-Avrupa’daki ilk profesyonel sezonunu geçiriyorsun. Birleşik Devletler’deki yıllarının ardından iki basketbol kültürünü bizim için karşılaştırabilir misin?
“Avrupa’daki ilk profesyonel sezonum çok eğlenceli. Yeniden evimde olmak gibi. Avrupa basketboluna alışığım, Amerika’dan biraz farklı. Muhtemelen en temel farklılık maç içindeki duygu yoğunluğunun fazlalığı. Burada, WNBA’dekinden ve kolejdekinden daha farklı bir zorluk söz konusu. Kolej ve WNBA basketbolu daha atletizme dayalı. Burada oyun daha çok dayanıklılık ve azim üstüne kurulu. Oynadığımız her 40 dakika hayatımın en zor 40 dakikasıymış gibi geliyor, her pozisyon çok kıymetli. Bu da Avrupa’yı ve EuroLeague’i bu kadar zor yapan temel etmen bana göre.”
Satou Sabally: “Günümüz basketbolunda pozisyonsuz olabilirsiniz”
-Birçok farklı pozisyonda oynayabiliyorsun ve bu modern basketbolda son derece kıymetli bir özellik. Pozisyon konseptinin yavaş yavaş kaybolduğu günümüz basketbolu hakkında neler düşünüyorsun?
“Günümüzde basketbol oldukça değişti, artık pozisyonsuz olabilirsiniz. Öyle ki topla dripling yapan uzun oyunculara veya post-up oynayan kısa oyunculara rastlamak mümkün. Bu sebeple takımda farklı yönleri olan oyunculara sahip olup onların birlikte çalışabilmesini sağlayabilmek önemli. Böylece sürekli kendini tekrar eden oyuncularınız olmasından kaçınabilirsiniz. Bence pozisyon konsepti sadece bir değişim geçiriyor. Bu nedenle de uzunların top sürmeyi öğrenmesi gayet güzel. Çocukken sürekli bir uzun olacağımı söyleyenler olurdu ancak ben bir oyun kurucu gibi oynamayı ve top sürmeyi çok severdim, hiçbir zaman da bundan çekinmezdim, bu çok güzel bence.”
-Fenerbahçe’ye transferin nasıldı? Bir adaptasyon problemi yaşadın mı? Beklentilerin neydi ve nelerle karşılaştın?
“Fenerbahçe’ye transferim çok kolay oldu. Kulüp, süreci benim için oldukça kolaylaştırdı. Her şeyi bana tek tek açıkladılar, kendimi rahat hissetmemi sağladılar. Çok güzel insanlardan harika destek aldım bu süreçte. Menajerimiz Arzu’dan (Arzu Özyiğit) özellikle. Burada başka bir menajerle çalışmadım ama o gerçekten en iyisi. Bence kulüpte onun gibi birinin olması harika. Muhteşem biri. Onun sayesinde her şey, her zaman kontrol altında ve son derece organize. Açıkçası İstanbul’da şu süreçte olmak üzücü çünkü Covid-19 yüzünden her yer kapalı. Ancak bu dönem geçtiğinde ve her şey normalde döndüğünde İstanbul’da olmak benim için çok heyecan verici olacak. Şehirle alakalı sadece iyi şeyler duydum ve bir an önce dışarı çıkıp şehri tanımak, şehirle bağ kurmak için sabırsızlanıyorum.”