Fenerbahçe Ülker, normal sezonu 2. Sırada tamamlayarak Uşak Sportif’le play-off çeyrek finalinde eşleşti. Seride ilk karşılaşma bu akşam saat 20:45’te Ülker Sports Arena’da oynanacak. İkinci maç ise Perşembe günü Uşak’ta olacak. Sezonun sürpriz takımlarından birisi olan Uşak Sportif, TBL’ye yükseldiği ilk yıl da play-off yaparak büyük bir başarıya imza attı…
Pianigiani, Ertuğrul Erdoğan ve Obradovic…
Kasedi biraz geriye saracak olursak, geçen sene Fenerbahçe Ülker’de Pianigiani’nin macerası kısa sürmüştü. Ardından İtalyan koçun yerini Ertuğrul Erdoğan aldı ancak Sarı-Lacivertli ekip gelecek sezonu Pianigiani gider gitmez düşünmeye başlamıştı bile… Herkesin birleştiği tek bir isim vardı: Zeljko Obradovic. Bir ara görüşmeler neredeyse durma noktasına geldi ve Fenerbahçe Ülker, yeni isimler üzerinde durdu. Ama eninde sonunda Fenerbahçe Ülker, 8 Euroleague şampiyonluğu ve sayısız başarısı olan Zeljko Obradovic’i takımın başına getirdi. Elbette Obradovic’in olduğu yerde beklenti de haliyle büyük oluyor, olmalı da. Ama şu da bir gerçek ki, hiçbir koçun elinde sihirli değnek yok. Tabii ilk senesinde Fenerbahçe Ülker’den Euroleague’de çok büyük başarılar (Final-Four) bekleyenler biraz hayal kırıklığına uğradı. Ben en azından Play-off yapacaklarını düşünüyordum ama Fenerbahçe Ülker, Euroleague sezonunda çok inişli-çıkışlı bir performans sergiledi. Euroleague açısından elbette bu seneki performans hayal kırıklığı olarak nitelendirilebilir. Obradovic için TBL’yi kazanmak şu anda en önemli bir hedef. Ligi kazanarak, yaza mutlu ve rahat girmek, önümüzdeki sezon için de hamleleri yapmaya başlamak istiyordur elbette. TBL’yi kazanmak Obradovic’in kariyeri açısından çok büyük bir başarı değildir, olamaz da ama şu anda bulunduğu durum için ‘rahatlatıcı’ bir başarı olacaktır.
Yerli ve Yabancı Hamleleri
Geçen yaz yapılan hamlelere bakacak olursak; Obradovic, herkesi şaşırtarak kadrosuna Melih Mahmutoğlu’nu ekledi. Şu ana kadar Melih’ten de bence oldukça iyi katkı aldı ve Melih’in de bu sezon kendini geliştirdiğini söyleyebilirim. Banvit’ten İzzet Türkyılmaz da Melih’le birlikte kadroya eklenen bir diğer isim oldu. Bir ara hayli koçun gözünden düşmüş gibi gözüktü ama o da sezonun sonuna doğru performansını biraz daha arttı diyebiliriz.
Yabancı hamleleri ise kağıt üzerinde heyecan vericiydi: Nemanja Bjelica, Luka Zoric, Linas Kleiza. Sonuçta Bjelica, Barcelona başta olmak üzere birçok Avrupa’daki üst seviye takımın istediği bir oyuncuydu ve Fenerbahçe’ye Obradovic istediği için gelmişti. Zoric de Malaga’daki performansıyla iyi ve formda şekilde geliyordu. Kleiza ise Eurobasket’te Litvanya’yı taşımış ve zaten kalitesi-yetenekleri tartışılmayacak bir isimdi.
Savunma
Bu hamleler yapıldığında, unutulan bir şey vardı, o da savunma. Bu 3 ismin yanında Emir Preldzic ve Bojan Bogdanovic gibi de isimler vardı ve topladığınız zaman bu 5 isimden hiçbirisi, iyi savunmacı olarak adlandırılamaz. Hepsinin genel anlamda savunma zaafı var ve doğal olarak Bjelica, Preldzic, Bogdanovic, Kleiza ve Zoric gibi oyuncularla oynadığınız bölümde dirençli, sert savunma yapmanız mümkün değil. Sezon boyunca Fenerbahçe Ülker’in en çok sıkıntı yaşadığı alan, savunma oldu.
Hücum
Fenerbahçe Ülker’in hücumda hem içeriden, hem de dışarıdan birçok silahı var. Keza bolca da versatil, wing (kanat) oyuncuları var. Ama altta da belirteceğim gibi, hücumda bir liderleri yok. Liderden kastım elbette Obradovic’in takımlarında görmeye alıştığımız Diamantidis, Bodiroga tarzı oyuncular. Günümüzden örnek verecek olursak; Sergio Rodriguez, Vassilis Spanoulis gibi… Kleiza gibi hem post-up, hem de dışarıdan şut silahi olan; Bogdanovic gibi her anlamıyla hücumda komple bir oyuncu; Preldzic gibi çok yönlü, iyi pNr oynayan, saha görüşü üst düzey olan; Bo gibi açık alanda çok etkili, çabuk; Bjelica gibi de rakipler için tutulması zor-ters bir oyuncuya sahip Fenerbahçe Ülker. Zoric de pNr konusunda bence TBL’nin en iyi uzunu olabilir. Kısacası, Fenerbahçe’nin hücumda çok fazla silahı var ama bu silahları kullanabilecek üst düzey, tecrübeli bir oyun kurucu yok.
