Playoff Öncesi: Pınar Karşıyaka

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim. Pınar Karşıyaka tam bir koç takımı. Geçtiğimiz yılki kadrosundan genç oyuncular hariç sadece Bobby Dixon, Jon Diebler ve Soner Şentürk’ü kadrolarında tuttular ya da tutabildiler. Yepyeni bir kadroyu aynı anlayışla sahaya sürüldü ve beklenen başarı sağlandı.

Sezon başlamadan önce hedef Türkiye Ligi’nde yarı final, Türkiye Kupası’nda gidilebilecek yere kadar gitmek ve Euro Cup’ta tur atlamaktı. Şu ana kadar bakıldığında Euro Cup hedefi tuttu, ve Karşıyaka tarihinde ilk defa Türkiye Kupası kazanıldı. Pınar Karşıyaka ilk turda elense dahi tarihine unutulmaz bir sezon ekledi; ancak Ufuk Sarıca ve ekibinin hedefleri büyük.

Pınar Karşıyaka sezon ortasında Amerikalısı Leo Lyons’ı gönderip yerine bir süre gecikmesine rağmen Jawad Williams’ı aldı. Bu hamle daha önce yapılsaydı belki Euro Cup macerası biraz daha uzun sürebilirdi.

Oyuncu kadrosunu tek tek incelersek:

 

Bobby Dixon:

Yukarıda da belirttiğim gibi takımdaki ikinci sezonu. Ufuk Sarıca ile aralarında özel bir bağ var. Hatta “Koç kendini git şu duvara vur derserse düşünmeden yaparım” diyecek kadar koçuna saygı duyuyor ve güveniyor. Geçen sezonla kıyasladığımızda yüzdeleri biraz daha düşmüş durumda. Yine de maç başına 14 sayı ile ligde 13. Sırada ve maç başına 4,7 asist ile ligde 11. Sırada. Geçtiğimiz yıl bu istatistiklerde 8. ve 5. Olmuştu.

Dixon maçın içindeyse daha yüzdeli şut atıyor, bazen biraz daha umursamaz oluyor, o zaman hem daha az şut kullanıyor hem de yüzdesi düşüyor. Attığı üç sayılık atış sayısi ile yüzdesini karşılaştırınca bu zaten görülüyor. Çok üç sayılık atış kullandığı maçlarda daha yüzdeli atıyor. Playofflar çocuklarla adamların ayrıldığı yerler olarak bilinir. Geçen sene oynanan playofflarda da çok iyiydi, yine takımını sırtlayacaktır. Sıkıntısı fazla dinlenme şansı bulamıyor, sebebi aşağıdaki iki oyuncuda.

bobby3sayi

 

Yunus Emre Sonsırma ve Soner Şentürk:

Bu iki oyuncunun amacı Dixon’ın dinlendiği dönemlerde oyuna girmek ve bazen de Dixon ile birlikte oynayıp Dixon’ın yerine top getirerek yıpranmasını azaltmak. Iki oyuncunun da ciddi eksikleri var.

Soner’in şutu yok, şutu yok derken bir oyun kurucu olarak %53,5 ile serbest atış kullanıyor. Ayakları çok çabuk; ancak bunu sadece savunmada avantaja çevirebiliyor. Geçtiğimiz yıl Aminu ile güzel ikili oyunlar oynayarak ona pozisyonlar yaratabiliyordu, ancak şu anda hızli ayaklı bir uzunla oynamadığı için hücumda riske edilen adam konumunda oluyor. Bu da hücum ritmini ciddi aksatıyor. Şut verimliliği %39,7

Yunus Emre ise genç bir oyuncu olmanın zorluklarını yaşıyor. Gözü sürekli kenarda, Ufuk Sarıca onu pozisyon bulunca şut atması gerektiğine ikna etmekte zorlanıyor. Ikna edebildiği zaman ise bir sonraki pozisyon oluyor ve kimi zaman biraz zorlama bir şut izliyoruz. Zamanla gelişecektir.

