Yazı: Rasheed Wallace (Emekli NBA oyuncusu)
Çeviri: Furkan Evren/TrendBasket
Bu sabah uyandığında yaptığın ilk şey ne oldu? Tuvaletini yapıp sifonu mu çektin? Dişini mi fırçaladın? Duş mu aldın? Her ne yaptıysan su kullandığını farz ediyorum.
Sonra ne yaptın? Kendine kahve mi koydun çay mı? Kahvaltı için kullandığın tavayı mı yıkadın?
Daha fazla su…
Peki, ofise gittiğinde? Elllerini yıkadın mı? Atıştırmalık olarak getirdiğin elmayı suya tuttun mu? Kesinlikle su kullandın.
Bu çok doğal, su, yaşamımızın bir parçası.
Eğer Michigan Flint’te yaşamıyorsan.
Televizyonunda artık görmediğinden muhtemelen Flint’in sorunlarının geçmişte kaldığını düşünmüşsündür.
Ben Flint’i birkaç yıldır ziyaret ediyorum sana doğruyu söyleyeyim.
Flint’teki bazı insanlar duş alamıyor çünkü suları kurşundan dolayı zehirli.
Suyu kaynatmak, lavaboya döküp, ardından tekrar yıkamak zorundalar.
Yetişkin bir insan hala kuş banyosu yapmak zorunda, bu doğru değil ve yakın zamanda değişmeyecek.
Su uzmanı falan değilim ama bunun boktan olduğunu bilmek için bir şeyin uzmanı olmaya ihtiyacım yok. Hükümetin tasarruf yapmak için insanları riske attığı berbat haberleri yeni gördüm ve yardım etmem gerektiğini biliyordum.
Gittim. Bazı arkadaşlarım ve aileden birkaç kişiyle Detroit’e uçup, bir kamyon kiraladık. İçini doldurabileceğimiz kadar damacana suyla doldurup Flint’e sürdük.
İlk ziyaretimde Amerika’nın içinde bir üçüncü dünya ülkesi gördüm.
Tahtayla yamanmış evler, kapanmış iş yerleri… Geceleri ise sokak lambaları yanmıyor. Bir blokta 12-15 arası ev vardı ama bunlardan yalnızca ikisi doluydu. Flint’in bir kısmı zaten aşırı yoksullukla boğuşuyordu ama farklı bir şey daha gördüm: İnsanların saçlarındaki döküntüler yetişkinlerde ve çocuklarda. Hepsinin sebebi zehirli suydu. Düşünün bir, en fakir insanlar en ağır bedeli ödüyor.
Kilise, hastane veya devlet binalarına gitmedim. Haklıydım, insanlarla mahallede, projelerde kapıdan kapıya giderken… Yapılması gereken buydu. Flint’te evden çıkamayıp, ihtiyaçlarını karşılayamayan çok sayıda yaşlı insan var.
Evden eve gidip, suyu dağıttık mahalle sakinlerine ve onlar için burada olduğumuzu gösterdik. Oradayken harekete geçmeye karar vermiş eski bir NBA oyuncusuyla daha tanıştım. Flint sakini Mo Peterson.
Suları dağıtmayı bitirdikten sonra Mo ve ben şehir merkezine inip, yemek almaya karar verdik. Restorana gittiğimizde kapıda bir işaret gördüm ve beni çok kızdırdı.
SUYUMUZ GÜVENLİ
Bir saniye, nasıl yani? Nasıl merkezde su iyi olur ama üç blok ötedeki su çocukları hasta eder?
Yemek yerken Mo ile Flint’i, bu duruma ne kadar kızgın olduğumuzu ve yardım için elimizden daha fazla ne gelebileceğini düşündük. Yemeğin sonlarına doğru arkamızda oturan insanlar masamıza yaklaştı.
Devlet için çalışıyorlardı ve konuşmamıza kulak misafiri olmuşlardı. Onlara Flint’te ne yaptıklarını sordum bana Flint sakinlerinin su kriziyle ilgili nasıl hissettiklerini incelediklerini söylediler.
