Yazı: Nick Lfynt, Courtside Diaries
Çeviri: Kemal Rutkay Özcan, TrendBasket
Rick Pitino Yunanistan’da ne yapıyor?
Belli ki Panathinaikos’u çalıştırmak için orada.
Eğer bilmeseydim “Yunan Adalarına uzun bir seyahate çıktığını” veya bu minvalde bir şeyler söylerdim. Bu daha mantıklı bir tahmin gibi görünüyordu ancak mantık diyarını terk ediyoruz sporseverler.
[Seyahate çıkmak yerine] Louisville Üniversitesi’ndeki işinde bir dizi utanç verici skandalla anılan Pitino PAO’nun başantrenörü olarak… Zor bir duruma girecekti. Ve Dimitrios Pavlos Giannakopoulos’un şahsında tüm sporlardaki en çılgın takım sahiplerinden biriyle çalışacaktı. Yukarıdaki bağlantıları takip ederseniz o skandalların “para karşılığı seks”, bir “FBI soruşturması” ve bunların hepsinden evvel Pitino’nun bir restoran tuvaletinde evlilik dışı bir cinsel ilişkiyle alakalı bir gasp girişiminin kurbanı olmasını içerdiğini göreceksiniz.
Tüm bunlar müstehcen ve iç gıdıklayan [şeyler] fakat PAO taraftarları Pitino’nun Boston Celtics’te başantrenör/başkan olarak geçirdiği meşhur dönemini duysalar daha da mahcup olurlardı. SB Nation bünyesindeki CelticsBlog.com’un başlığı neydi?
“Rick Pitino kesinlikle en kötüsüydü”
Eğer sadece saha içine dair konuşacaksak Pitino bir ölçüde eşleşmeli tam saha baskı savunmasıyla biliniyor. Basketbolun en üst seviyelerinde tam saha baskıları bir sebepten ötürü görmezsiniz. Sahanın her tarafındaki oyuncular daha becerilidir, karar verme keskinliği daha yüksektir — genel olarak daha çok faul yapmakla ve çabuk top kayıplarından ve turnikelerden takımınız adına üreteceğiniz sayıdan fazla kolay sayı yemekle mükellef olursunuz. Pitino ayrıca size bir eski toprak bir Eğitim Çavuşu™ hissiyatı verecek şekilde tarif edilmekte.
Bu mantalitenin profesyonel seviyede işe yaradığı nadir görülür — örneğin Jim Boylen’ın son dönemdeki Chicago Bulls’una bir göz atın.
Pitino’nun PAO’yu rayına oturtmak için yapması gereken değişiklikler hususunda ise… Hücuma ihtiyaçları var, bu açık. Yeni gelen herhangi bir koçun hücuma dair konuşurken ilk başvurduğu klişe takımın daha çok koşması gerektiğidir. Elinizde PAO gibi savunabilen bir takım varsa (sayabildiğim kadarıyla şu anda EuroLeague savunma verimliliğinde ilk üçte) fakat üç sayılık atış yüzdesi %30’dan azsa… Evet daha çok koşmak zarar vermez.
Benim ayrıca Avrupalı koçların en iyi oyuncularını daha çok oynatmasına yönelik bir ufak bir obsesyonum var – eğer Pitino olsaydım geldiğim gibi favori oyuncularımı dayanabildikleri yere kadar maç başına 35, 36 dakikalara yakın oynatırdım.
Başarının imkansız olduğunu ima etmeyi katiyen istemiyorum. Pitino şayet kolej seviyesinde çok başarılı olmuş bir koçu gözümde büyütmüyorsam gelip sisteminde ve felsefesinde Avrupa’ya neyin uygun olup, neyin olmadığına dayanarak ayarlamalar yapabilecektir. Yapabilecektir dediğime dikkat edin — esnek olmaya istek göstereceğine dair pek bir şüpheliyim — bu, 16 yılını aynı üniversitede koçluk yaparak geçirmiş 66 yaşında bir adam, hatırlayın.
İdeoloji esnekliği için bu bir reçete mi bilmiyorum. Ve PAO’daki durumun zor olduğunu halihazırda söylemiş olsam da ortada bir felaket yok. Pitino, işleri ele almak için Darüşşafaka’ya (1-13) gelmiyor. Yine de ırmağı geçerken at değiştirmek eski deyişte de anlatıldığı gibi durumların en iyisinde dahi nadiren iyi bir fikirdir. PAO, sahibinin yüksek beklentilerini karşılamıyor. Pitino’nun Avrupa tecrübesi yok. Neredeyse yirmi yıl evvel nihayete eren profesyonel koçluk tecrübesi artık adı çıktığı üzere kötü bir şekilde sonlanmıştı.
O tıpkı Larry Brown gibi Avrupa’ya geliyor zira son koçluk görevi skandalla bitmişti.
Yani bu hamleye dahil olmuş kişiler adına yüksek umutlar beslemediğimi söyleyebilirsiniz. PAO’nun beyin takımını çıkıp Rick Pitino’yu getirmeye neyin motive ettiğini bilhassa anlamaya çalışıyorum. Hayal edebildiğim yegane şey şu ki birisi onlara ünlü bir koçun boşta (belki düşük bir fiyata eğer Pitino koçluğa dönmeye bu kadar hevesliyse?) olduğundan bahsetti ve onlar da etraflıca düşünmeden bu fırsata atladı — bu da, şans eseri, Giannakopoulos’un tipik bir özelliğidir. (Vaka #1, Vaka #2)
Tüm taraflara iyi şanslar — Panathinaikos hayranı olmayan biri olarak bu deneyin nasıl gideceğini görmek çok ilgimi çekiyor.