Iki oyuncu Dixon’a sadece 8 dakika dinlenme süresi sağlayabiliyor; ama özellikle önemli maçlarda Dixon neredeyse hiç çıkmadan oynuyor.

soner_yunus_bobby

Can Altıntığ:

Oyuncunun sahada olduğu sürede takıma kattıkları istatistiklerden daha fazlası. Topu getirebiliyor, hızlı hücum bitirebiliyor ve en önemlisi doğru kararlar alabiliyor. O sahadayken Dixon daha rahat hücum ediyor. Top kullanmaktan da çekinmeyen oyuncu şut verimliliğinde uzunlar ve Diebler’ın hemen arkasında. Playofflarda da takıma katkısı büyük olacaktır.

 

Jon Diebler:

Bu sezon tam tabiriyle “insan değil”. Öncelikle olağanüstü bir kondüsyonu var. 3 uzatmaya giden Royal Halı Gaziantep Basket maçında 51 dakika sahada kaldı. Sürekli konsantre, savunmada koçun kendisinden ne istediğini çok iyi anlamış durumda. Bütün sezon düşüş yaşamadı. %47,7 ile üç sayılık atış yüzdesi muazzam. O kadar formda ki her yerden atıyor:

 

Maç başına ortalama 6 üç sayılık atış deniyor ve bunların tümünü set hücumları üzerinden gerçekleştiriyor. Oyunu hiç zorlamadığı için bulduğu atış sayısı ile yüzdesi arasında bir bağlantı yok. Aşağıdaki grafikte kullandığı atış sayısı ile üç sayılık atış yüzdesi karşılaştırmasını görebilirsiniz.

diebler3sayi

Inanç Koç:

Takımın abisi, kaptan kontenjanından süre buluyor. Burada bir kupa kaldırmak istiyordu ve hedefine ulaştı. Diebler’ın dinlendiği sürelerde tecrübesiyle akılcı fauller yaparak tempoyu ayarlayarak rakibin hamle yapmasını engelliyor.

Dış oyuncuları incelemeyi bitirdik. Uzunlara geçmeden önce takımın iç dış dengesine bir göz atalım. Pınar Karşıyaka’da top kullanımında inanılmaz bir iç dış dengesi var. Iç ve dış oyuncuların top kullanma yüzdeleri %50 – %50. Dış oyuncuların dağılımı şu şekilde:

 

 

Ekran Resmi 2014-05-07 12.52.15

 

 

Jawad Williams: 

Takıma sonradan katıldı, setlere adapte olması zaman aldı. Hala tam olarak setlerde ne yapacağını bilemiyor. O yüzden o oyundayken izolasyon oynayabileceği setlerin içerisinde yer alması sağlanıyor. Potaya giden bir dört numara değil orta mesafeden geriye çekilere şut atıyor ve pozisyon geldiğinde de üç sayılık atış kullanmaktan çekinmiyor. Çok yüzdeli değil; ama sonuçta uzun rotasyonunda olması gereken bir isim.

 

Barış Hersek:

Çalışarak neler yapılabileceğinin ispatı. Son dönemde üç sayı yüzdesi biraz düşse de üzerine çizilen Batista ile paslaşıp potaya gittiği setlerle daha kolay atışlar bulabilir hale geldi. Bir uzun için yeterince ribaund alabilir durumda değil. Savunmada ayakları yavaş olmasına rağmen oyun zekasıyla her yere yetişmeye çalışıyor.

 

Esteban Batista:

Pınar Karşıyaka için tam bir piyango. Bu kariyerde bu fiyatlarda bir oyuncunun yeşil kırmızılı formayı giymesi büyük bir olay. Isini yapabiliyor olmayı seviyor. Geçtiğimiz iki yılda bulamadığı dakikaların acısını çıkarıyor. 16,2 sayı ile bu kategoride ligde 4. sırada. Maç başına aldığı 8,7 ribaund ile de ligde ikinci. Hücum verimliliği istatistiğinde takımın en iyisi. Hem kuvvetli hem de ortalama bir ayak çabukluğuna sahip olduğu için savunulması çok zor. Ribaund sezgisi çok yüksek. EuroCup ikinci turunda en değerli oyuncu oldu, esasında ayakta kalan tek oyuncu da oydu. Çok top kullandığı için top kaybı sayısı biraz yüksek. Ligin en çok top kaybeden 9. oyuncusu. Dinlenebilmesi Mutlu Demir’in performansına bağlı.