İnanamadım.
Nasıl hissediyorlardı?
Binlerce çocuk aşırı derecede kurşunlu suya maruz kaldı ve belli ki devlet bunu örtmeye çalışıyordu.
Nasıl hissetmelerini bekliyordun?
Kimse bununla ilgili güzel bir şey hissetmez. Bu kriz.
Hepinize söylüyorum gidip, görebilirsiniz.
Ne zaman ailem, arkadaşlarım, veya eski takım arkadaşlarımdan biri bana ‘’Bir daha Flint’e gideceğin zaman haber ver ben de biraz su almak istiyorum’’ dese onlara ‘’Benimle gelmeye ne dersin? Benimle gelip, durumun ne kadar boktan olduğunu görmeye ne dersin?’’ diyorum.
Flint’e sürekli gitmemin tek sebebi insanlar. Umutları var. Başkalarının onları düşündüğünü bilmeye ihtiyaçları var.
Pistons için oynarken beni desteklemişlerdi. Flint’ten bir maç biletini bile alamayacak çok kişi vardı ama bir şekilde aldılar veya şampiyon olduğumuzda kutlamalara geldiler. Onlara en azından su dağıtabilirim. Herhangi bir organizasyon veya devlet kurumuyla birlikte değilim. Oraya kendi başıma gittim çünkü yapılması gereken doğru şey buydu.
Oraya her gittiğimde insanlar bana hayranca bakıyorlardı fakat ben yardımın yokluğundan usanmıştım.
Suyun düzeldiği konusundaki saçmalığa inanmayın. Su düzelmedi. Bu olay bitmedi. Üzerine konuşulmaması bittiği anlamına gelmiyor. Işığın hala bunda parlamaya ihtiyacı var.
Amerika’da yaşanmış herhangi bir felaketi düşünün. Devlet kurumları her zaman yardıma gelmiştir.
Bu olay New York’ta olsaydı? Bana Flint’teki insanların bu doğal afet değil diye yardım alamayacağını mı söylüyorsunuz? Gülünç. Devlet su, boku yedikten iki sene sonra Ekim ayının başında düzeltmek için finansmanı onayladı. Sizi bu kadar bekleten neydi?
Bu sadece uzun soluklu bir çözüm, aynı zamanda büyük resimdeki projeler için para. Milyarlarca dolarlık problem için 170 milyon. Suyu şu an temizlemesi gereken insanlar için hiçbir şey.
İşi daha kötü yapan ise şu zamana kadar burada herhangi bir su kamyonu görmedim. Niye kimse su göndermiyor?
Gerçekten sert olanı duymak istiyorsunuz değil mi?
Şehir 2014’ten beri Detroit’ten işlenmiş su almayı durdurdu ve Flint Nehri’ndeki suyu kullanmaya başladı.(Vali Snyder nehirdeki suyun kirlenmiş olduğunu bilmediğini söyledi.) Ocak 2015’te devlet yetkilileri Flint’teki hükümet çalışanları için sağlıklı olduğunu söyledikleri bir şişe su gönderdiler. Sağlıklı olsa da olmasa da devlet su desteğini değiştirdiğinde şehirdeki herkesin hayatını tehlikeye attı.
Ve bugüne kadar Flint sakinleri hala su faturalarını ödüyor. Sağlıksız ve kirli su için para ödemek zorundalar, düşünebiliyor musunuz?
Doğru duydunuz. Hala bu insanlardan lanet su faturasını ödemelerini istiyorlar.
Bunu okuyup, aldırmayabilirsiniz. Neden bahsettiğimi bilmediğimi söyleyebilirsiniz. Su uzmanı değilim. Kimyager de değilim. Ama Flint’teydim. Neler olduğunu gördüm. Amerika’da bir üçüncü dünya ülkesinde yaşanabilecek bir olay yaşanıyor. Gerçek bu.
Kameralar gitti ama insanlar hala orada ve hala yardımımıza ihtiyaçları var.
Orijinal kaynak | The Players Tribune | The Truth About Flint