Beşiktaş İntegral Forex’in yükselen değerli Ryan Broekhoff’la bir araya gelerek kendisi hakkında merak edilenleri sorduk, bu sezon ve gelecek hakkında yorumlarını aldık, çok keyif aldığımız bir röportaj gerçekleştirdik.
Parkedeki mücadeleci yapısıyla ve başarılı performansıyla Beşiktaş taraftarının sevgilisi haline gelen Ryan Broekhoff bu sezon Türkiye Basketbol Ligi’nde 10,9 sayı, 7 ribaund 3 asist, Eurocup’ta 10 sayı 6,1 ribaund 1,3 asist ortalaması tutturdu.
Ryan Broekhoff’un basketbolla tanışması nasıl gerçekleşti ?
Annem ve babam zaten basketbol oynayan kişilerdi, bu yüzden basketbolun içine doğdum diyebilirim ancak basketbolla tam olarak tanışmam 6 veya 7 yaşında gerçekleşti
Peki bu savaşçı yetenek nasıl keşfedildi ?
Beni ilk keşfeden kişi annem oldu diyebilirim, onun da katkılarıyla bulunduğumuz Victoria eyaletinin takımına kadar yükseldim. Oradaki koçum Guy Mollon’ın kariyerim açısından bana çok destek olduğunu söyleyebilirim.
Üniversite yıllarına gelene kadar basketbol kariyerin nasıl şekillendi ?
16 yaşından 18 yaşıma gelene kadar 1 kez eyalet şampiyonu Victoria eyalet takımıyla da 2 kez Avustralya şampiyonu olduk. İlk kez milli formayla Avustralya’nın U19 takımıyla tanıştım. 16 yaşına gelene kadar boyum kısa olduğu için oyun kurucu pozisyonunda görev aldım ancak boyumun bir anda uzamasıyla kariyerim yeniden şekillendi.
Valpo döneminden bahsedelim; Kinesiyoloji ve Fizyoterapi okuduğunu biliyoruz; Valpo’ya eğitim hayatını sürdürmek için mi gittin yoksa iyi basketbol kariyerine sahip olmak için mi ?
Öncelikle amacım basketboldu ancak bunun yanında iyi de bir eğitim almak istiyordum. Amerika’daki basketbol akademisinde keşfedildim ve bu sayede burs kazanarak Valpo’da eğitim görme şansı kazandım.
NBA Draft’larına girdin ancak seçilemedin, o dönemden bahseder misin biraz ?
Chicago Bulls ve Houston Rockets gibi takımlarla antrenmanlara çıktım, benim için çok büyük bir deneyim oldu. Antrenmanlarda 23/25 üçlük atmama rağmen seçilemedim. Sanırım bunda küçük bir okuldan gelmemin etkisi vardı, fizik olarak da çok hazır olduğum söylenemezdi.
ve Beşiktaş’a transferin. Transferin nasıl gerçekleştiğini anlatır mısın ?
Draft edilemedikten sonra menajerimle iletişime geçmişler, şu anda ismini hatırlayamadığım bir kaç Avrupa takımından da teklif aldım ancak kariyerim için en iyi tercihin Beşiktaş olacağını düşündüğümden tercihimi bu yöndem kullandım.
Beşiktaş’a gelmeden önce daha önce burada oynamış Brad Newley ve Andrew Ogilvy ile konuşma fırsatın oldu mu ?
Brad ile Beşiktaş hakkında konuştum, burasının büyük bir kulüp olduğunu ve gerçekten saygı duyulması gereken bir taraftar topluluğunun olduğunu söyledi. Dünya Şampiyonası sırasında Beşiktaş’a yeni transfer olan Brad ile de oynamış Engin Atsür hakkında da bilgi aldım ancak Andrew ile konuşma fırsatı bulamadım.
İlk profesyonel yılın. Türkiye hakkında düşündüklerin ve karşılaştıkların arasında ne gibi farklılıklar vardı ? Takıma ve ülkeye alışma sürecin nasıl gerçekleşti ?
İstanbul hakkında pek bilgim yoktu ancak buraya gelince büyük bir şehir olduğunu gördüm, insanlar gerçekten çok misafirperver ancak bu şehrin en kötü yanı trafik, gerçekten büyük bir problem.
Takım arkadaşlarımın hepsi İngilizce’yi iyi konuşabiliyordu bu yüzden adaptasyon sorunu yaşamadım diyebilirim
İlk profesyonel sezonun iyi bir ikinci yarının ardından talihsiz bir play-off serisiyle son buldu, sana göre Ryan ve Beşiktaş nasıl bir sezon geçirdi ?
İlk yarı inişli çıkışlı bir performansımız oldu ancak sadece üç maçta kaybederek (Fenerbahçe Ülker, Tofaş ve Nizhny Novgorod) gerçekten muazzam bir ikinci yarı geçirdik. Senin de dediğin gibi talihsiz bir seri sonrası Galatasaray Liv Hospital’a elendik.