 

Mutlu Demir:

Esasında çok yetenekli; ancak mental olarak sorunlar yaşıyor. Bu kadar iri ve kuvvetli bir adamın biraz daha korkutucu olması gerek. Batista kenardayken aldığı dakikalarda onun yaptığı işin benzerini yapmaya çalışıyor. Ribaund sezgisi zayıf, kolay faul problemine girebiliyor. Hücumda ise ilginç silahları var.

Uzunların top kullanım dağılımı ise şu şekilde:

 

Ekran Resmi 2014-05-07 12.52.02

Genel olarak takıma bakarsak Ufuk Sarıca’nın takımı olduğunu tekrar vurgulamamız gerekir. Her hücumda, her savunmada imzası var. Oyunculara tek tek ne yapmaları gerektiğini söylüyor. Adeta bir Playstation oyunu gibi bu adamın şutunu riske et, gel hemen ikili sıkıştır, fake atılırsa zıplama gibi her pozisyonu maç içinde tek tek anlatmaya devam ediyor.

Pınar Karşıyaka hızlı hücumdan fazla sayı bulabilen bir takım değil, o yüzden ligin en yavaş hücum eden takımlarından biri. Top kaybı oranı da buna bağlı olarak düşük oluyor. Dixon’ın ve Batista’nın kendi yetenekleriyle çok şut kullanmaları ve sayı bulmaları Pınar Karşıyaka’nın asist oranını da düşük hale getiriyor. Esasında tüm bu veriler Anadolu Efes ile benzerlik gösteriyor.

 

Ekran Resmi 2014-05-07 22.42.43

Ligde ve kupada yapılan üç maç da çok çekişmeli geçti ve Efes’in bu maçlarda 2-1 üstünlüğü bulunuyor.

Seri 12 Mayıs Pazartesi günü Istanbul’da başlayacak, ikinci maç 15 Mayıs Perşembe Izmir’de oynanacak. Seride belirleyici noktanın daha fazla istemek olacağını düşünüyorum ve şu anki şartlarda favori Pınar Karşıyaka olarak görünüyor. Güzel bir seri bizleri bekliyor, tadını çıkaralım!

3 YORUMLAR

  1. Öncelikle kutluyorum, zevkle okudum.

    Pınar Karşıyaka kadrosunda önemli handikaplara sahip ama Dixon-Diebler-Batista gibi üst düzey üç yabancıyla bu handikapını dengeliyor. Özellikle Diebler oyuna çok konsantre ve dağınık olmaması önemli bir avantaj sağlıyor. Takım ruhunu çok iyi yakaladılar, Sarıca’yı da tebrik etmeyi unutmayalım. Dixon’ın önemli maçlarda daha iyi oynadığı ortada ve Avrupa basketbolunda oyun kurucunun önemi de aşikar. Bir takımın oyun kurucusuna bu kadar bağımlı olması sorun olabilir ama Dixon kendine güvenildiğinde neredeyse %100 ihtimalle takımı hayalkırıklığına uğratmıyor.

    • Yorumunuz ve katkılarınız için teşekkür ederim. Kritik olan nokta Doğuş’un Dixon’a yapacağı savunma ve Dixon’ın buna bulacağı çözümler olacaktır. Bir de Türkiye Kupası finalinde Doğuş biraz erken faul problemine girmişti, bu da Dixon’ı epey rahatlatmıştı. Ilk maçta seri hakkında fikir ediniriz diye düşünüyorum. Zaten kısa bir seri. Ilk turun en heyecan verici eşleşmesi bu olacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler