Davis – Lakers – Boston üçgeninde değinmek istediğim son bir konu daha var:
Boston’ın Isaiah Thomas’ı takaslaması vefasızlık mıydı? Yoksa bu işin doğal bir parçası mı? Evet, bu bir “iş” ve oyuncular her an takaslanabileceklerini biliyorlar. Ama oyuncular da makine değiller, insanlar sonuçta. Ve bir oyuncu kardeşi vefat ettikten sonra veya mevcut sakatlığının daha kötüye gitme ihtimaline karşın takımını eksik ve güçsüz bırakmamak için maça çıkıp oynuyorsa yaptığı bu fedakârlığa karşılık takımının kendisine biraz daha “değer” vermesini bekliyor.
Bu durum “Kimse Boston’da oynamak istemiyor.” demek değildir tabii ki. Ama şu da bir gerçek ki lig genelinde oyuncular Boston yönetiminin vereceği sözlere güvenmemekte haklılar ve hesaplarına geldiğinde bu “vefa” kartını (en son Davis’in babası tarafından hatırlatıldığı şekliyle) kullanacaklardır.
Bu arada Boston’ın Hayward’a transfer döneminde ne söz verip vermediğini bilmiyorum ama potansiyel takas dedikodularında (özellikle bu yaz Davis için yapılabilecek) adının sık sık geçiyor olması da Boston yönetiminin bu konudaki kötü imajını güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Öte yandan Lakers’a bakarsak aşil sakatlığı yaşayan Kobe’ye zamanında iki yıl için yaklaşık 50 milyon dolarlık son kontratını verdiğinde ben de yönetimi çok eleştirmiştim. Ama Kobe’ye verilen o kontratın yıldız oyunculara “Biz size önem veririz.” mesajını verdiğini de kabul etmek lazım.