Lider Eksikliği
Fenerbahçe Ülker’in sahada kritik anlarda güvenebileceği, takımı iyi yönlendirebilecek, yani sırtını güvenle yaslayabileceği bir oyuncu maalesef yok. Yani lider. Ne Emir, ne Bojan, ne Kleiza, ne de bir başkası bu rolü istikrarlı olarak yapabilecek oyuncular değiller. Bunu bu sezon gördük. Bo McCalebb bence işin emek kısmında bu sene herkesten iyiydi. Övgüyü de kesinlikle hak ediyor. Ama maalesef Obradovic’in aradığı veya istediği oyun kurucu, kesinlikle Bo değil.
2 Kritik Sakatlık
Fenerbahçe Ülker’in sezonunu 2 sakatlık bence çok değiştirdi ve etkiledi. En önemlisi Gasper Vidmar elbette. Pota altında Zoric’in getiremediği sertliği getiriyor ve hücumda da belli bir katkı veriyordu takıma. Onun sakatlığının ardından Zoric’in yanına Sekulic eklemesi geldi ama o da ne kadar katkı verdi, tartışılır (sakatlığı da oldu tabii bu arada). Diğeri ise, Kenan Sipahi‘nin Türkiye Kupası çeyrek finalinde yaşadığı o üzücü sakatlık. Kenan’ın sakatlığının ardından zaten var olan oyun kurucu arayışlarını Fenerbahçe Ülker sürdürmüş ama bir türlü markette istedikleri oyuncuyu bulamamışlardı haliyle. Sonunda Pierre Jackson‘a gittiler ama onun da gelişiyle gidişi bir oldu. Burada tabii Berk Uğurlu‘nun kendisine gelen şansı çok iyi değerlendirdiğini söylememiz lazım. Tabii sezon başından beri sakat olan İlkan Karaman‘dan hiç katkı alınamaması, Oğuz Savaş‘ın da son aylarda takıma katılmasını da eklememiz lazım sakatlıklara. Özellikle de Oğuz sakatlıktan döndükten sonra iyi katkı verdi diyebiliriz takıma.
Normal Sezon Performansı
Fenerbahçe Ülker’in TBL’deki normal sezonuna baktığımız zaman, 6 mağlubiyet aldığını görüyoruz. Ben şahsen bu 6 mağlubiyetin hepsini yerinden izleme şansı buldum. Fenerbahçe Ülker’in 2 maçta da yenildiği 2 takım var: Pınar Karşıyaka ve Banvit. Banvit’i iç sahada zaten yenen takım bu sezon olmadı. Normal sezonun tartışmasız en iyi takımı. İlk maçı Bandırma’da başından sonuna kadar kontrol ettiler ve rahat kazandılar. İkinci maçta ise Rowland’ın son saniyede bulduğu basketle Obradovic’in Fenerbahçe Ülker’ini bir sezonda 2 kez yenmeyi başardılar. Itoudis’in de tabii uzun yıllar yardımcılığını yaptığı Obradovic’i 2 kez yenmesi, “boynuz kulağı geçti & çırak, ustayı yendi” gibi benzetmeler yapılmasına sebep oldu. Karşıyaka da evinde yenilmesi zor bir takım ve o Banvit’e 2 yenilgisinden birisini İzmir’de tattırmışlardı. İlk maçta Fenerbahçe Ülker Dixon’ı durduramayınca, belkide Türkiye kariyerinin en iyi maçlarından birini oynamış ve Karşıyaka’yı galibiyete taşımıştı. Son İzmir’de oynanan maçta Diebler’ı dışarıdan ve Batista’yı da içeriden durduramayınca, Karşıyaka maçı rahat bir şekilde kazanmıştı. Kaldı ki o atmosferde Karşıyaka’yı yenmek cidden çok zor. Hele bir de takım istekli-arzulu oynayınca…
Uşak Sportif Eşleşmesi
Fenerbahçe Ülker’e bence gelebilecek en iyi rakip geldi. Tofaş yine onları normal sezonda yenmiş bir takım ve açıkçası olası eşleşmede Tofaş bir maç alsa, sürpriz olmazdı. Uşak Sportif’le Fenerbahçe Ülker normal sezonda oynadığı 2 maçı da çok rahat bir şekilde kazanmıştı. Uşak, ligin belkide en tempolu oynayan takımı ve kağıt üzerinde de Carter, Zupan, Holman, Warren gibi iyi hücum silahları var. Özellikle de Justin Carter’ın müthiş bir sezon geçirdiğini söylemek lazım. Uşak’ın buralara gelmesindeki aslan payı ona ait… Açıkçası ben Uşak’ın normal sezondaki 2 maçtan daha iyi bir performans göstermesini bekliyorum. Eğer iyi günlerinde olurlarsa bir ihtimal Uşak’ta oynanacak maçı kazanabilirler ama ben bu seriyi Fenerbahçe Ülker’in 2-0’la geçip, Karşıyaka-Efes serisinin kazananını bekleyeceklerini düşünüyorum.