Play-off serisinin ilk maçının olduğu gün Soma Faciası gerçekleşti. Bu hadise takımı ve seni olumsuz etkiledi mi ?
Soma Faciası’ndan tabiki olumsuz etkilendik, dünyanın neresinde böyle bir facia gerçekleşse tabi ki etkilenirdik.
Serinin ikinci karşılaşmasında Lofton’ın kullandığı üçlü sonrası top senin önüne düştü ve topu tipleyemedin, böylelikle maçı kaybetmiş oldunuz…
Top benim elime geldiğinde süre dolmuştu, eminim. Videosunu izledim, isterseniz siz de izleyebilirsiniz. (Gülüyor)
Geçen sene ve bu seneki Eurocup serüveninden bahsersek…
Dünyanın farklı yerlerine gidip maç yapmak gerçekten çok güzel. Geçen sene şansız bir şekilde Nizhny Novgorod’a elendik ama bu sene kupayı kazanacak potansiyelimizin olduğunu düşünüyorum. Khimki maçında sakatlanmama rağmen hissetmeden oyuna devam ettim bunun da takımın kazanmayı ne kadar istediğinin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.
Artık milli sporcusun, ülkenin gurur kaynağı olarak Avustralya milli takımıyla geçirdiğin Dünya Şampiyonası senin için ne ifade ediyor ?
Oynamak benim hayalimdi ve bunu gerçekleştirmiş olduğum için çok mutluyum. Bunun her genç oyuncunun hayali olduğunu düşünüyorum. Kendi vatandaşlarımla inanılmaz keyif veren 6 hafta geçirdik.
Biliyorum seni üzücü anlara tekrar getirecek ama senin için Dünya Şampiyonası’nı sonlandıran Emir Preldzic’in üç sayılık basketini ve sonrasında yaşadıklarından bahseder misin?
Sıradaki soru lütfen ! (Gülüyor) Oyuna genel olarak biz hakimdik ama Türkiye gerçekten zekice oynadı ve kazandı. Emir, ülkesi adına gerçekten çok “büyük” bir üçlük isabeti kaydetti.
Aslında Sloven bir oyuncu olan Emir Preldzic’in Türkiye adına böyle bir basket kaydetmesi…
Emir Preldzic, Sloven mi ?!
Dünya Şampiyonası’ndan sonra Beşiktaş senden tatil yapmanı istedi ancak sen bunu reddederek takıma katılmak istediğini söyledin. Hiç dinlenmeden sezonu geçirecek olmak seni nasıl etkileyecek ?
Düzgün vesleniyorum ve iyi dinleniyorum. Geçenki Zenit maçında biraz yorgunluk hissettim ama bu bir maçlık bir şeydi. Kendimi bu sezonu kaldırabilecek kadar yeterli görüyorum.
Basketbolu bıraktığında Valpo’da mezun olduğun mesleği mi yapacaksın yoksa basketbolun içine kalmaya devam mı edeceksin ?
Basketbolu bıraktıktan sonra kendi mesleğimi yapabilirim ancak şartların uygun olması durumunda koçluk da yapmak isterim. Hayatın bize ne getireceği bilinmez.
Maçlara kendini nasıl konsantre edersin, özel totemlerin veya uğruna inandığın şeyler var mı ?
Her maç tekrarladığım özel bir totemim veya uğruna inandığım bir şey yok ama maçlara hazırlanırken Cold Play dinlemeyi severim.
Beşiktaş taraftarı seni gerçekten çok seviyor, sana sosyal medya üzerinden veya günlük hayatta gelen tepkileri nasıl karşılıyorsun ? Senin adına yapılan bir tişört var, tişörtler hakkında neler düşünüyorsun ?
Bir kaç kere Twitter’dan kendi ismimi aratmıştım ancak yazılanlar Türkçe olduğu için anlayamadım. Bu kadar sevildiğimi bilmiyordum ancak bu şekilde öğrenmek beni çok mutlu etti. Onlara layık olmak için çabalıyorum.
Kendini zayıf gördüğün noktalar var mı ? Bu eksiklerini kapatmak ve kendini geliştirmek için ne tür çalışmalar yapıyorsun ?
Bir çok zayıf noktamın olduğunu biliyorum; özellikle benden kısa ve hızlı oyuncuları savunma konusunda. Bu konuda ciddi çalışmalarım var.
Beşiktaş’ın alt yapı oyuncularıyla görüşme fırsatı bulabiliyor musun ? Sence Beşiktaş’ın geleceği nasıl ?
Daha önce alt yapı oyuncularıyla tanışma fırsatım oldu, Ener Berkay Taşkıran gibi oyuncular çıktıkça Beşiktaş’ın geleceği emin ellerde diyebilirim.
Bu röportaj için öncelikle Ryan Broekhoff’a, bana bu fırsatı tanıyan Beşiktaş Basketbol direktörü Sn. Yiğiter Uluğ’a, TrendBasket ailesine ve çeviri için bana yardımcı olan sevgili kardeşim Ömer Faruk Yetiştirici’ye teşekkürü bir borç bilirim
Yiğit Alp Kalkancı