerindeki hedefler ile ilgili oldu. Genç koçun aklında bir gün bir Euroleague takımı çalıştırmak var:

‘’İlk sorunda da söylediğim gibi antrenörlük, oyunculuktan çok farklı bir meslek. Fakat bir antrenörün gelişimini, aynı bir oyuncunun gelişimi gibi düşünmek gerekiyor. Nasıl 17 yaşında bir anda NBA takımında forma giyemiyorsanız, antrenörlük de aynı şekilde. Ben de antrenörlüğe yıldız takımdan başladım, şimdi genç takım çalıştırıyorum. Birkaç sene içerisinde de hedefim bir Euroleague takımı çalıştırmak, aynı oyunculuğumda olduğu gibi. Ben hedeflerime ulaşacağıma inanıyorum. Gerekli donamımım zaten var. Sadece sabretmem ve çok çalışmam gerekiyor.’’

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler