Bu tecrübeden beri EuroLeague’de düzenli oynayan, elit seviye bir takımda forma giymedin. EuroLeague’den teklif almışsındır muhtemelen ama daha olgunlaşmadan reddettiğin bir teklif oldu mu hiç?
“Birkaç teklif olmuştu fakat ben bulunduğum yeri seviyordum ve ayrılmak istemedim. CSKA’daki kazanınca bile memnun kalınmayan baskı ortamını bildiğim için basketbol anlamında bu seçimi kendim yapmak istedim. Tabii ki ara sıra insanın bir EuroLeague takımına gitme fikriyle ilgilendiği oluyor ama ben olduğum yerde mutluyum. Ailemin de burada mutlu olduğunu biliyorum. Moskova’daki sezon çok meşgul bir sezondu. Uzun seyahatler, uzun kamplar… Aileme zaman ayıramıyordum. Burada eşim ve çocuklarıma daha fazla vakit ayırıyorum ve mutluyum.”
NBA Draft 2007’de seçildin ancak kariyerinde bir NBA maçı oynamadın. Seninle ilgili araştırma yaparken rastladığım bir şey beni şaşırttı. 2008’den sonra NBA Yaz Ligine bir kez dahi gitmemişsin. Birçok oyuncunun şansını denediği bu yerde neden bulunmamayı seçtin?
“Bu benim kişiliğimle alakalı bir şey. Kariyerimde iki şeye önem veriyorum: Sahada süre almama ve mutluluğuma. NBA’de bir kez antrenman kampına katılıp serbest bırakılmıştım, bir kez daha şansımı deneyip Avrupa’da kurduğum kariyeri riske atmak istemedim. Basketbolun bir spor tarafı, bir de iş tarafı var. Antrenman kampları bittiğinde Avrupa’da da transferler bitmiş oluyor. Serbest bırakılırsam Ekim ayında, takım bulmam için iki üç ay beklemem gerek. Orada sakatlanırsam altı ay, belki de bir yıl… NBA hayalim olsa da iş tarafını riske atmayı tercih etmedim.”