Sahadaki performansıyla sezona damga vuran Banvit’in oyununa bakıldığında en çok dikkat çeken nokta Jordan Theodore ve onun ilk adımının çabukluğunu kullanarak yaptığı penetreler. Bu bağlamda Banvit’in merkez dişlisinin en güçlü tarafı, Ludwigsburg savunmasının zayıf noktalarından biriyle çakışıyor. Theodore’un penetrelerinin ekseninde Edo Muric, Gediminas Orelik, Jeremy Chappell, Furkan Korkmaz gibi şutörlere hazırlanan pozisyonları bu eşleşmede sıkça görebileceğimizi düşünüyorum.
Hafta sonundaki Anadolu Efes maçında baskılı Efes savunması karşısında reaktif bir görüntü çizen Theodore’un, karşısında Efes seviyesinde atlet bir savunma bulmayacağından sezon genelindeki performanslarından birini görmemiz olası. Yavaş tempoda kadro kalitesi ve setleriyle Ludwigsburg’a teoride üstün gelen Banvit’in, Chappell ve Furkan gibi oyuncularla da topla çembere giderek Theodore’a destek olması, turun Bandırma temsilcisine kayması bağlamında kilit öneme sahip.
Ne var ki, birçok parçasının varlığıyla favori olarak sahaya çıkacak olan Banvit’in, sezonun ikinci yarısında pas oyununu ve set düzenlerini sürdüren isim olarak öne çıkan Tolga Geçim ile birlikte, iyi performans vermesine ihtiyaç duyduğu isim Gasper Vidmar. Ludwigsburg’un normal sezon aşamasında Beşiktaş’ı evinde yendiği maçtan da hatırlanacağı üzere, Johannes Thiemann’ın Vladimir Stimac’ı oyundan düşürmesi ve faul problemine sokması maçın seyrini değiştiren bir durumdu. Fiziğiyle Ludwigsburg pota altına korku salması düşünülen Sloven pivotun kendisinden daha hareketli Thiemann’a karşı – özellikle ilk maçın ilk bölümünde – net bir üstünlük kurması, Ludwigsburg savunmasının birçok parçasını kelebek etkisi halinde dağıtabilir.
Kısacası, Banvit için çantada keklik diyemesek de favori yakıştırmasını rahatlıkla yapabileceğimiz bir eşleşme bu. Almanya’daki ikinci maçın kolay geçeceğini söylemek fazla iyimserlik olur ancak Kara Ali Acar’da rakiplerine yaptığı taraftar baskısı ve genel olarak Ludwigsburg’un çok önünde bir ekip olması, Banvit’in yarı final yolunun çakıl taşlarından ziyade asfaltla döşendiği anlamına geliyor. Bu durumun gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini sadece zaman gösterecek.